Onun kollarında olmak güven verse bile korkuma engel olamıyordum, bana kızarsa, kendini kaybederse, yıllar sonra benden sıkıldığını anlarsa yapabileceği şeyler asla bana huzur vermiyordu. Ona zarar gelebilme ihtimali bile beni delirtiyordu, düşüncelerimden başım ağrımaya başlamıştı ki cenesi omzumun üstünde olan Aidan bile bunu fark etmişti. Yanağıma öpücük kondurup "Sen yanımdayken hep iyi olacağım, seni seviyorum." demişti ama tek sorun bu değildi, ya bir gün vazgeçseydi, öyle biri değildi ama ya yıllar sonra uyandığında bana olan aşkını hissetmiyo olsaydı, kaç yaşındaydık ki?
Bana beraber hayatımızı geçirebileceğimizin garantisini verse bile kendi hislerine söz geçirebilecek miydi? Eğer garantisini vermiyorsa da sevmeyi bırakıcak demek miydi? "Sorun ne?" diye sordu. Söylemeye de korktuğumu fark ettim, en son söylediğimde sinirlenip gitmişti...
"Y/N seni seviyorum sorun ne?" diye diretti, ona yalan söyleyemezdim. "Ya bir gün bana karşı şuan hissettiğin gibi hissetmezsen, belki yakın zamanda değil ama ya uzak gelecekte başına gelenlerden beni suçlarsan yada gercekten bebim suçum olursa. Ya geleceklerimiz uyuşmazsa. Seni seviyorum ama senden ayrılmaktan korkuyorum, sana zarar gelmesinden de korkuyorum, beni sevmediğin gün bana yada başka birine yada en kötüsü kendine yapabileceklerinden korkuyorum." dedim. Bunları sorarken bile sesim titriyordu.
"Benden korkuyorsun... Bunu sorarken bile sana zarar verebiliceğimi düşünüyorsun... Bu haksızlık." anlamadı. "Açıklamaya çalışsam bile anlamıyorsun ki, senden korkmuyorum gitmenden korkuyorum kendine hakim olamamandan korkuyorum şuan bile haksızlık diyorsun ama beni daha iyi hissettirmeye çalışmıyorsun. Ayrıca söylerken korkmamın sebebi bana zarar vericek olman değil gidicek olman... Gidiyosun Aidan engel olamıyorum." gözlerim doldu, her mutlu olduğumda üzülmek zorunda mıydım? Onunla olmak bu dmeke miydi?
"Özür dilerim..." diyebildi. Derin bir nefes aldı, "Üstüne gitmem yanlış ama korkmanı istemiyorum, sana değil kendime sinirleniyorum, neden sana bu güveni veremiyorum... Gidemem istesem de gidemem hayatta mutlu olduğum tek yer yanın." dedi. Öğreniyordu, ama sinirli biriydi. Onu değiştirmeye başlamıştım, artık kızmıyordu. Baş parmağıyla gözümden akan yaşı sildi. "Seni özledim şuan sadece yanımda oluyo olmanın mutluluğunu yaşamak istiyorum." dedi. Yüzünden okunuyordu huzurlu olduğu. Hayatıma girdiğinden bri her şey değişmişti, yaşadığımı hissediyordum ama stresle yaşıyordum, tek mutluluğum şuandı, çünkü yanımdaydı, bana sarılıyodu, kafası omzumda boynuma dönük, gözleri kapalıydı ve gülümsüyordu. Olmayı tercih edeceğim hiçbir yer yok diye düşündüm...
akşam
Hazırlanıyordum, Elina ve Marco ile dışarı çıkacaktık, Aidan'la sevgili olduğumuzu söyleyecektim. Beni yalnız bırakmak istememişti ama onları fazla boşlayamazdım o yüzden akşam için Elina'nın evine gidecektim, aynı sitede yaşadığımız için kötü bir şey olursa Aidan gelebilecekti, ne olabilirdi ki. Hafif makyaj yaptım, rahat kıyafetlerimi giyip evden çıktım, Aidan özellikle her türlü şarj aletini yanımda verdi ve telefonumun sesinin açık olduğundan emin oldu, hatta telefon çalınca onun aradığını anliyim diye kendi numarasına özel bir zil sesi bile ayarladı, neden bu kadar tedirgin oldu bilmiyorum ama beni de biraz strese sokmadı değildi.
Elina'nın kapısına geldiğim anda Marco'yla kavga sesleri içerden duyuluyordu, birkaç kere kapıyı çaldım ama kavga etmeye devam ettikleri için içeri giriyorum diye bağırıp paspasının altındaki anahtarla kapıyı açtım, gülüyolardı ama asla haksız olduklarını kabul etmiyolardı.
Marco: HAYIR TAVUKGÖĞSÜNÜN İÇİNDE TAVUK YOK!
Elina: CAHİL MİSİN MARCO?
diyerek gülüşüyolardı, uzaktan bakınca çok tatlı görünüyorlardı. Geldiğimi fark edince sustular ve Eli koşarak bana sarıldı.
— Nerdesin kızım sen?! Hiç haber etmiyosun!!! Çabuk ne oluyo anlatt.
dedi ve heyecanla koltuğa oturdu.
—Şey şimdi şöyle oldu... biz konuştuk biraz işte sonra şey... sevgili olduk işte sonra eee şeyy...
— BİR DAKİKA NE?
diye bağırdı Marco
Her şeyi anlattım Elina gülmekten alı koyamıyor ama aynı zamanda gözlerinden kalpler çıkıyordu, Marco işe yarar işe yarar diye notlar alıyordu.
Elina: Ne not alıyosun ne yapcakson ki?
gözlerini devirdi
Marco: şştt sus sus lazım olur bunlar.
dedi ve anlatmaya devam ettim. Anlattıkça gözlerimin içi gülüyordu, ilk defa gerçekten sevildiğimi hissediyordum ve onu o kadar çok seviyordum ki... tabi silahlı olan sorunları anlatmadım ama korkuyordum, ondan değil başımıza gelebileceklerden korkuyordum. Hayatımızın sonuna kadar bunu düşünmeden yaşayamazdık ki bi odada kollarının arasında hiçbir şey düşünmeden hayat geçmezdi ki, keşke geçseydi çünkü tercih ediceğim başka hiçbir şey olmazdı... Gülüşümün düştüğünü gören Elina elimi tuttu, gözleriyle bir sorun mu var işareti yaptı ama hafifçe başımı salladım. Beni ayağa kaldırdılar.
Elina: E hadi o zaman Y/n sen maskeleri getir, Marco film seç- SAKIJ TEKRAR PRENSES SOFİA İZLEMİCEZ, ben de mısır patlatıyorum.
Marco: BİR DAKİKA BİR DAKİKA NE DEMEK PRENSES SOFİ-
Elina: HAYIR!
Elina ve ben gülerken Marco somurtuyordu, yüz maskelerini yaptık, zorla Marcoya da yaptık ama yüzünden düşmesi için ultra somurttu ve biraz mızmızlanıp sallanınca düşürmeyi başarıp sonra iki saniyede hemen alıp uzağa fırlattı. Aidan'ı özlemiştim mesaj attım.
<Ne yapıyorsun? Özledim.
Aidan🤍:Kendi evimdeyim güzelim seni bekliyorum bir sorun yok değil mi?
<Hayır hayır sorun yok film izliyoruz bitince kalkıcam.
Aidan🤍:Bitince buraya gelsene hazır özlemişsin.
<Bakarız (:
Telefonu kapattım, arkamı döndüm, koltuktan Elina sırıtıyordu. Gülümseyip önüme döndüm. Marco tabiki bildiği bir film seçmişti o yüzden replikleri filmle beraber söylüyordu, biz de gülüyorduk, içimde bir huzursuzluk vardı ama onların yanında mutlu hissediyordum. Elina hissetmiş olacak ki saçlarımla oynamaya başlatı, bu beni her zaman rahatlatırdı, Marco sevmediği karekterleri taklit ederken karadeniz şivesi yapmaya başlayınca daha çok güldük.
Kahkahaların ortasında uzaktan bir patlama sesi geldi, yerimden sıçradım kalbim duracak gibi oldu. "Aidan, Aidan, Aidan..." diye sayıklamaya başladım fısıldıyordum ama Elina ne kadar panik yaptığımı gördü, önüme geldi. "Y/n iyi misin, iyi misin noluyo, Aidan'a noldu?" dedi Marco ciddileşti. Yerimden sıçradım Aidan'ı aradım, açmıyordu. Tekrar aradım, açmadı. sesli mesaj bırakıyordum. "Aidan lütfen, lütfen beni ara, tedirgin olduğumu biliyorsun kesin sana bir şey oldu, olmasa arardın... Lütfen!" diye birkaç kez sesli mesaj bıraktım. Elina ve Marco şaşkın görünüyorlardı, Aidan'ın bunla bir alakası olduğunu bilmiyorlardı. "Benim çıkmam gerek." diye sayıklayarak kapıya yöneldim. "Ama film.."diyebildi Marco ama çoktan çıkmıştım.
Koşarak Aidan'ın evine gidiyordum, tekrar aradım, açmadı. Telefonuna mesajlar yağdırıyordum, ama cevap yoktu. Sonunda evine vardığımda çıkan dumanları gördüm, kalbimin durucağını hissettim, bayılacak gibi oldum ama kendime hakim olmam gerekiyordu, Çığlık çığlığa adını bağırıyordum, Komşular uzakta olsa bile camdan bakanları gördüm. Evinin üstüne kocaman bir şey düşmüştü belki bir kaya bi saldırı bilmiyordum ama özellikle ona hedef alınmıştı çünkü sadece onun evi yıkılmıştı, diğer hiçbir evde sıkıntı yoktu.
Merhabaaa uzun bir aradan sonra girebildim Watpadd şuan kapalı biliyorum zorla yazıyorum biraz ama okuyabilecek biri varsa ne güzel, kitaba devam etmeyi düşünüyorum ama ne kadar sürecek bilmiyorum ayrıca aklımda yeni bir seri fikri de var görüşürüzzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birbirinden uzak (Aidan Ryan Gallagher)
FanfictionY/N ve Aidan Ryan Gallagher'ın hikayesi