✦
Dört yıl geçmişti fakat Yeosang, Seonghwa'nın tenini kendi teninde hissederken her şey sanki daha dün yaşanmış gibiydi. Ya da doğrunun hissettirdiği şey buydu.
Ama o düşüncenin zihnini ele geçirmeye çalışmasına rağmen ve Seonghwa'nın dili kendi dilinin etrafında dönerken Yeosang suçlu hissetmesi gerektiğini biliyordu. Şu anda yaptığı şeyin doğruyla hiçbir alakası olmadığını biliyordu. Ama duramıyordu.
Bulabildikleri ilk oteldeki yatak, Seonghwa hızını artırıp Yeosang'la ilk kez birlikte oldukları gecenin anıların içinde boğulmak üzereyken gıcırdıyordu. Bu gece de aynıydı, hatta beki de yıllarca ayrı kaldıktan sonra çok daha iyi hissettiriyordu ve Yeosang, Seonghwa'nın adını çığlık atmamak için alt dudağını ısırıyordu.
Gözleri kapalı bir halde Yeosang sonunda pes etti ve ismi dudaklarının arasından dökülürken karşılığında onu yiyip bitirecek açlıktaki dudaklarla buluştu. Seonghwa tüm uzunluğunu doğru noktayı bulabilmek için ittirdiğinde Yeosang'ın ağzının derinliklerine doğru inledi.
"Yeosang..." diye fısıldadı, dudakları Yeosang'ın boynundan aşağı doğru iniyordu, "...tıpkı hatırladığım gibi harika hissettiriyorsun."
Seonghwa bir kez daha dudaklarını Yeosang'ınkilere bastırdığında dilleri birbirleriyle dans etmeye başladı ve Seonghwa daha derinlere girerken Yeosang'ın inlemeleri öpüşmelerinin arasından boğuldu.
Parmaklarını Seonghwa'nın koyu saçlarına daldırdı ve sanki hayatı onlara bağlıymış gibi tüm gücüyle saç tellerine asıldı. Seonghwa'nın elleri belindeydi, alt gövdesini yukarda tutuyor ve içine her girişinde kendisine doğru çekiyordu.
Evet, Seonghwa önceden de oldukça ateşliydi ama onu şu anda görmek ve hissetmek bir hayal gibiydi. Daha da kalıplanan bedeni sporda uzun zaman geçirdiğini belli ediyordu. Kolları daha güçlüydü ve Yeosang'ı tam istediği gibi çevirip yatağa atabiliyordu.
"Daha sert... lütfen..." diye inledi Yeosang dudakları birbirlerinden ayrıldığı an.
Seonghwa'nın yüzünde yamuk bir sırıtış belirirken tamamen içinden çıktı ve saniyeler içinde Yeosang'ı karnının üzerine uzanması için çevirdi.
"Dizlerinin üzerine kalk," diye emir verdi ve kendisi yataktan indi. Yeosang denildiği gibi yaptı, vücudu çoktan Seonghwa'nın dokunuşlarını özlemişti.
Yerde dikilerek Seonghwa, Yeosang'ı kendisine çekti ve tekrar arkasından içine girdi. En derinlerine girdiğini hissederken Yeosang derin nefesler alıp veriyordu ve bu sefer kendisini hazırlama vakti olmadığı için resmen yatağın içine gömüldüğünü hissetti.
Bacakları altında titriyor, görüşü bulanıklaşmış ve sürekli Seonghwa'nın adını inlemekten boğazı kurumuştu. Seonghwa'yla yaşadığı seks eşi benzeri olmayan bir şeydi ve Yeosang nedenini çok iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When we were | Seongsang ✦ 'Just as we are' devam kitabı (Türkçe Çeviri)
FanficYeosang hayatının ne bir masal ne de romantik bir roman olmadığı gerçeğinin farkına varmıştı; hayatı sonsuz bir okyanusun yüzeyinde kalma savaşı verdiği kısa bir hikayeydi. Ve o okyanusta, başka birisini gerçekten sevmeden önce kendisini bulup sevm...