1. BÖLÜM

4.6K 131 114
                                    

Okumaya başladığınız tarihi buraya yazar mısınız.?

Hatalarım varsa kusura bakmayın keyifli okumlar dilerim.

Trabzon'un köylerinin üzerine sis bulutları çökmüş, etrafı kaplamıştı. sisten göz gözü görmüyor, yağan yağmur damlaları sis bulutlarına eşlik ediyordu. soğuk hava kendisini belli ederken genç kız oturduğu koltuğun üzerinde sessizce yağan yağmuru dinliyordu.

Sobanın üzerinde kaynayan su sesi sessiz odanın içinde yayılan tek sesti. Genç kız sessizliği diniyor ama göremiyordu.

Dün akşamdan beri evin içinde olan bu sessizlik onu hem geriyor hem de korkutuyordu.

Genç kız elinde tuttuğu en sevdiği kitabın kapağını açıp parmak uçlarını sayfanın üzerinde gezdirerek okumaya başladı. Dudaklarının üzerine yerleşen küçük tebessüm mutluluğunu simgeliyordu.

Evin içinde hızla çarpan kapıyla genç kız yerinde sıçradı. Parmaklarının arasındaki kitabı sıkıca kavrayıp usulca yutkunup eğdiği başını kaldırıp sesin geldiği yöne çevirdi. Göremese de işitme ve dokunma duyusu oldukça hassastı.

"Sen ne dediğinin farkında mısın anne.?" Diye bağırdı genç kız, bu ses ablasın sesiydi.

"Sedef sessiz ol lütfen." Genç kız alayla gülüp, karşısında kendisine endişeyle bakan annesine baktı. Az önce duyduğu kelamlar öfkeden deliye dönmesine sebep olurken nasıl sakin olmasını beklerdi, nasıl sessiz kalabilirdi.

"Sessiz mi olayım? Anne sen az önce ne dediğinin farkında mısın.?" Öfkeyle bağırıp arkasını döndüğünde korkulu gözlerle etrafa bakan kardeşini görmesiyle sessizce yutkundu.

"Anne ne oluyor.?" Diye sordu Mihrimah kısık sesiyle. Bakışlarını etrafta gezdirse de annesini ve ablasını göremiyordu. Esma hanım kızının korktuğunu anlayıp yanına giderek koltuğun boş kısmına oturdu. Kızının dizlerinin üzerindeki elini alıp sıkıca kavradı.

"Bir şey olmuyor güzel kızım, ablan yine dellendi." Esma hanım bir yandan konuşurken bir yandan da öfkeli bakışlarıyla Sedefe bakıyordu. Sedef o bakışları hiç umursamadan bağırarak konuştu.

"Dellendim öyle mi? Ben o çocuklu adamla evlenmem anne." Bakışlarını hiçbir şey anamayarak etrafa bakan kardeşinin üzerine düşürüp gözerini kısarak konuştu.

"Mihrimah evlensin, hem o görmüyor onun için çokta sorun olmaz." Dilinden fütursuzca çıkan her zehirli kelime karşısındaki kişinin kalbini delip geçse de o bunu ne düşünüyor nede umursuyordu.

"Anne." Diye fısıldadı Mihrimah korku dolu sesiyle. Neler olduğunu kavrayamamıştı bile. Ablasının acımasız sözlerine alışmıştı ama hiçbiri canını bu kadar acıtmamıştı.

"Kes sesini Sedef. O laflarına dikkat et etmiyorsan alırım ayağımın altına." Esma hanım öfkeyle bağırıp kızına bu odadan çıkması için kaş göz yapsa da Sedef bunu umursamayıp yüzüne yerleştirdiği sinsi gülüşle kendisini tekli koltuğa bırakmıştı.

"Ben sadece gerçekleri söylüyorum." Esma hanım öfkeyle yerinden kalkıp kızına doğru bir adım attı. 

"Lafın başını dinleyip sonunu dinlemeden kendi kendine gelin güvey olma. Gül hanım seni değil Mihrimahı istedi oğluna." Sedef duyduğu kelamlarla yüzündeki sinsi gülüş sarsılarak yavaş yavaş silinmişti.

O kadının kendisini değil de kardeşini daha güzel bulması kanının kıskançlıkla akmasına sebep olmuştu.

"Şimdi odana git akşama kadarda çıkma." Sedef sinirle oturduğu yerden kalkıp gözleri dolu dolu olan kardeşine baktı. Simsiyah uzun saçları, düzgün kaşları, kahverengi gözleri ve küçük burnuyla kendisine göre oldukça güzeldi kardeşi, ama bu güzelliği gölgeleyen bir şey vardı ona göre. Kardeşinin görmüyor oluşu gibi.  

CİĞERPÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin