"Seni sonsuza kadar seveceğim."
"Sonsuzluk uzun bir süre. Muhtemelen benden bıkarsın."
"Senden asla bıkmam, öyle saçma şeyler söyleme."☆☆☆
Yabancı...
Derin bir iç çektikten sonra Yeosang saç spreyinin şişesini koydu ve şişenin lavaboya çarpışıyla metal ses etrafa yayıldı. Aynadaki yansıması direkt ona bakıyordu, üzgün gözleriyle aynadaki adama neredeyse acıyarak bakıyordu.
Seonghwa'yla karşılaşmasının üzerinden günler geçmişti, iş aramakla ya da okula başvurmakla geçirmesi gereken günler... Ama tek yaptığı babasını ziyaret etmek, Wooyoung'la takılmak ve odasında somurtmak olmuştu. Lucas ise işiyle meşguldü ki en iyisi de oydu.
Yeosang birkaç derin nefes alarak elleriyle kenarından tutunduğu lavaboya doğru eğildi. Soeonghwa'yla tekrar karşılaşmasının onu bu kadar etkilemesinden nefret ediyordu, onun söylediği ya da yaptığı şeyleri umursamamalıydı. Seonghwa'nın da dediği gibi artık birbirlerini tanımıyorlardı. Birbirilerine yabancıydılar.
Gözleri tekrar aynadaki yansımasıyla buluştuğunda yanaklarından sessiz yaşlar süzülüyordu. Hızla hepsini sildi, Lucas onu almak için her an kapıya gelebilirdi ve ağladığını fark etmesini istemiyordu. Yeosang bu gece için kusursuz göründüğünden emin olmak için son kez kendisine baktı ve banyodan çıktı.
Wooyoung ve San'la yaşamak şimdiye kadar iyi gitmişti; ne çok iyi ne de çok kötü, sadece iyiydi. Wooyoung her zamanki gibi gürültülüydü, hatta bazen aşırı gürültülü oluyordu, özellikle eve birilerini getirdiğinde. San finans bölümünden iç mimarlığa geçmişti ve genelde odasında çalışıyor oluyordu. Wooyoung ise mezun olmasına rağmen parası için hala aynı evde kalıyordu
"Vay vay vay! Birileri bu gece baya ateşli görünüyor," dedi Wooyoung kahkaha atarak Yeosang'ın oturma odasına girdiğini görünce. "Yarın sabahtan önce gelmezsin diye tahmin ediyorum," diye ekledi göz kırparak.
Yeosang, San'ın gözlerini devirdiği fark etti ama görmezden gelmeyi tercih etti. Yine. Kapı zili çaldığında Yeosang dikkatini düşünmesi gereken diğer şeylere verdi. Ama içten içe San'la arasındaki şeyin bir gün patlayacağından korkuyordu. İkisi de birbirlerinden hoşlanmadıklarını saklamak için çok da uğraşmıyordu fakat Wooyoung hiçbir şeyi fark etmezken iki en yakın arkadaşıyla yaşamaktan gayet mutlu görünüyordu.
✦
"Her şey yolunda mı? Sevgilim biraz sessiz gibi?" diye sordu Lucas bir elini nazikçe Yeosang'ın bacağına koyarak.
"Evet, iyiyim. Sadece yorgunum ve... geri dönmüş olmak hala biraz garip hissettiriyor," diye mırıldandı Yeosang, şehrin caddelerinde ilerlerken camdan dışarı bakıyordu.
Akşam canı dışarı çıkmak istemiyordu ama Yeosang evde kalmak istemiyormuş gibi davranmak için elinden geleni yapıyordu. Nereye gideceklerini ya da hangi etkinliğe katılacaklarını bile hatırlamıyordu. Artık bir öneminin olmadığını biliyordu, hep aynı şeydi; kendisi için aşırı lükse kaçan, aşırı derece küçük porsiyonlu yemekleri olan ve hiçbir ortak noktasının olmadığı insanlarla dolu yerlerden bir yere gideceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When we were | Seongsang ✦ 'Just as we are' devam kitabı (Türkçe Çeviri)
FanfictionYeosang hayatının ne bir masal ne de romantik bir roman olmadığı gerçeğinin farkına varmıştı; hayatı sonsuz bir okyanusun yüzeyinde kalma savaşı verdiği kısa bir hikayeydi. Ve o okyanusta, başka birisini gerçekten sevmeden önce kendisini bulup sevm...