Neyi düşünerek yazıldığını bile bilmediğim bir kitap.Kitaplığımda öylece askıda bekliyor.
Bu arada ben Archer. Tanıdınız mı beni?
Tanımadınız mı yoksa? Hani şu dünyaların bekçisi, esprilerin tanrısı, acı ve gözyaşının kutsal varisi, korkunun Stephen King' i...Hehe şimdi hatırladınız! Sevindim.
Tüm evrenlerin editörlüğünü yaparken olacaklara dair her şeyi bildiğimi sanırdım. Yanılmışım!
Size az önce anlattığım masalı okuduysanız eğer masalın devamını bilmediğiniz için kendinizi şanslı saymanız gerek.
Çünkü saçmalık denilen şey asıl şimdi başlıyor.
" Genç leydi, periden aldığı lütfun ne olduğunu çok geçmeden çözmeyi başarmıştı.
Bu lütuf sayesinde Lydia, herhangi bir insanı sadece gözünün içine bakarak tıpkı bir kukla gibi kontrol edebiliyordu.
İnsanlar herşeyden habersiz, yaptıkları eylemlerin sadece kendi fikirlerinden ibaret olduğunu zannedip bu durumu yadırgamamışlardı ancak Lydia ile göz göze geldikleri her an Lydia ne düşünüyorsa veyahut istiyorsa onu yapmaktan başka çareleri de yoktu.
Lydia başlarda bu mutlak yönetme gücünü, tam da dilediği gibi insanların kendisini sevmesi için kullandı fakat nedense bu güç babasında işe yaramamıştı.
O an cadının sözleri Lydia'nın kulaklarında çınladı. Ne demişti cadı?
"Kalbini verdiğin kişinin kalbine dokunamazsın." bu da demek oluyordu ki Lidya sevdiği kişileri hipnotize edemeyecekti.
Lydia kendi gücünün sınırlarının farkına vardığı günün akşamı dışarıdaki asıl güçten bihaber yatağında mışıl mışıl uyukluyordu.
O gece tam bir vahşet yaşanmıştı!
Kimse gerçekte neler olup bittiğini bilmezken, tek bilinen şey ise o gecenin sabahında onlarca kişinin yatağında ölü halde bulunmuş olmasıydı.
Gecenin karanlığında toplu bir cinayet işlenmişti ancak bunu kim ve neden yapmıştı?
Dahası bu sahiden de bir cinayet miydi? Bilinmez.
O geceki toplu cinayetin faili meçhul olarak imparatorluk kayıtlarına geçti ancak bazı gözçıkartan detaylar kayıtlarda yer almamıştı.
Örneğin o gece ölen herkes, Lydia'nın cadıyla karşılaştığı gün oradaydı. O insanların o gün orada olduğuna dair bilgiler imparatorluğun tuttuğu raporlarda yer almamıştı.
Bunlar üstü örtülen ufak bir detaydan fazlası değildi!
Lydia o katliam gecesinden sonra güçlerini mecbur kalmadıkça kullanmamaya karar verdi.
Korkmuştu ancak korkulacak başka hiçbirşey yaşanmadı.
Böyle böyle zaman farkettirmeksizin su gibi akıp geçti.
Aradan geçen yıllar Lydia yı olgunlaştırdığı kadar güzelliğine güzellik de katmıştı.
Artık evlilik çağına giren Lydia nişanlısı veliaht prensle daha sık görüşüyordu.
Eskiden sadece okudukları kitaplar hakkında mektuplaşan bu çift şimdi herkesin kıskanacağı türden bir aşk evliliği yapacaktı.
En azından Lydia öyle olduğunu zannetmişti ta ki ilk gecelerinde ve sonraki tüm gecelerde veliaht prens tarafından terk edilene dek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTI / TEBRİKLER ÖLDÜNÜZ!
RandomDİKKAT +18 - Neden Lydia? Neden sürekli benden uzaklaşıyorsun. Ben seni kendime çekmeye çalıştıkça direnip duruyorsun ancak başka erkeklerin yanına kolayca gidebiliyorsun. Seni başkasının yanında görmeye dayanamıyorum. Kıskançlıktan deliricek gibi o...