32 - fırtına'nın kaçışı

269 37 885
                                    

_____

OY SINIRI 100'DÜR İYİ OKUMALAR OY VERMEYİ UNUYMAYIN LÜTFEN
_______

⋇⋆✦⋆⋇

O gün gelmişti, her şey yolunda giderse hipogrifin özgürlüğüne uçacağı gün.

Haklı olarak endişelerim vardı. Mesela hayatımda işlerin her zaman ters gitmesi ve tüm problemlerin beni bulması gibi sorunlarım vardı.

Birde Black ve benim pek iyi bir ikili olduğumuzu söyleyemezdim. İkimiz bir iş yaparsak muhtemelen sonucu facia olur gibiydi.

Neyse en azından yanımızda Regulus olacak, o dengeyi sağlayabilir diyerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Regulus ikimize göre çok daha soğukkanlı biri diyebilirim. En azından birbirimizi öldürmemize izin vermez. Kesin olmamakla beraber.

Black'in kendine göre yöntemleri vardı, öyle söylüyordu. Anlamadığım kısım şuydu ki; ne diye o aptal arkadaşlarıyla yapmak yerine bizle yapmak istemişti. Her şeyi onlarla beraber yaparken niye şimdi böyle bir şey için beni istemişti. Belki de suçlu olduğumu düşündüğünden suçumu hafifletmem için bu teklifi bana sunmuştu. Ya da ikimizin birbirimize sataşması yüzünden işler bu hale geldiği için yanıma gelmişti. Ama bunu yapması için benim niyetimi biliyor olması gerekliydi. Bir yerden duymuş olmalıydı. Yoksa beni o haberle suçlamasının ardından yanımıza gelip bu teklifi sunması anlamsızdı. Benim gerçekten bunu istemediğimi anlamıştı.

Ama nasıl? Ona bunu sormuştum ama alabildiğim tek cevap "Yerin ve benim kulağım vardır Lestrange." diyip göz kırpması olmuştu.

Gerçekten çok yeterli bir cevaptı!

Arkadaşları konusuna gelirsem başta direkt kendi aramızda konuşmuştuk ama sonra Regulus plandaysa Potter'ın da olması konusunda diretti. Kabul etmedik. Onun da olması iyice ortamı karıştırırdı. Bende o yüzden Evan'a söylememiştim. Tamam ikimiz harika iş bitiriciler olabiliriz ama bu durumda Evan'ın olması durumu daha karıştırırdı. Belki Barty olurdu ama o da bu durum için kılını kıpırdatmazdı.

Önceden şu idam işleminin nasıl ve ne şartlarda yapıldığını soruşturmuştum. Şimdi yapacağımız tek şey bakan geldiği zaman içeri geçilip imzalar atıldığı sırada -yani bahçenin ortasında imzalamayacaklarını umuyorduk- hipogrifi çözüp salmaktı. Her şey basit olacaktı. Üç kişi fazlaydı bu plana tek kişi bile halledebilirdi. Tek yapmamız gereken görünmemekti.

Vakit geldiğinde Regulus ve ben ortak salondan çıktık. Sınavlar bir iki güne başlayacağı için çoğu kişi kütüphanedeydi. Evan değildi tabi ama açıklama yapmamıza gerek kalmamıştı çünkü anladığım kadarıyla şeytani işleri vardı.

Evet bensiz, bunun hesabını sonra soracağım. Artık beni sevmediğini düşünmeye başlayacağım.

Kimseye görünmeden Black'le buluşacağımız yere gittik. O da bizden birkaç dakika sonra geldi. Biraz sonra bakanlık kararıyla idamı gerçekleştirilecek olan hipogrifi kaçırıp suç işlemeyecekmiş gibi bir neşe vardı üzerinde. Onun yanında Reggie ve benim siyahlar içinde ve ifadesiz yüzümüz vardı.

Şimdi ise üçümüz beraber yürüyorduk. Bakanlıktan birkaç kişi gelmeden önce oraya ulaşmaya çalışıyorduk. Rodolphus'ta gelecekti, başarısının sonuçlarını izlemek isterdi. Beni de davet etmişti ama sınavlarıma hazırlanmam gerektiğini söyleyen bir mektup yazmıştım. Sen hipogrif idam edilsin diye o kadar uğraşmışken biz hipogrifi kaçıracağız diyemedim tabii. Desem hazır gelmişken boşa gitmesin diye bende idam edilirdim.

𝑨𝒏𝒈𝒆𝒍𝒖𝒔 𝑪𝒖𝒔𝒕𝒐𝒔「ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin