Duygular

145 13 5
                                    

10. Bölüm :)

Bundan sonra bol bol eheheh

İyi okumalar ♥️

***

İsmail'den

Yüzüm hala yanmaya devam ederken bir türlü çıkmadı aklımdan. Bir erkek nasıl bu kadar güzel olabilirdi?

Bilmiyorum ne zamandan beri ona karşı böyle hissediyorum ama inkar etmek istesem bile artık kalbim ile birlikte beynim de kabul etmiş gibiydi. Ben Nart'ı seviyordum...

İlk başta bu düşünce beni müthiş bir kararsızlığa iterken bir Çerkes'i özellikle bir erkeği seveceğim hiç bir zaman gelmezdi. Ondan uzak durup duygularıma engel olmak istiyordum ama elimde değildi beni kendine çekiyordu ve onun etrafında olmak beni mutlu ediyordu.
Onun beni ben söyleyene kadar arkadaş bile olarak görmemesi kalbimi kırmıştı. Paramparça olduğumu hissettim. Ama sonuç olarak o da bir erkekti ve beni sevmesi imkansızdı. Bunu bilmek bile beni çok fazla üzerken bu seneden sonra bir daha asla onu göremeyecek olmayı düşünemiyordum.

Yan tarafımda oturan sarı saçlı çocuğa kaçamak bakışlar attım. Onu her gördüğümde midemde uçuşan kelebeklere engel olamamak beni biraz aciz hissettiriyordu. Bunun dışında kan akışı yüzüme hücum ediyor ve domatese dönüyordum. Özellikle iki gün önce onu üst vücüdu tamamen çıplak görmüştüm ve bunu her düşündüğümde kalbim yerinden çıkıyormuş gibi oluyordu. Birde hormon meselesi vardı gerçi...

Yutkundum. Şimdi hiç sırası değildi. Matematik dersinin tam ortasında...

Bir de sırf onunla vakit geçirebileyim diye hepsine zorla ders çalıştırdığım vardı ama bana dua etmeleri gerekirdi. Sonuçta bu sene üniversite sınavına girecektik.

Ne kadar çıkarcı olduğumun farkındaydım ama bunu bana yaptıran söylemeye çekinsem bile Nart'ın aşkıydı.
Kendimi onu izlerken bulduğumda kaşlarımı çatarak önüme döndüm. Dersi bile dinleyememiştim. Hoş, onun yanında ona bakmadan durmak bile büyük emek istiyordu. O kadar güzeldi ya da yakışıklı...

Acaba onu sevdiğimi bilseydi benden tiksinir miydi?

Ben kendi kendimi yemeye başladığımda zil sesi ile zar zor kendime gelmiştim.

"İsmail çekil de çıkayım ben." diyen oğlana baktım bir süre. Sonradan anladım ne dediğini... "Ha tamam gel çık." diyebildim sadece. Ayağa kalktım ve geçmesine izin verdim. Tam dibimden geçerken midem kasıldı. O gittiğinde bir süre ciğerlerimde tuttuğum nefesi dışarı verdim. Kurumuş dudaklarımı yaladım. Her tenefüste peteğin başında dikilen arkadaşlarımın yanına gittim.

Saçma sapan bir sohbet dönerken boş yapan Ahmet'e bir tane geçiresim geliyordu. "Murat'ta..." diyerek bir şeyler anlatan Nart ile sinirlerim iyice bozulmuştu. O havuç kafalı bebeyi sohbete hiç dahil etmezse içi rahat etmiyordu zaten. Kıçımı dayadığım öğretmen masasından ayrılarak onlardan uzaklaşmaya başladım.

Arkamdan "Nereye lan?" diye soran Süleyman'a hiç bakmadan "Tuvalete gidicim sen de gel isteyosan. Tutarsın." Gelen kahkaha seslerini de takmadan çıktım sınıftan.

Tuvaletin girişinde karşılaştığım beden ile sabır diledim. Bu gün kötü saç günümdü sanırım. Geri çekilerek girmeme izin verdiğinde "Sikeyim" diye ufak bir küfür ettim. "Afedersin?" diyerek bana seslenen havuç kafaya hiç bakmadan lavabonun önünde durarak ellerimi yıkamaya başladım. "Sana diyorum! Yoksa iyi duymuyor" mu kulakların?" alayla söylediği şey ile içimden sayı saymaya başladım. Sakin olmam gerekiyordu.

"Paran yoksa ben sana işitme cihazı alırım." diyerek bir iki adım yaklaşan Murat'ı aynadan izlemeye başladım. "Bulaşma hele bana." Net çıkan sesime alayla güldü. "Bana bir neden ver." dedi. Ciddi ciddi sabrımı sınamaya başlamıştı. Elimden bir kaza çıkacaktı.

"Ağzını yözünü dağıtırım havuç kafa." tehditkar ses tonum ile kaşları çatıldı. "Yap da görelim."

"Ben varya seni-" ona dönerek söylediğim cümlem Nart'ın içeri dalması ile yarım kalmıştı. Yumruk yaptığım elimi daha fazla sıktım. "Siz kavga etmeden duramıyor musunuz?" diye sinirle konuşan sarı saçlı çocuk ile göz teması kurmamaya çalışarak tuvaletten çıkarak seri adımlar ile sınıfa ilerledim. Arkamdan gelen adım sesleri Nart'ın arkamdan geldiğinin kanıtıydı.

Sınıfa sinirle girerek sıraya oturdum. Dizlerimi sallarken kollarımı göğsümde birleştirdim. Nart' beni hiç takmadan sıra ve masa arasındaki küçük yerden her yerime temas ederek kendi yerine oturdu. O anlık her şeyi unuturken heyecandan sinirim bile geçmişti. Sesli bir şekilde yutkundum. Ben o pozisyonda kalırken Nart bana dönmüş kaşları çatık şekilde bana dik dik bakıyordu.

"Sen neden Murat ile kavga edip duruyorsun?" çenesi ile beni gösterdiği zaman bende kaçamak bakışlar atmak yerine ona döndüm. "Ben nittim ben! Kendi geldi de bulaştı!" kendimi savunduğum zaman dudaklarını dişledi. Gözlerim orayı bulunca bakışlarımı çekmeden oraya odaklandım. Kırmızı dudakları bir insana ait olamaycak kadar güzeldi. Yutkunduğu zaman ne yaptığımın farkına varmış ve onun haricinde herkese ve her yere baktım.

Zil çaldığında zaten yarım kalan konuşmamızın bittiğine kanaat getirdim. Ellerim heyecandan titremeye başlamıştı. Formamın uçlarını tutarak çekiştirdim. Sanırım bir süre daha ona bakamayacaktım....

***

Utanmış İsmail hayallerimde çok tatlı ağlamak istiyorum...

Diğer kurgularıma da bakabilirsiniz ✨

💕Yorum ve oy bırakmayı unutmayın 💕

(Toplam 100 okuma olmuş❤️)

Manolya'm (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin