19★Şimşekler [M]

63 8 1
                                    

✦

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Sabah erkenden kalkmak Yeosang'ın asla hoşlanmadığı ya da yeni işinde iki hafta geçmesine rağmen hala alışamadığı bir şeydi. Sabah güneşini yüzünde hissetmek az da olsa iyi hissettirse de her sabah bir markete girip büyük bir kahve almak zorunda kalıyordu.

Yeosang yavaş yavaş hayatı düzene girmiş gibi hissediyordu; yeni bir işi vardı, her gün San'ın aptal yüzüne bakmak zorunda kalsa da içinde yaşayabildiği bir evi vardı, arada sırada babasını ziyaret ediyordu ve yanında sevgilisi vardı. Onu anlayan ve seven bir sevgilisi vardı.

İşe vardığında Hongjoong'u ve diğer iş arkadaşlarını selamladı ve onu bekleyen güne hazırlanmaya başladı. Yeni işini sevmesi onun için de çok şaşırtıcıydı ve tüm çocuklar o kadar çok sevimli ve hayat doluydu ki Yeosang asla öyle hissedemediği için içten içe onları kıskanıyordu.

Yeosang dolaptan boyama kalemlerini almak için kollarını uzattığında sırtına bir ağrı saplandığı hissetti. Mavi sweatshirtünün içinde kimseye gösteremeyeceği bir sır vardı, en azından sadece kendisi ve Hyunjin biliyordu. Üzerindeki mavi kıyafetinden daha koyu renkte olan izler tüm sırtını kaplamıştı ve ne zaman vücudunu biraz fazla esnetse canını yakıyorlardı ama hissettiği acı onu her gün canlı hissettiren şeydi.

Fakat dikkatli olmak zorundaydı, duştan sonra banyodan sadece beline sardığı havluyla çıkamazdı ya da üzerini değiştirirken kapısının kapalı olduğundan emin almalıydı. Eğer olur da Wooyoung o izleri görürse tekrar bir savaşın çıkması an meselesi olurdu.

"Yeosang?" diye seslendi Hongjoong, Yeosang'ın bu günlük işi bitmişti ve tam kapıdan çıkmak üzereydi.

"Efendim?"

"Benimle ve çocuklarla cuma günü akşam yemeğine gelmek ister misin?" diye sordu Hongjoong gülümseyerek, elinde anahtarlarını sallarken Yeosang'ın yanına gelip beraber kapıdan çıktılar.

"Çocuklar derken?" Başını hafifçe yana çevirerek Hongjoong'a sorgularcasına bakınca Hongjoong'un yüzü farkındalıkla aydınlanıp kahkaha attı.

"Çok pardon!" dedi Hongjoong kıkırdayarak. "Ben, Yunho ve Mingi, eğer onları hatırlıyorsan tabii. Harry Potter manyağı ve aşırı gürültülü olan."

Yeosang'ın dudakları şaşkınlıkla o şeklini alırken çantasının askısını omzunda düzeltti. İki uzun çocuğu hatırlıyordu ve ikisine karşı da kötü bir şey hissetmiyordu. Fakat Wooyoung onların artık Seonghwa'yla arkadaş olmadığını söylese de yine de Yeosang'ın içinde küçük bir endişe uyandırmıştı.

İkili sokakta otobüs durağına doğru ilerlerken Yeosang'ın aklı o uzun Harry Potter maratonu gecesine gidip duruyordu. Kendisi ve Seonghwa için inişli çıkışlı ilişkilerinin sonuçlarına rağmen özellikle o gece hayatının en iyi günüydü. Hepsi birlikte takılıyordu ve ortam çok rahattı ve o zamanlar hislerini daha fazla inkar edemediğini biliyordu. Ayrıca bir gece öncesinde zihnindeki gölgelere nasıl teslim olduğunu ve Seonghwa'nın ona sarılıp her şeyin yoluna gireceğini söylediği anı hatırlamıştı.

When we were | Seongsang ✦ 'Just as we are' devam kitabı (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin