Özledim (part2)

8 0 0
                                    


Parçalanmış evin başında ağlarken kendi evime baktım, hiçbir sorun yoktu, sapasağlam duruyordu, ama şuan umrumda bile değildi, tekrar Aidan'ı aradım ağlamaktan kahrolmuştum. "Lütfen yalvarırım sana ölmemiş ol Aidan yaşıyo ol lütfen bırakma beni tek başıma yapamam, sensiz yapamam sensiz nefes alamam özür dilerim korktuğum için özür dilerim ne yapacağım bilmiyorum lütfen yalvarıyorum yaşıyo ol!" diye tekrar sesli mesaj bıraktım, sonra bağırmaya başladım. " Son konuşmamızda seni seviyorum demedim, beni evine çağırmıştı evet bile demedim aptalım ben ondan korktuğumu düşünerek öldü..." diyerek ağlamaya devam ettim. 

"Y/n..." tanıdık bir ses duydum, arkama baktım, Aidan ordaydı... Elim ayağım birbirine dolaştı ne yapıcağımı bilemeden kalkıp boynuna atladım, belimden tutup beni kaldırdı, kokumu içine çekti. Öyle sıkı sarıldı ki asla bırakmayacağına inandım, yüzünde kesikler vardı, boynundan kan akıyordu ama umursamadım, bacaklarımı beline sardım uzun süre bırakamadım, akan göz yaşlarıma engel de olamadım. "Özür dilerim..." dedi. Umrumda değildi şuan sadece yaşıyo olmasını önemsiyordum "Y/n ben..." dedi ama susturdum, dudaklarına yapıştım, sanki daha sıkı sarabilirmişcesine daha sıkı tuttu belimden 

Dakikalarca belki de öyle kaldık en sonunda ayrıldığımızda nazikçe göz yaşlarımı sildi, yere indim. "Özür dilerim, Y/N çok özür dilerim seni bu hale soktuğum için." Ağlamaya devam ediyordum hafifçe başımı salladım ama sesli bir şekilde durmadan ağlıyodum. Başımı göğüsüne yasladı, saçlarımı okşamaya başladı. " Öldün sandım." diyebildim burnumu çekip kekeleyerek. Beline sarıldım. 

"Evim yıkılırken dışardaydım, dayanamayıp senin evine geçecektim ama çıktığım anda parçalanmaya başladı ve taş parçaları etrafa savrulunca yere düştüm, telefonumun dışarda kaldığını fark edemedim, korkma diye senin evine gidip kanları temizlicektim ki sen geldin, çığlıklarını duyunca dışarı çıktım Y/N çok özür dilerim." 

Ona anahtarımı verdiğim doğruydu istediği zaman gelebilsin diye, o kadar rahatlamıştım ki üstümden tonlarca yük kalkmış gibi hissettim, "Seni seviyorum, seni çok seviyorum..." diyebildim. cümle kuracak gücü bile bulamıyordum kendimde. "Ben de seni, ben de seni çok seviyorum, özür dilerim, seni çok seviyorum, gel içeri gidelim, lütfen bırakma beni." dedi. İstesem de bırakamazdım ki artık, ondan korunmaya, hayatımdan cıkarmaya çalışsam bile yapamazdım, aşık olmuştum.

İçeri geçtik, hiçbir şey diyemiyordum, lavabo tezgahına oturmuş onun pansumanını yapıyordum, canının acısını göstermemeya çalışıyordu ama her yeri soyulmuştu, yüzü nerdeyse tanınmicak haldeydi, pansuman yaptığım yerlerin kenarını öpüyordum, o da sanki bir anda acısı geçmiş gibi yapıyordu. Yüzümü izliyordu, bazen bakışlarını yakalayınca utanıyordum ama hiç gözlerini çekmiyordu, onun dışında ciddiydim, benim de canım yanıyordu. boynundaki yara çok derindi, cam kesiği gibiydi, baktıkça canım yanıyordu. Hiç iyi değildik, ikimiz de zarar görüyorduk, bu ilişki bize zarar veriyordu. Sevmek yetmiyor ama bırakamayacak kadar çok sevmek daha da kötü. 

Hala hafifçe akan göz yaşlarıma engel olamıyordum canı acıyınca ses çıkarmamaya çalışsa bile fark ediliyordu ve içi gidiyordu, pansumanı bittiğinde belinmden kavradı ve salona gittik. "Konuşalım." dedi, ne konuşucaktık ki. 

"Y/n seni seviyorum sana zarar vermek hayatta son isteyeceğim şey ama artık ben bile korkuyorum, yaşamak istememi sağlıyosun, ölürsem ne olacağını gördüm Y/N ben seni o hale sokmaya katlanamam ve seni kendimle bu riske atamam." Benden ayrılıyor muydu? "Hayır, umrumda değil risk gitmeyeceksin yapamazsın bunu bana, korurum seni gerekirse beraber ölürüz ama bırakma beni bana bunu yapamazsın eğer gidersen tekrar gidersen asla affetmem seni." gitmesini istemedim, korkmadım, hayatımın en büyük korkusu en büyük acısını yaşattı bana ama gitmesi o acıyı yaşamaktan kat kat beter... "Y/N..." "Sus beni dinle! Bırakamazsın beni yapamazsın ya beni korumak bu mu zannediyorsun sen gidince endişelenmeyeceğim mi sanıyorsun beni kendinden uzak tutabilir misin sence gerekirse vur, öldür beni, terk et, hayatımı zehir et, umrumda değil! Benle yap beni bırakma artık yalnız yapamam!" 

"Seni asla bırakamam biliyorsun, ne olursa olsun ölsen senle gelirim biliyorsun neden böyle düşünüyorsun? Artık ayrılamayız ne ben izin veririm buna ne sen ama bi süreliğine gitmem gerekicek en azından yeni bir ev bulmam bu işleri halledene kadar seni riskten uzak tutmam gerekiyor." dediklerini zerre umuramıyordum. " Benle yaşa." dedim. " Benle yaşa, sen olmazsan beni kim koruyacak, asıl seni kim koruyacak aylar önce hayatımda bile değildin artık senin için ölmeyi göze alıyorum gidemezsin kabullen bunu ve gel benle yaşa, zaten öyle yaşamıyor muyuz artık uyurken yorganı çekiyo diye mızmızlanıp ayrılacak halimiz de yok." diyip gülümsedim. 

"Benden kurtulamayacaksın işte ne güzel yaşayalım beraber." dedim. "Kurtulmak isteyen kim, sonsuza kadar gel başımda dur yine de bir saniye şikayet etmem." sıcak dudakları, titreyen dudaklarımı buldu, gözlerim kapalıydı ve onunla yaşamak sanki hayatımın en doğru kararı gibi geliyordu, güvende hissediyordum, huzurlu hissediyordum, bir şeyler yedik ve Aidan'a benim evimde bıraktığı bazı pijamalarından verdim. Yarın sabah alışverişe çıkacaktık. O gece hiç kabus görmedim. Aidan'ın kollarında, kokusuyla, sıkı sıkı sarılarak mışıl mışıl uyudum.

Okul katliyamdan sonra sonunda açılacaktı hiç heyecanlı olmasam da pazartesi okula gidecektik, neyse ki son haftalarıydı ama ya Aidan gidecekse diye de düşünmeden edemiyordum, sonuçta yurt dışında bir hayatı vardı. Sabah uynadığımda kollarının arasında olmak çok güzeldi. Çenesinden öptüm gözlerimi açmadan gülümsedi kendimi yukarı çekip bi daha öptüm, "Uyandığımdan emin değilim bir daha denesene." dedi mızmızlanarak. "Kalkınca görürsün uyanıyor musun."Hemen gözlerini açtı. Gülümsedim. 

"Okul bitince ne olucak, kendi hayatına mı dönüceksin?" dedim. "Sensin hayatım." dedi ve gözlerini geri kapayarak daha sıkı sarıldı, güldüm, beni bırakmayacaktı. Boynunun arasına sokuldum ve gözlerimi kapadım. 


Birbirinden uzak (Aidan Ryan Gallagher)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin