Yarım bırakılmış anılar hiç bir zaman tatmin etmezdi insanı tıpkı İsmail'i etmediği gibi. Her zaman bir sonuç isterdi hayatta, devamı olmayan bir hikaye yazmak istemezdi. Onun hikayesi tam olacaktı mutsuz bitecek şeyler olacaktı elbet lakin bir 'son' olacaktı her zaman. Cümlenin sonunda bir 'nokta' olacaktı ve hikaye üç nokta ile biten, bir sonuca ulaşılmayan ve devamı olmayacak bir hikaye olmayacaktı onun için, acı olsa bile bir son olacaktı.
Çünkü nefret ederdi kararsızlıktan. Kararsızlığın doğurduğu duyguların onu yiyip bitirmesi en büyük korkusuydu bir gün belirsiz bir geleceğe sahip olmak.
Bu yüzden Nart ile birlikte olman için çok düşünmemişti. Çok düşünmek her daim yorardı onu. Belki bir gün ölürdü sürekli düşünmekten ve ihtimaller yaratmaktan. Her ihtimal onu yiyip bitirdiği için çabucak bir sonuç arardı.
Ama şimdi önemsizdi bunlar çünkü Nart vardı. Dersi dinlemek yerine onu izleyen yeşil gözler vardı. Derin bir nefes aldı. Ateşinin yükseldiğini hissediyordu. Arada kaçamak bakışlar atsa ve bazen dersi dinlemesi için onu uyarsa bile ona bakan bir çift yeşil gözün sahibi vazgeçmemişti.
"Beni değik dersi izle." diyebildi kısık bir sesle. Nart'ın dudakları kıvrıldı. Kıvrılan dudaklarında dilini gezdirdi saniyeden kısa bir sürede. İsmail'in bakışları dudaklarına kaydı. Onu öpme isteğini bastırdı. Bakışları tekrar beyaz tahtayı bulurken çoktan kaçırmıştı dersi. Oflayarak kafasını sıraya koydu ve onun kahveleride karşısındaki sarı oğlanı izlemeye başladı.
Ne kadar böyle kaldılar bilmiyordu İsmail ama ders zili ile hiç dalmadığı uykusundan uyandı. Nart yavaşça doğruldu sıradan ve gerildi. Yeşilleri yine onu bulduğunda bir türlü alışamadığı için küfretti kendi kendine.
"Kütüphaneye gidelim. İş var." dedi uykulu bir ses ile sarı oğlan. İsmail onu başı ile onayladı. Yerinden yavaşça kalktı, Nart'ı beklemeden çıktı sınıftan.
Kütüphanenin kapısına geldiklerinde sarı oğlanın kapıyı açmasını bekledi. Kapı açıldı ve kendisini Nart'tan sonra içeriye attı.
"Kapıyı kapatsana." dedi Kendini sandalyelerden birine atarken. İsmail cevap vermeden kapattı kapıyı ve o da tıpkı Nart gibi bir sandalyeye attı kendini.
"Nidiciz şimdik?" diye sordu. Nart oturduğu sandalyeden kalktı ve esmere yaklaştı. Elleri sandalyenin kolları ile birleşti ve esmeri kollarının ararsına aldı. "Nidiyon?" dedi yeniden İsmail. Derin nefesler alırken titrek nefesler veriyordu. Bu yakınlık onu fazlasıyla heycanlandırmıştı.
"Özledim seni." diye fısıldadı ve saçlarına hafif öpücükler kondurdu. Dudakları yumuşak tutamlara her değdiğinde derin nefesler alıyor ve onu sarhoş eden kokuyu ciğerlerine hapsediyordu.
İsmail'in yumruk olan elleri gevşedi yavaşça. Karşısındaki bedene sıkıca tutunmak istedi ve elleri Nart'ın belini sardı. Bir süre öyle kaldılar. Birbirlerine olan özlemlerini son buldurmak için öylece kaldılar.
Derin bir nefes aldı son bir defa Nart ve saçlarından çekti dudaklarını. Bu sefer yumuşak teni bulduğunda hafifçe titredi altındaki beden. Yanıyor gibiydi ama hala titriyordu. Esmerin yanağını sıkıca öptü ve çekildi.
"İsmail, seni bir kere dudaklarından öpebilir miyim?" diye sordu yetmemiş gibi. Gerçi asla doyamıyordu onu öpmeye, ona sarılmaya, ona dokunmaya, onunla ilgili herşeye.
İsmail yutkunmak istedi ama yapamadı. Boğazı düğüm düğüm olmuştu sanki konuşamayacağını anladığında başını yavaşça belli belirsiz aşşağı yukarı salladı.
Nart'ın dudaklarına değecek olma fikri onun kalbinin küllerini tutuşturuyordu. Utanıyor, çekiniyordu. Hatta heycandan nefesi kesiliyor ve öleceğini düşündürüyordu ona ama bu fikir onu kendinden geçiriyor, aklını kaybettiriyordu.
Nart derin bir nefes aldı. Yüzü her saniye esmerin yüzüne biraz daha yaklaşırken göğsündeki sızı arttı. Gözleri görmek istemiyor gibi kapandı ve en sonunda dudakları buluştu esmerin dudaklarıyla.
Biraz daha bastırdı içinde oluşan karşı konulamaz hisle. Saniyeler saatler gibi geldi o an. Yinede bitsin istemedi. Yumuşak dudaklar hareketsiz onun dudakları üstünde dururken elleri ondan bağımsız beline gitti. Onu kendine biraz daha çekti ve oynattı dudaklarını hafifçe. Elinin altındaki beden heycan ile kıvrandı biraz. Zarar vermekten çekinir gibi yavaşça üst dudağını kendi dudakları arasına aldı. Dünyalara değişmeyeceği o tat genzini yaktı ama bundan bile zevk duydu.
Üst dudağını emdi bir süre. Sonra azad etti onu ve serbest bıraktı. Bunu fırsat bilir gibi titrek bir nefes aldı esmer.
Nart'ın dudakları bu sefer alt dudağını aldı kendininkileri arasına. Bir sürede alt dudağını emdi. Bu sürede esmer ona bırakmıştı kendini. Dudaklarını yiyen sarı oğlanın kollarına.
En sonunda ayrıldı dudakları. İkiside kısık nefesler alıyor ve birbirlerinin gözlerini izliyorlardı. Kulakları dolduran zile sesi ile aralarına hatrı sayılır bir mesafe girdi.
"Zil çaldı." dedi esmer yeşillerden kopamayarak.
"Kötü oldu." dedi çerkes kahvelerden kopamayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya'm (BxB)
Teen Fiction{ TAMAMLANDI } Yavaşça ayrıldı bedenleri ikisininde gözleri dolmuştu. Kırmızı dudaklarını araladı İsmail. Şivesini bir kenara atarak konuştu. "Sana gitme demeyeceğim" Nart yutkundu. "Ama gitme manolya'm" Böyle derse nasıl kopardı ondan? "İsmini gi...