🌪️
ESKİ DOST
Hayatımda tesadüflere yer vermeyi bırakalı uzun zaman oluyor.
Hiçbir olay tesadüfen yaşanmaz ve hiçkimse o gün orada tesadüfen bulunmaz.
Tesadüf diye adlandırılan her olayın arkasında, aslında her şeyin öyle olması gerektiği gerçeği vardır.
Dün sahilde yanıma gelip benimle konuşan adam şimdi tam karşımda ama bu tesadüf değil.
Benim dünyamda tesadüflere inanlar sadece sıfır beş yaş aralığındaki çocuklardır ve ben de beş yaşına katlarcasını ekleyip bu yaşıma geldim.
"Hanımefendi?" dedi adının Kaya olduğunu öğrendiğim adam kaşlarını kaldırarak oldukça kibar bir şekilde "Sizi burada görmek ne hoş."
"Şaşırmış gibisiniz?" derken benim sesimin tonu onun aksine sorgulayıcı değil alaycıydı.
"Sizi burada görmeyi beklemiyordum." diyen adama "Kesin öyledir." diyerek yanıt verdim.
"Anlamadım?" dedi adam, anlamıştı.
"Oradan bakınca aptala mı benziyorum?"
"Ben öyle bir şey söylemedim."
"Az önce söylediğiniz cümleler tam olarak beni bir aptal yerine koyan bir adamın ağızdan çıkan cümleler olabilirdi Kaya bey." dediğimde her ne söyleyecekse bunu dinlemedimi belli etmek adına kadehimi elime aldım ve kafama diktim.
Bakışlarını üzerimden çeken Kaya'nın gözleri, konuşmalarımızı büyük bir dikkatle dinleyen Poyraz'a çevrilmişti.
"Etrafında bu kadar güzel bir kadın olduğunu bilmiyordum." dedi Kaya laubali bir tavırla.
"Yalancı," diyen Poyraz'ın sesi alaylıydı ve az önceki diken üstünde oturuşunun aksine arkasına yaslanıp kollarını oturduğumuz koltuğun sırtına doğru uzattı ve bu sayede baş parmağı hafifçe ondan tarafta olmayan omzuma değdi, yavaşça okşuyordu. "dün yanımda gördüğün kadının evden ayrıldığı an nerede olduğunu tespit edip yanına gitmemiş gibi konuşuyorsun." dediğinde bakışlarımı Poyraz'a çevirmemek için kendimi sıktım, beni takip etmemesini söylemiştim ve dün yanıma Kaya'nın gelmesiyle birlikte birkaç metre arkamda konumlanıp beni izleyen adamların, Kaya'nın adamları olduğunu düşündüğüm için bu konuyu bir daha Poyraz'la konuşmamıştım. Zaten Kaya'nın yanından ayrıldığımda beni takip eden hiçbir adamın olmaması bu düşüncemi doğrulamamı sağlamıştı.
Parmaklarım, Poyraz'ın omzumu okşayan parmaklarıyla buluştuğunda uzun tırnaklarımı elini tutuyormuş gibi yapıp derisine sapladım ve o anda Poyraz oturduğu yerde hafifçe kıpırdanıp elini çekmek için bir hamle yaptı ama buna izin vermedim.
"Senin şu dikkatin." dedi Kaya alayla "Her neyse," diye devam ettirdi sözlerini "buraya seni uyarmaya geldim Poyraz, depolarına dikkat et."
"Beni tehdit mi ediyorsun?" diyen Poyraz'ın sesi sert ve ifadesizdi, yüzüne bakmadığım için ifadesini göremesemde her an Kaya'nın üstüne atlayabileceğini hissettim.
"Uyarı, Poyraz seni uyarıyorum ve unutma sana gelen her kötülük benden gelmiyor." diyen adam herhangi bir cevap beklemeden arkasını döndü ve bizden uzaklaşmaya başladı.
"Takip edin." dedi Poyraz hâlâ yanımızda bekleyen çalışanına.
Adam Poyraz'ı onayladıktan hemen sonra yanımızdan ayrılırken ben elimi Poyraz'ın tırnaklarımı bastırdığım elinden ayırmıştım. Bakışlarım Poyraz'ın kucağına çektiği eline kaydığında tırnak izlerimin olduğu yerlerde ince kan sızıları biriktiğini gördüm ama tek kelime etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRYE
Fantasy"Büyümemişsin sen" Ne? "Ne?" dedim anlamayarak. "Büyümemişsin işte." dedi, dediği şeyi tekrar ederek. "Gayette büyüdüm baksana bana kocaman kadınım." dedim ve gözlerimle vücudumu işaret ettim. "Bedeninden değil ruhundan bahsediyorum." dedi hafif...