BÖLÜM 4

127 10 4
                                    

🌪️

MEKTUP

İnsanlar doğar, büyür ve ölürler.

Doğdum.

Büyüdüm.

Minik olmayı bırakalı yıllar oluyor.

Ay olmayı ise hiçbir zaman bırakmadım ama yıllardır kimsenin bana Ay demesine izin vermedim.

Minik Ay olmayı da hiçbir zaman bırakmadım ama birileri bana Minik Ay demeyeli uzun zaman oluyor.

Elimde tuttuğum zarfla bakışlarımı Hâle hanıma çevirdim ve konuştum "Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?"

"Hayır." diye yanıtladı Hâle hanım beni, sanki neden böyle bir tepki verdiğimi biliyormuş gibi "Minik olduğun söylenemez ama Ay değil misin sen?"

Karşımdaki kadının sözleri üzerine kaşlarım çatılırken, bu üç insanın evimi hemen terk etmesini istiyordum. Bu zarf bana Güneş'ten nasıl gelmişti?

Bana Güneş dışında hiç kimse Minik Ay demezdi.

"Bunu kim, ne zaman getirdi?" diye sordum Hâle hanıma.

"Dört yıl önce." diyerek beni yanıtlayan kadını başımla onayladıktan sonra ona ve çocuklarına bir kez daha bakmadan koltuklara ilerlemiş ve cam parçalarının olmadığı bir köşeye oturmuştum, sırtım onlara dönük olduğu için ne yaptıklarını göremesemde saniyeler içinde yanımdan uzaklaştıklarını ve evimden çıktıklarını anladım.

Tanımadığım insanların yanında kendimi kasmaktan kaskatı kesilen bedenim onların gidişiyle rahatlarkan titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım ama bu titremeyi durduramayınca alt dudağımı dişlerimin arasına alıp titreyen ellerim eşliğinde hızlıca zarfı açtım ve içindeki kağıdı çıkardım.

Gözlerimin önüne serilen ilk şey uzun zaman geçmesine rağmen hâlâ adım kadar iyi hatırladığım ve taklit etmekte usta olduğum el yazısı olurken yıllar önce benim için yazılmış mektubun cümlelerini yıllar sonra okudum.

"Minik Ay, benim güzel kardeşim;

Ne yazmam gerektiğini bilmiyorum çünkü ilk defa mektup yazıyorum, sen bahçede bizimkilerle su savaşı yaparken burada sana mektup yazıyor olmak beni üzüyor Ay. Sanki gidecekmişsin, bizi bırakacakmışsın gibi sana sevgimi kağıt parçasından anlatıyor olmak beni yaralıyor. Bundan tam bir yıl önce babam beni karşısına aldı ve bazı şeyler anlattı, Ay buraya ait değil oğlum dedi. Kahkahalarla güldüm, çünkü benim kardeşlerimin yeri her zaman benim yanımdır öyle değil mi?

Değilmiş...

Senin yerin benim yanım değilmiş, babam öyle söyledi.

İnanmadım.

Ben babama her zaman inanırım, bu sefer inanmadım ama bilirsin babam bize asla yalan söylemez.

Keşke söyleseymiş.

Kendini koru ve inandığın şeyler uğruna mücadele etmeyi asla bırakma. Seni nasıl buraya getireceğimi bilmiyorum, babam bunun imkansız olduğunu söylüyor ama ben araştırmaya devam edeceğim. Seni bir süre sonra sonsuza kadar göremeyecek olmak beni öldürüyor Ay, dayanmıyorum. Her gün senin yüzüne bakarken acaba bugün mü o evrene gidecek, diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

GİRYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin