1. BÖLÜM

2.4K 105 99
                                    


- Tebrikler öldünüz!

Duyduğum sesle kendi etrafımda bir tur döndüm ancak sesin nereden geldiğini anlayamıyordum. Sanki heryerden geliyordu. Yankı yapıp beynimin içinden tekrar tekrar dönüp duruyordu.

- Kimsin sen?

- Ben kim miyim? Hmm... Neyi bilmek istiyorsun?

Ses tekrar kaynağı belirsiz bir şekilde duyulmaya devam ediyordu bu yüzden daha açık sordum.

- Nerdesin? Ben neden burdayım ve en önemlisi senin benimle işin ne?!

...

Bir süre ses gelmemişti ancak sonra o varlık alaycı bir şekilde bana şunları söyledi

- Adım yada belli bir görünüşüm yok. Tanrı değilim. Melek ya da şeytan sınıfına da girdiğim söylenemez.

- Öyleyse nesin sen!

- Kafan oldukça karışmış görünüyor. O zaman sana şöyle anlatayım. Sizin dünyanızda bir laf vardı "Hayatın tuhaf bir espiri anlayışı var." şeklinde.
Hah! Ben o cümledeki espiri anlayışıyım işte.

             ~KEYİFLİ OKUMALAR~   
                        1. BÖLÜM

Tatlı hayatıma dair hatırladığım son şey tek kare bir resimden ibaret. Ne olmuştu? Neden ölmüştüm? Ah doğru! En son karşıdan karşıya geçiyordum. Annemle kavga ettiğimi hatırlıyorum. Havuz çantamı alıp kapıyı çekerek evi terk etmiştim. Işık sistemi ya da yaya geçidi olmayan o lanet ana yolda son gördüğüm şey büyüyen beyaz ışıktı. Bana araba çarpmıştı ve ölmüştüm. Son hatıralarım bunlardan ibaretti.

İnsanlar ölümü korkutucu ve asla gelmesini istemedikleri bir vakit olarak nitelendiriyorlar.
Oysa ben yüzümde koca bir gülümsemeyle ölmüştüm.
Hayatım ölümümden daha korkunç gelmiş olmalı.

Rahatlama duygusunu hiç bu kadar derinden tatmamıştım.

- Sonunda bitti!

Bunlar ölmeden önceki son sözlerimdi.

- Tebrikler öldünüz!

Bunlar ise yeni hayatımda duyduğum ilk sözler olmuştu.

Gözlerimi açtığımda parlak bir ışıktan başka birşey görmüyordum. Birkaç kez göz kapaklarımı hızlıca açıp kapadım. Kitaplar mı?
Tek gördüğüm şey kitap, kitap ve daha çok kitap. Kendi etrafımda bir tur dönmüştüm. Hatta yetmemiş başımı yukarı kaldırıp bir çıkış yolu aramıştım. Ancak her yer kitap?!

Büyük bir çemberin içindeydim. Lanet olsun büyük değil, devasal!
Çember 360 derece kitaplıklarla doluydu. İçindeyse düzenlice yerleştirilmiş düzinelerce kitap?

Kitaplar nasıl düşmeden raflarda sabit duruyordu, aklım daha bunu kavrayamamışken birde uçanlarını görmemle hepten delirdiğimi düşündüm.

A b c ç d e f g ...

Harflerle oluşturulmuş zincirler lanet uçan kitapların içinden çıkıp raflara bağlanmıştı. Ya da tam tersi!
Raflardan çıkan harfler uçan kitapların içine akıyordu ve kitabın sayfalarında yazılar beliriyordu.
Sayfa dolunca kitap kendi kendine sayfayı çeviriyordu. Sayıları o kadar çoktu ki. Aynı anda düzinelerce sayfa çevirme sesi kulaklarımı doldurmuştu.

Gözlerimi kitaplardan ayırıp aşağı bakmamla korkunç bir çığlık attım.
Lanet olsun!
Boşluğuma gelmişti ve bir iki adım geriye giderken sendeleyip düştüm.

Ama cidden!

Bu ne be? Ayaklarımın altında zemin yoktu. Gerçekten dev bir çemberin ortasında ne halt yiyorum ben. Üstelik bu kadar kitap neyin nesi?

TAKINTI / TEBRİKLER ÖLDÜNÜZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin