<<<Veliaht Prens Ryan Wilhelm' in gözünden>>>
Dakikalardır ona bakıyorum...
Ona bakarken sanki zaman yavaşlıyor. Etrafımdaki sesler tuhaf bir biçimde uğultuya dönüşüyor.
Ondaki bir şey canımı acayip derecede sıkıyor.
Hem gözlerimi ondan alamıyorum hemde gözümün önünden yok etmek istiyorum.
Bu nasıl bir his böyle?
Kadehi eline alışı, tutuşu, şarabını kibarca yudumlayışı... Sanki bir sonraki hamlesi asla tahmin edilemezmiş gibi neden hepsini en ince ayrıntısına kadar inceliyorum ki?
Onu tehlikeli buluyorum.
Öyleyse onu kendim mi öldürmeliyim?
Bu şekilde yaparsam iyi hisseder miyim?
Sanki tam tersi... Bu canımı daha çok sıkacakmış gibi...Onun canımı sıkan her bir zerresini adil bir şekilde yenmek istiyorum. Onu al aşağı etmek...
Onu yenilmiş görmek istiyorum!
...
- Efendim, herkes yerlerini aldı. Ana kapıların da kapanma sesi geldiğine göre tüm giriş çıkışlar artık tamamen bizim kontrolümüzde. Ne zaman emir verirseniz o zaman harekete geçmeye hazır durumdalar. Peki emirleriniz neler?
+ Son ana kadar beklenecek! Kral babam benim yerime abim 1. Prensi Veliahtı ilan ettiği an papaz onu kutsamadan hemen önce harekete geçsinler. Bugün zaten yeterince kan dökülecek en azından sağ kalan soyluların gözünde boşu boşuna tiran olmamakta fayda var.
- Emredersiniz.
+ Ayrıca daha önce de söylediğim gibi 4 Büyük düklük ailesinden kimseye zarar gelmesin... Özellikle de Lis ailesine. Onun dışında direnen herkesi kılıçtan geçirmekte serbestler.
- Anlaşıldı majesteleri. Kraliyet ailesi ana salona geçmek üzereler. İsterseniz size eşlik edeyim.
+Gidelim!
Leroyun önünden Kraliyet ailesinin toplanma alanına doğru yürümeye başlamıştım. Arkamda Leroy sessiz adımlarla beni takip ederken karşımda birden Abim Patrick belirdi. Koridorda önümü kesip gülümseyen suratıyla geçmeme müsade etmemeye karlıydı puşt.
Oldukça keyifli görünüyordu... Son anlarında...
- Küçük kardeşim, beni selamlamadan mı gidiyorsun? Ne kadar edepsiz ve küstah bir velet! Ah, ama sen küçükken de böyleydin. Doğru ya! Kralın sürtüğünün eteklerine yapışır...
+ Kes sesini!
Diyerek onun yakalarından sıkıca tutup havaya kaldırdım. Zar zor nefes alırken gülümsemeye ve konuşmaya devam etti.
- O zamanlarda annenin eteğine yapışır korku dolu gözlerle bize bakardın. Sürtük annen hak ettiğini bulduğundan beri böyle hırçınsın ha?
Kaldırdığım yakalarını savurup onu en az 2 metre ilerideki dresuara doğru savurdum.
Yere yan bir şekilde düşüp biraz sürüklensede hala iyiydi.
+ Lanet olsun! En azından bugün rahat durmalıydın. Bu gidişle ölümün benim ellerimden olacak.
Deyip üzerine birkaç adım attığımda Leroy tek koluma bir kuala gibi yapışıp konuştu.
- Efendim! Efendim lütfen! Lütfen efendim, kendinizi biraz daha tutun. Sadece birazcık daha! Böyle yaparsanız herşeyi mahvedeceksiniz...
Kolumu silkeleyip Leroydan kurtardım ve derince nefes alıp saçlarımı karıştırdım.
+ S*ktiğimin puştu! Sadece biraz daha bekle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTI / TEBRİKLER ÖLDÜNÜZ!
RandomDİKKAT +18 - Neden Lydia? Neden sürekli benden uzaklaşıyorsun. Ben seni kendime çekmeye çalıştıkça direnip duruyorsun ancak başka erkeklerin yanına kolayca gidebiliyorsun. Seni başkasının yanında görmeye dayanamıyorum. Kıskançlıktan deliricek gibi o...