Evdeydik, Aidan'la önemli bir konuşma yapmamız gerekiyordu, her şeyin konuşması. İkimizin de aklında binlerce soru vardı ve cevapları sadece birbirimizde vardı ama ikimiz de cevaplarından korktuğumuz için soruları sormaya çekiniyorduk.
Aidan: Bugün... koluma vurduktan sonra geri çekildin... Y/N seni korkutuyor muyum? Başka bir kızı gözümün görmeyeceğini biliyorsun ve hadi diyelim gördü ki böyle bir şey olamaz, sana zarar vermem mümkün mü? Buna inanıyor musun?
Cevapsız kaldım. Bana asla zarar vermezdi biliyordum ama onun gözünde değersiz olduğum zaman yapabileceği çok fazla şey vardı, ondan asla vazgeçmezdim ama bu olasılık beni korkutuyordu. Sessiz kaldım.
Yanıma yaklaştı, beni kollarının arasına aldı, saçlarımın kokusunu içine çekti ama gözleri doluydu.
Aidan: Sana gelip beni öldürsen bile zarar veremeyeceğimi, kılını incitemeyeceğimi nasıl kanıtlayabilirim. Benden korkma, nolur korkma. Yıllarca seni korumaya çalışan birinden korkuyorsun. Yapma bunu bize...
Ellerimi tuttu, gözleri yalvarırcasına bakıyordu, ona tabiki inanıyordum ama içindeki korkuyu bastıramıyordum, hiçbir şey eskisi gibi değildi, olmayacaktı. Ne yapacağımı bilmiyordum ama bunun bizim sonumuzu getirmesi en son isteyeceğim şeydi. İnandırmak için başımı salladım ama içimdeki bu huzursuzluk hiçbir zaman dinmeyecekti. Yine de onun sarılmaları, gülüşü, gözleri güvende hissettiriyordu.
Y/N: Gitmeni istemiyorum...
Aidan: Ben de gitmek istemiyorum. Konuyu değiştirmen işe yaramayacak, benden korkuyorsun...
Y/N: Sana inanıyorum.
Aidan: Aynı şey değil! Anlamıyor musun aynı şey değil. Korkunu dindiremezsin ve benden korkuyorsun! Yanımda güvende hissetmiyorsun! Tehlikede hissediyorsun!
Y/N: Bana bağırmayı kes! Hiçbir şey bilmiyorsun! Anlamıyorsun!
Aidan: Anlıyorum her şeyi,
Devamını getiremedi
Y/N: Beni sadece 2-3 aydır tanıyorsun! Ne düşündüğüm hakkında bir fikrin yok bile!
Aidan: Seni yıllardır tanıyorum!
Y/N: Bu anladığın anlamına gelmiyor.
Aidan: Anlat o zaman! Ben bağırınca bile yüzünde gerginlik artıyor, sesimi yükselttiğim anda ifaden değişiyor! Yüzüme farklı bakıyorsun!
Haklıydı, o bağırınca bike tedirgin olmuştum. Ondan istemsiz bir şekilde korktuğum konusunda haklıydı ama benden farklı bir şey bekleyemezdi, birkaç gün önce bir katil olduğunu öğrenmiştim ve onun karşında anında bu kadar rahat olmamı bekleyemezdi!
Aidan gitmek için ayaklandı, ben ağlıyordum, Onun da gözlerinden yaşlar yavaş yavaş dökülüyordu. Ayaklandığında gitmemesi için elini tuttum. Onu bırakmak istemiyordum. Durdu ve bana baktı.
Y/N: Seni seviyorum...
Aidan: Aynı şey değil, bunun için hazır değiliz.
Dedi ve elini hafifçe çekerek uzaklaştı, elim havada kalmıştı, donmuştum. Kapının çarpma sesiyle gittiğini anladım, elimi yavaşça indirdim. Böyle bir tepki beklememiştim. Gidecekti, ülkesine dönecekti ve son günlerinde beraber olup bana kendini alıştırmak yerine gitmeyi seçti. Kapıdan çıkıp gitti, onun için önemsiz bir itiraf mıydı?
Odama çıktım, yatağa uzandım. Böyle durumlarda Elina'yı arardım, sabaha kadar moralimi düzeltirdi ama Aidan'ın bir katil olduğunu açıklayamayacağım için yalnızdım. Evet, yalnızdım. Artık her şeyimi bilir diyebileceğim, her zaman yanımda diyebileceğim biri yoktu. Her şeyimi bilen biri yoktu ve şuanda da yalnız ve delilercesine ağlıyor olduğuma göre her zaman yanımda olan biri yoktu.
Arkadaşlarımın olması yalnız olmadığım anlamına mı gelirdi?
Sorsanız yalnız değildim, ama böyle bir durumda gidebileceğim tek kişi kapıyı çarpıp beni yalnızlığa sürüklemişti.
Onu sevmeyi bırakmalıydım, korktuğum birini sevemezdim, korkularımı gidermeye çalışmayıp sinirlenip beni itirafımdan sonra bu hale sokan birini hiç sevemezdim.
Küçükken kendime bir söz vermiştim, beni hiç üzmeyen biriyle, kırmamak için elinden geleni yapan biriyle birlikte olmalıydım, ilk aşık olduğum, ilk inandığım güvendiğim erkek benim canımı yakmıştı. Canım yanıyor... Geçmiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birbirinden uzak (Aidan Ryan Gallagher)
FanfictionY/N ve Aidan Ryan Gallagher'ın hikayesi