Güle eğlene yurt odalarına dönüyorlardı.
Okul çıkışı beraber dışarı çıkmış, yemek yemiş, sinemaya gitmişlerdi. İkiside oldukça mutluydu. Beraber zaman geçiriyor ve tadını çıkarıyorlardı."Tamam ula gülme çenen çıkacak." dedi İsmail. Söylediğinin aksine onunda yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Kırmızı kapıya geldiler. Onları aynı odaya hapseden ve beraber kılan kapıya. Alt dudağını dişledi ve kapıyı açtı sarı oğlan. Gülümsemeye devam ediyordu.
Mutluluk saçarak girdiler odaya. Gerici sessizlikle yüzündeki gülümseme dondu Nart'ın. Tüm bakışlar ikisinin üzerindeydi. İsmail yüzündeki gülümsemeyi silip, kaşlarını çatarak arkadaşlarına baktı.
Volkan da gelmişti odaya ve hepsi oturuyordu. Süleyman huzursuzlukla elleriyle oynuyordu ve onlara bakmaya çekinir gibi başını eğmiş ayak uçlarına odaklanmıştı. Efe sinirle ayağını sallıyor ve kapının önündeki ikiliye dişlerini sıkarak bakıyordu. Ahmet yüzünü ekşitmişti hemen yanındaki Volkan ise tedirgindi ve çekiniyor gibi bir hali vardı.
Nart'ın kaşları çatıldı ve onlara doğru bir kaç adım daha attı. "Noluyor oğlum ne bu haliniz?" dedi. Efe ile daha yakın olduğu için çoğunlukla ona bakıyordu. Efe sinirle ayağa kalktı ve ellerini beline koydu. Kafasını iki yana sallayarak "Noluyor muş muş muş." diye mırıldandı. İsmail de bir iki adım yaklaşarak sarı oğlanın yanında durdu.
"Neci sizin bu haliniz?" dedi çenesiyle onları işaret ederek. Anlam veremiyordu onların tavırlarına. "Sizin..." dedi Ahmet duruşunu hiç bozmadan. Onlara bakıyordu sadece. "Sizin aranızda ne var?"
Nart yutkunmak istedi ama yapamadı ne diyeceğini bilemiyordu. Gözleri saniyelik İsmail'e değdi fakat onunda ondan yana kalır hali yoktu. Derin bir nefes aldı.
"Neci bizim halimiz?" dedi İsmail kısılan sesiyle. Boğazını temizledi. "Sizin gibi arkadaşık iştem."Volkan 'hıh' diye bir ses çıkardı. Süleyman hala ayaklarına bakıyordu. Birşey düşünüyor gibiydi. "Biliyoruz." dedi Ahmet ayağa kalkarak. "Volkan görmüş sizi."
"Şimdide görüyor ya." dedi Nart dalgaya vurmaya çalışarak. Efe güldü. Sabır dileyerek kafasını salladı. Öfkesi dakikalar geçtikçe daha da büyüyordu.
"Öpüşürken." dedi Ahmet sesini yükselterek. Kaşları çatılmıştı. İsmail dudaklarını dişledi. Büyük bir korku vardı içinde ve onu sürüklüyordu sanki. İçindeki his rahatsızlık veriyordu ona. Kalbinde bir ağırlık hissediyordu. Nefesi kesiliyordu sanki. Boğazında bir yumru vardı, yutkunsa bile geçmeyecek gibiydi.
"İnanamıyorum ya!" diye araya girdi birden Efe. "Beraber üstümüzü değişirken götümüzede baktın mı İsooo!"
Esmerin kaşları çatıldı olabildiğince. Kocaman olmuş gözlerle baktı arkadaşına. Bu tanıdığı kişi miydi?"Bağırma ona!" dedi Nart onu arkasına saklamak ister gibi kendine çekti. "İğrenç." dedi tükürerek Efe. Nart'ın gözleri doldu ve yanmaya başladı. Beraber aynı sofraya oturduğu, dertleştiği, muhabbet ettiği, gülüp eğlendiği, kendini açtığı ve bir çok anısını paylaştığı insanlardan bu muameleyi görecek bir hata mı yapmıştı? Sevmek suç muydu ki böyle davranıyorlardı?
Volkan dudaklarını büzdü. "Saklan İsmail saklan." dedi imalı bir tonda. "Bakalım herkes öğrendiğinde de böyle yapışabilecek misin bu ibneye!"
İkiside gözlerini kocaman açarak baktı oğlana. "Ne demek bu?" dedi sarı oğlan bir adım attı. İsmail kolunu kavradı sıkıca. Durup korkmuş gözlerle yeşillerine bakan esmere döndü. Kırgın bir ifade ile baktı ona. İkiside biliyordu bu kırgınlığın sebebini.
Tiksinerek bakan insanların onların 'arkadaş' dedikleri kişiler olmaları çok ağır gelmişti. Hiç bir şey yapmamışlardı oysa iğrenilicek. Sevmek ne zamandan beri suçtu? Aşklarının öğrenilmesi her zaman korkutmuştu İsmail'i. Biliyordu ne tepki alacağını fakat gerçekten olması çok can yakıcıydı. Eylem'e dökmedikçe daha az gerçekçi oluyordu daha az acı verici.
"İnanamıyorum..." dedi Ahmet. Koyu gözlerinde tiksinti vardı. "Volkan sizi gördüğünde midesinin aldığı şekli hayal edemiyorum." alaycı bir tonda gülerek kurduğu cümle İsmail'in içine oturdu sanki. Nart'ın dudakları ona değdiğinde tiksinti değil aşk hissediyordu o.
Bir damla yaş ıslattı yanağını. Elinin tersiyle sildi kaçak göz yaşını. Sesinin titremesine engel olmak için boğazını temizledi tekrar. "Sikmeyeyim ağzını yözünü!" dedi hayal kırıklığı ile baktığı bedene.
"İsmail sen böyle değildin Nart ibnesi kandırmış oğlum seni." dedi Efe öne çıkarak. Nart olduğu yerde donup kaldı. Yüzünden belli oluyordu hissettikleri. Kalbine saplanmış bir şeyler vardı. Onu derinden yaralayan kişiler.
"Efe ne diyon amına soktuğum!"
Üzerine atlamak üzereyken Süleyman ayağa kalktı. "Yeter bu kadar." dedi. "Siktiğimin kavgasına son verin artık. Susun hepiniz."
Sinirle Efe'ye baktı. Daha sonra bakışları İsmail'i bulunca yumuşadı. Sanki hiçbir şey gelmiyordu elinden. Öylece baktı sadece. Gözleri titredi.İsmail onun suratını görünce afalladı. Çaresiz bakışları vücudunu ateşe vermişti sanki. Burkuk bir gülümseme oluştu yüzünde.
Sevgilisinin kolunu kavrayarak geldikleri yola yönlendirdi onu. Yanlız kalmaya ihtiyaçları vardı hepsinin. Nart itiraz etmeden takip etti onu.
Kırmızı kapı arkalarında kalırken içlerindeki kırgınlıkları ilk kez birbirleri saramadı.
***
Arkadaşlarınızı doğru seçin.
Günün kamu spotuYorum ve oy bırakmayı unutmayın 💜
Diğer kurgularıma da bakabilirsiniz 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya'm (BxB)
Teen Fiction{ TAMAMLANDI } Yavaşça ayrıldı bedenleri ikisininde gözleri dolmuştu. Kırmızı dudaklarını araladı İsmail. Şivesini bir kenara atarak konuştu. "Sana gitme demeyeceğim" Nart yutkundu. "Ama gitme manolya'm" Böyle derse nasıl kopardı ondan? "İsmini gi...