BÖLÜM 10

113 10 6
                                    

🌪️

GEÇMİŞ

Hiç şüphesiz kalbim her kaybımda biraz daha kararıyordu.

Her kaybettiğim, kalbime koca bir leke bırakıp gidiyordu bu hayattan.

Sevdiklerim karartmıştı benim kalbimi, onların gidişi göğüsümde hiç kapanmayan yaralar meydana getirmişti.

Şimdi size teker teker saysam kayıplarımı ne nefesim yeter ne ruhum, onca kaybıma rağmen kaybetmemek için mücadele ettiğim tek kişiden, ikizimden böylesine ayrıyken kendimde hiç bir şeyle mücadele edecek gücü bulamıyorum. Şüphesiz annemden sonra bana en çok zarar veren gidiş Ateş'in gidişi, ölümüydü. Güneş'in gidişi ise anneminkisinden bile çok yakmıştı canımı.

Sırtımın yumuşak bir zemine baskı yaptığını hissettiğim sırada duyduğum uğultuları anlamakta zorluk çekiyordum, başım delicesine çatlıyor ama ben gözlerimi dahi açamıyordum.

"Ne derse desin sakinliğinizi koruyun." diyen bir ses duydum, bu ses Korhan'a aitti.

"Onun için zor olmalı." diyen Dila'nın sesi düşünceli geliyordu, kimin hakkında konuştuklarını bilmiyordum ama artık gözlerimin hapsolduğu bu karanlıktan kurtulmasını istiyordum. Neden bayıldığımı hatırlamadığım saniylerde beynime dolan düşünceler beni dumura uğratırken gözümün önüne gelen yüz ve duyduğum sesi hatırlayarak hızla gözlerimi açıp yattığım yerden doğruldum.

"Yavaş ol!" diyen sesin sahibi Korhan'dı ve endişeyle yanıma gelmişti "İyi misin?"

"Mükemmelim!" diye karşılık verdim alayla, bir de iyi misin diye soruyordu aptal.

"Sakin ol." diye yanıtladı beni ılımlı bir ses tonuyla. Bakışlarımı odanın içinde kısaca gezdirdiğimde diğerlerinin bana dikkatle baktığını görsemde bakışlarım duvara yaslanmış endişeyle beni izleyen Ateş'e döndüğü an gözlerimi üzerinden çektim.

"Neden bayılmışım?"

"Doğru düzgün beslenmiyormuşsun." dedi Korhan iğneleyici bir ses tonuyla.

"Bilmediğin bir şeymiş gibi konuşuyorsun." dedim, kaşlarımı çatarak.

"Neden sakinsim sen?" diyen sesi sorgulayıcı çıkıyordu, az önce bana sakin olmamı söyleyen kendisi değil miydi?

"Az önce sakin olmamı söyleyen sendin." diye umursamazca yanıtladım Korhan'ı.

"Sen ne zamandan beri benim sözümü dinler oldun Luna?" diyen sesinden akan alay geçmiş zamanın birinde birbirimize karşı söylediğimiz her sözün yansımasıydı.

"Sadece," diye yanıtladım onu "arkadaşlarının cinayetine tanık olmasını istemem."

Sözlerim üzerine göz deviren Korhan'ı gördüğümde bakışlarımı Ateş dışında odadaki herkese çevirdim ve "Çıkın dışarı." dedim.

Sözlerim üzerine herkes yavaş yavaş odayı terk ederken benim gözlerim bir an olsun Korhan'ın üstünden ayrılmıyordu, dışarı çıkmasını istediğim kişilerin arasında Poyraz da olsada o umrunda değilmiş gibi Ateş'in yanındaki yerini korumuştu ama bunu umursamadım ve ayağa kalkıp sehpanın üzerinde gördüğüm bardağı dolu olmasını umursamadan saniyeler içinde Korhan'ın üzerine doğru fırlattım, elimden fırlayıp giden bardak Korhan'ın kafasının hemen yanından duvarla buluşurken Korhan'a bir şeyler fırlatmayalı ne kadar uzun zaman olduğunu fark ettim.

GİRYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin