yardım et

6 0 0
                                    


Alışverişe gittik, Aidan'ın kıyafetleri enkazın altında kalmıştı, çoğu patlamıştı o yüzden yenilerine ihtiyacı vardı, artık birbirimizi yalnız bırakmayı göze alamıyorduk, alışveril merkezindeydik ve elinden tutup her yere sürüklüyordum, birkaç mont dışında hiçbir şey beğenmemişti. "Hadi hadi! Bak burası benim en sevdiğim mağaza." diyerek onu bi yere soktum. okul için birkaç siyah tişört ve kot pantolon aldıktan sonra şık beyaz bir gömlek gördüm. "Bunu da alalım mı? Çok yakışır! lütfennnn." dedim ve gülümseyerek başımı sallayıp sepete koyduk, bir dolap alışveriş yapmak düşündüğümden daha zordu, ara tatil yaklaşıyordu ve öğrenci değişim programlı öğrenciler gidecekti ama Aidan gitmeyeceğini söylüyordu, ya onu bulurlarsa ve tekrar saldırırlarsa diye düşünmeden edemiyordum. 

Bir kaç eşofman bulup getirdim ama onun inci kumaşlı kısa şık bir elbiseye baktığını gördüm. "Sana çok yakışır." dedi, gülümsedim. "Şuan elbise alıcak zamanım yok zaten yeterince kıyafetim var ve abim yokken ben de okuyorken nasıl ev faturası ödeyeceğimi şaşırmış durumdayım." Kaşları çatık bir şekilde bana baktı. Sinirli değildi sadece bozulmuş ve tatlı bakıyordu. "Biz beraber yaşıyoruz unutmayalım o işlerle ben ilgilenirim ayrıca alıcak paran var mı diye sormadım." dedi muzurca ve elbiseyi sepete attı. 

Deneme kabininden ikide bir bana bağırıyordu. "Y/N bunun farklı rengini de denemek zorunda mıyım çok sıkıldım!" gülüyordum, "Evet hepsini görmem lazım!" "Nasıl isterseniz majestelerim." diyerek kabinden beğendiğim gömlek ve şık bir pantalonla cıktı, parmağıyla narince elimi kaldırıp öptü, kahkaha atmamak için zor duruyordum, o da kocaman gülümseyip bana bakıyordu. "Kesin alıyoruz bunları" dedim. 

Her şeyi denedikten sonra o denemekten ben yakınmalarını duymaktan yorulmuştum. Bana elbiseyi de denetmek istedi, giydim ve dışarı çıktım. Büyülenmiş gibi bakıyordu. "Elbise parlak ama sen daha parlaksın..." "Y/n göz kamaştırıyorsun sen benim kalbimi durdurmaya mı çalışıyorsun..." dedi. Kızarmıştım, çok tatlıydı, gülümsememe engel olamıyordum. "Aidan gerçekten gerek yok bu çok pahalıdır..." derken sözümü kesti. "Hayatımda gördüğüm en güzel kızsın, ışıltına ancak böyle bir elbise yakışır." dedi. Hala büyülenmiş gibi bakıyordu, ben de utançtan kıpkırmızı oluyordum. Başımı eğip perdeyi kapatmaya çalıştım ama "Bence de." dedi ve ne olduğunu anlamadan benimle kabinin içine girdi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. "Saçmalama topluluk alandayız." diyip dışarı çıkarmama rağmen kıkırdamama engel olamıyordum. 

Ona olan hayranlığım bir saniye bile geçmiyordu, bana her gün ayrı özel hissettiriyordu. kendi kıyafetlerimi giydim ve bu günlük alışverişi bitirdik, yürürken ya elimi tutuyordu ya belimden tutuyordu, alışveriş merkezinin dışına doğru yürürken dondurma almıştık ve yukardan bakıp beni izliyordu. Kafamı çevirip ona baktım. Gülümsedi, "Sen dünyanın en kusursuz insanısın." dedi. Güldüm

Y/n: Nerden çıktı şimdi bu?

Aidan: Sana her baktığımda ne kadar şanslı olduğumu görüyorum, yanımda olduğun için.

Y/n: (kıkırdayarak) neden?

Aidan: Şuana kadar beni tanıyıp seven tek kişisin.

Y/n: O zaman birazdan yapacağım şey için affedersin heralde...

dedim ve Aidan'ın tepki vermesine izin vermeden dondurmamı yüzüne bulaştırıp kaçmaya başladım, dondurma çok umrunda gibi görünmüyordu ama koşarak peşimden geliyordu. Biraz koşuşturmadan sonra parmaklarımın uçundan yakaladı, kendi  etrafımda beni döndürüp kendine çekti. 

Aidan: Bilemiyorum baksana tüm yüzüm dondurma oldu belki affetmeyebilirim...

Y/n: Sen sakinleşene kadar ben kaçayım o zaman şöyle hafiften.

Aidan: (Gülerek) Kaçmayacaksan affedeyim o zaman...

Diyerek yüzüme yaklaştı yanağımdan öpme bahanesiyle de dondurmanın yarısını benim yüzüme bulaştırdı. Gülmeye başladık. "Deydi." dedim beraber temizlemeye gittik. Gülüşü çok güzeldi. Kocaman gülüyordu, gamzeleri görünüyordu, gözleri ışıldıyordu. Ona kendimden daha çok güveniyordum ve böyle zamanlarda moralimi bozabilecek hiçbir şey yoktu. Yarın okul olması dışında! Ya ben artık atraksiyonlu bir hayat yaşamıyor muyum neden hala şu okul var. Zaten ili haftaya ara tatile gireceğiz bir de açmaya uğraşıyorlar. Şuan bu tatsız düşünceler yüzünden keyifimi bozamam. "Seni seviyorum." dedim ona bakarak. "Bıkarsın yakında." dedi gıcıkça sırıtarak hafifçe koluna vurdum. "Saçmalama." 

Yanımda benimle çocuklaşmasını seviyordum, beraber yürüyerek eve döndük. Yürürken etrafı kolaçan ediyordu, çok üstünde durmadım. Hatta belki ezeli düşmanları bizi izliyorsa diye dans hareketleri de yaptım, ciddileşemiyordum. Eve geldik montumu aldı, saçlarını dağıttım. Duşa girmek için yukarı çıktım, duştan çıktığımda Aidan evde yoktu, şu adam nereye kayboluyor sürekli? Mesaj attım.

<Neye karıştın tekrar, nerdesin, merak ediyoruuum 19:46

Aidan🤍: Biraz işim çıktı, geç dönebilirim, seni seviyorum ❤️ 19:53

<Ne işi, onaylamadığım bilmek istemediğim anlamına gelmiyo.19:53

<Aidan ne işi söyler misin?19:54

<Ben de seni seviyorum 19:55

Cevap vermedi, sinirlenmiştim ama daha çok merak ediyordum, onun hakkında endişelenmek çok canımı yakıyordu, birkaç saat kitap okuyup televizyon izledim ve çılgınlarcasına kapı çalmaya başladı, Aidan ne olursa olsun beni böyle strese sokmazdı, hem de kendi anahtarı vardı. Televizyonu kapatıp kapıya bakmaya gittim delikten bakınca hiç tanımadığım bir adam gördüm ve baktığımı fark etti bi bilmiyordum ama kapıya bıçağını sapladığı anda kendimi geriye ittim. Bana zarar gelmemişti ama hemen yukarı kaçtım, Aidan'ı arıyordum ama açmadı. Korkudan göz yaşlarım dökülmeye başladı. zil hala delilercesine çalıyor, camlar yumruklanıyordu.

<Aidan yardım et!

<Kapıda adamlar var ve zorla içeri girmeye çalışıyorlar!

<Lütfen cevap ver korkuyorum. 

<Yalvarırım geri dön

Tekrar aradım ve son çalışta açtı. 

Aidan: Güzelim şuan biraz işim var sonra arasam-

Y/N: Kapıda adamlar var, zorla içeri girmeye çalışıyorlar yardım et!

Aidan: NE! Y/n sakinleş çabuk bir yere saklan geliyorum(arka planda silah sesleri)

Y/N:  korkuyorum, sana ihtiyacım var...

Aidan: Sakin ol güzelim nefes al, dolabın içerisine gir, yada kendini tuvalete kilitle bilmiyorum ALLAH KAHRETSİN! lütfen lütfen saklan geliyorum yakalanma, seni benden almalarına izin verme, seni seviyorum.

Y/N:(fısıldayarak)  Korkuyorum, ben de seni seviyorum lütfen gel yalvarırım gel, tuvaletteyim şuan sanırım içeri girdiler kaç kişiler bilmiyorum

Aidan: Telefonda kal, konuşamazsan bile kal yoldayım çıktım geliyorum.

Y/N: Aidan senden korkmuyorum, sana güveniyorum tamam mı? Eğer bir şey olursa bil-

Aidan: Bir şey olmayacak, oldursa da bilmeme gerek olmayacak çünkü olursa beraber olacak ve seni kaybetmeyi göze almıyorum o yüzden yapma şöyle olabildiğince sessiz ol.

Y/N: geldiler...

Aidan: Y/N!! CEVAP VER BANA NERDESİN! NERDEYSE GELDİM NERDESİN KİM GELDİ!

Y/N: abi...

Telefon kapandı. "ABİ!" diyerek çığlıklar atıyordum, duygusuzca arkamda kollarımı bağlıyordu. "Uzak durun benden!" diye bağırdım, çığlıklar atsam da işe yaramadı Ağzımj bağladılar, sonra bacaklarımı, bir adam beni sırtladı, kırık boy camlarından birinden çıkardı, evin dışında Aidan'la göz göze geldim. "EĞER ONU ŞUAN BIRAKMAZSANIZ HEPİNİZİN CANINA KIYARIM, SİZDEN KAN GÖLÜ YAPARIM." diğer bağırıyordu, o kadar korkunç görünüyordu ki, sanki bir savaştan çıkmış gibiydi, kükrüyordu, adamları vurmaya çalışıyordu ama çok fazlalardı, arkasından gelen 4 adam kollarını tutup yere eğdi, yumruk yiyordu, görmek bile canımı yakıyordu, beni bir kamyonun garajına attılar, kafamı yere çarpmıştım ama hiçbir şey göremiyordum. 

Birbirinden uzak (Aidan Ryan Gallagher)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin