Gelmemeliydin

6 0 0
                                    


Apartmanımdaydık, Elina'ya olanları anlattım. 

Elina: OHA KIZIM! YILLARCA SANA DÖNMEK İÇİN Mİ UĞRAŞMIŞ!?

Y/n: Evet... ama bilmiyorum, ona tekrar inanamam, beni terk etti elina gitti, tek başıma uğraştım ben bunlarla. Onun yüzünden hayattaki en büyük korkumu yok saydım, kendimi korumaya çalıştım. 

Elina: Haklısın ama seni korumaya çalışmış kızım ikiniz de bilemezdiniz böyle olacağını.

Y/n: Kendisine zarar veren herkesi katlediyor, ya tekrar bir araya gelirsek artartlarsa. Bu süreçte seni göremem dedi bana. Öldür beni sana dönemeyecek olmak daha acı dedi. 

Elina: Çüş! Dönmeyecek mi yani?

Y/n: Banane be ne yaparsa yapsın.

Elina: Y/n...

Y/n: Beni riske atmak istemiyormuş, artık kendimi koruyorum ben, ne ona ihtiyacım var ne başka birine, ayrıca onun peşindeki adamlarla da gözüm kapalı başa çıkarım, çıkıyorum da. O dönsün diye uğraşıyorum bunlarla ama dönersen affetmem demiştim.

Elina: Affedecek misin peki?

Y/n: Affetmek istemiyorum, eğer beni huzurlu bir hayata bırakmış olsaydı ve dönseydi belki ama artık korkuyorum, her saniye bir aramayla kendimi çatışmaların ortasında buluyorum. 

Elina: Ama canım senin peşinde biri yok ki, sen bunları onun işi bitsin de dönsün diye yapmaya devam etmedin mi zaten?

Y/n: Off evet ama zarar verdi bana, abimden bile daha çok canımı yaktı. Hala o günden taşıdığım yara izleri var ama gittiği günden taşıdığım iz hiç geçmiyor, hala canımı yakıyor. Her şeyi unutup nasıl döneceğim bilmiyorum, hem belki de gelmez. 

Derken kapı çaldı, zamanlamasına sıçayım yoksa o mu geldi. Elina güldü, "Gülme." dedim ama işin komikliğini ben de anlamıştım. Kapıyı açtım, karşımda bana yukardan bakan yeşil gözleri görünce kalbimden vurulmuşa döndüm, onu gördükçe kalbim sızlıyordu. Elina bir şeyler deyip gülerek kapıdan çıktı ama duyamamıştım bile. Konuşamıyorduk, sadece birbirimize bakıyorduk. Ne kadar özlediğimiz her yerden belliydi ama gardımı bu kadar kolay indiremezdim. 

Y/n: Nerden buldun evimi?

Aidan: Sence? (gülümsedi) 

Y/n: Takip filan ettirmişsindir beni, yada üniversiteme gitmişsindir, araştırtmışsındır adamlarına, psikopat ruh hastası. 

Daha çok güldü, gamzelerini gördükçe dibim düşüyordu. Kolunu kapının kenarına yasladı ve hafifçe kafasını yana yatırdı. 

Aidan: Öyle bir şey işte, beni içeri alacak mısın?

Y/n: Ha- doğru, hmm, evet alabilirim. 

İçeri adım attı etrafa baktı.

Aidan: Tam kendine göre bir ev yapmışsın, eski evimize hiç benzemiyor, içerde sen olmasan bile burasının senin evin olduğunu anlayabilirdim. 

Y/n: Orası abimin eviydi, burası benim evim, gittiğim görevlerde kendimi kaybedince bana nasıl biri olduğumu hatırlatsın istedim. Senden sonra da nasıl biri olduğumu hatırlamaya ihtiyacım oldu.

Aidan: Y/n ben normalde çok özür dileyen biri değilim ama seni görünce elim ayağıma dolaşıyor, sürekli hata yapıyorum, sana zarar veriyor olmaktan cok yoruldum. Özür dilerim, lütfen yalvarırım anla beni, sana hiçbir zaman zarar vermek istemedim, üzmek istemedim, beni unutursan hayatın daha güzel olur sandım, belki normal hayatına geri dönersin, mutlu olursun başkasıyla olsa bile mutlu olursun sandım. Seni uzaktan korumak istedim. 

Y/n: Biliyorum, bazı şeyleri anlayabiliyorum, ben büyüdüm Aidan. Beni en son görüşünde liseli bir çocuktum ben, çok şey değişti, kişiliğim dışında. Bazı şeyler eskisi gibi kaldı, atlatamadım. Senin için uğraşmayı hiç bırakmadım ama düşünemedim seni gerçekten gördüğümde ne olacağını. Hislerim değişmedi ama bakışım değişti ve ben eskiye dönebilir miyim bilmiyorum. Hiçbir şey olmamış gibi davranamam. 

Aidan: Keşke eskiye dönüp her şeyi düzeltmenin bir yolu olsaydı. Senden beni öldürmeni istedim, çünkü seni orada o halde görünce sana yaşattıklarımı dinlemeye hazır değildim. Sana bunları yaşatmış olmaktansa ölmeyi diledim. 

Eliyle yanağimin kenarındaki yara izine dokundu, makyajsızdım o yüzden daha net görünüyordu, bir süre incelemesine izin verdim ama dokunuşu her şeyi zorlaştırdığı için elini uzaklaştırdım.

Y/n: Lütfen dokunma bana, gardımı indirmek istemiyorum, güçsüz biri değilim. 

Aidan: Sen güçsüz biri değilsin hayatımda tanıdığım en güçlü insansın, seni koruması gereken benken geri dönmem için en büyük korkunla bir oldun, sana dokunurken izine bakmıştım, seni öpmeye çalışmadım-

Y/n: Biliyorum, seni tanıyorum, birbirimizin hayatında olmamız yanlış mı? Hiç tanışmasaydık, varlığımı bile bilmeseydin daha mutlu hayatlar mı yaşardık?

Aidan: Her şekilde tanışırdım seninle, senin var olmadığın bir hayat düşünemiyorum.

Y/n: Yapma, beni yumuşatacak şeyler söyleme, en azından kafamı toplayana ve kabullenene kadar seni affetmek istemiyorum. 

Aidan: Seni üzmek istemiyorum, yalvarırım affet beni. 

Y/n: Aidan yapma, sana inansam da nasıl güveneceğim? Şimdi seni affediyorum desem bana dönecek misin, madem bu risk bitene kadar dönmeyecektin tekrar risk var diye gitmeyeceğini nerden bileceğim. Ben kendimi koruyabilirim, risk umrumda da değil ve seni korumak için dönsen de dönmesen de uğraşacağım ama sen bunu kabullenmemek için baya zorluyorsun. 

Aidan: Bilmiyorum, seni seviyorum, sana zarar gelmesine izin veremem. Buraya gelmemem gerekirdi.

Y/n: Sen dönmesen bile bunları bırakmayacağım! Ne dersen de devam edeceğim o yüzden senin kararın ama senin kararın benim hayatımı artık etkileyemez. 

Aidan: Dönersem sana dönebilecek miyim ki? Beni affedecek misin?

Y/n: Bilmiyorum. Bence bir süre bunları düşünmek için ayrı kalmamız gerekiyor. 

Aidan: Yapma bunu bize. 

Y/n: Bunu demesi gereken sen değilsin Aidan, hatırlatırım yıllar önce her gün yalvarmama rağmen tutturup giden sendin. 

Aidan: Haklısın. 

Dedi ve ayaklandı, gidişini tekrar izlemek canımı yakıyordu, dönmeyecek gibi hissettim, gitmesin istedim ama affedemiyordum da, onun varlığına hazır değildim, tekrar kapıya yaklaştı, tekrar kapı kolunu tuttu, tekrar arkasına baktı. Yine koltuktan onu izliyordum ama bu sefer kollarına atlayamazdım, gözyaşlarıma hakim olamadım, arkamı dönüp bacaklarıma sarılıp ağlamaya başladım, bu adam neden sürekli beni ağlatıyordu. Kapıyı bıraktı, yanıma geldi, sarıldı, saçlarımı okşadı."O gün kollarına atlamak yerine böyle yapsaydım kalacak mıydın?" deyip güldüm ama hala ağlıyordum. "Bilmiyorum, özür dilerim, seni seviyorum, geri döneceğim söz döneceğim, lütfen ağlama böyle, kararımı daha çıkmadan verdim, döneceğim güzelim, gidemem senden tekrar." dedi. "Ama ben vermedim, bir gün illaki affedeceğim ama ne zaman bilmiyorum." dedim 

"Gitmene izin vermem gerekiyor, lütfen." dedim. Elini saçlarımdan çekti, ayağa kalktı ve kapıdan çıktı. Affetmiştim bile, ona sinirli değildim, hiç hemde. Ama unutmak zordu, onu suçlamıyordum ama yaşadıklarımı unutup ona dönmek zordu. 

Birbirinden uzak (Aidan Ryan Gallagher)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin