✦
"Hala hazırlanamadın mı? Geç kalacaksın!" diye bağırdı San, Yeosang'ın kapısının çerçevesine vurup kafasını içeri doğru uzattı. "Hadi ama yüz kere değiştirdin kıyafetini."
"Biliyorum..." Telaşlı bir halde derin bir nefes verirken Yeosang saç tutamlarını kulağının arkasına itti ama anında yine yüzüne düştüler.
San, Yeosang'ın odasına bakınırken bir kaşını kaldırdı, çalışma masasından yerlere kadar her yer gömlek, pantolon ve çoraplarla doluydu.
"Endişlenme gayet iyi görünüyorsun," dedi San ona güven vermeye çalışarak ama Yeosang yüzünü buruşturdu.
Gömleğini en tepeye kadar ilikleyip iliklememek arasında kararsız kalırken Yeosang aynadan kendisini izliyordu. Saçından pes etmişti, daha fazla istediği şekle sokamıyordu. Bu gece bilerek dağınık saçla tarz yapmış gibi davraacaktı.
"Hadi ama," diye mırıldandı. "Benim gibi biri için muhtemele fazla iyidir. Yani Shinhan Finans Grubu genel merkezinde çalışıyor mu? Tüm Kore'deki en büyük banka şirketi! Ayrıca daha adını bile telaffuz edemediğim bir restoranda buluşacağız..."
"Aynen, sekreterden tut da CEO'ya kadar herhangi birisi olabilir, değil mi?Çok iyi ve kendi halinde biri olabilir, sonuçta Yuna'nın beğendiği birisi?"
"Ya da 60 yaşında biri olabilir!" dedi Yeosang ve o anda buluşacağı kişi hakkında hiçbir şey bilmediği gerçeği yüzüne çarptı, sadece Wooyoung'un sevgilisiyle aynı yerde çalıştığını biliyordu. "Adam delinin teki değilse o zengin züppe heriflerden bıktım... Sadece sakin, rahat birisi istiyorum, anlıyor musun? Tanrım, ceket giymekten nefret ediyorum..."
"Sangie, geç kalıyorsun!" diye tekrarladı San, bir parmağıyla bileğindeki saate vuruyordu.
Gözlerini devirerek Yeosang son bir kez kendisine baktı. Kıyafetini yüzlerce kez değiştirdikten sonra son giydiği gömleği ütüleyebilmişti. Beyaz gömlek ve siyah ceket ve pantolonla en doğru parçaları giydiğini düşüyordu.
"Senin amacın beni gönderip Jeonghan'la takılmak," diye homurdandı San'a ve kapıya doğru ilerledi.
Sarışın genç adam kahkaha atarken ikar etmemişti, zaten gerek de yoktu, ikisi de gerçeği biliyorlardı.
"İyi şanslar!" diye bağırdı San Yeosang apartmandan çıkarken.
✦
Loş ışık, koyu renk ahşap iç tasarım ve her yere yerleştirilmiş devasa büyüklükteki beyaz çiçek buketleri. İnsanlar konuşuyor, piyano çalıyor ve barmenlerin içecekleri karıştırma sesleri ortamı dolduruyordu ama şaşırtıcı bir şekilde rahatlatıcı bir atmosfer vardı.
Yeosang bar kısmında oturup randevusunun gelmesini bekliyordu, ardından restoranın uzak bir köşesindeki masaları onlara gösterilecekti. San'ın onu geç kaldığı için uyarmasına rağmen Yeosang planlanandan daha erken gelmişti ve tanışacağı kişi hala ortalıkta yoktu. Ya da belki de Yeosang'ı görmüştü ve kaçmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When we were | Seongsang ✦ 'Just as we are' devam kitabı (Türkçe Çeviri)
FanfictionYeosang hayatının ne bir masal ne de romantik bir roman olmadığı gerçeğinin farkına varmıştı; hayatı sonsuz bir okyanusun yüzeyinde kalma savaşı verdiği kısa bir hikayeydi. Ve o okyanusta, başka birisini gerçekten sevmeden önce kendisini bulup sevm...