Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.
Genç kızın içindeki küçük kız çocuğunu küstürmüşlerdi, kimi zaman isteyerek kimi zaman habersizce küçük kızım kalbini kırmışlardı. Kandıkca kanayan kabuk bağlamayan yaralar açmışlardı onda. Bu hayat oyunu nereye kadar süreceğini bilmiyordu genç kız, hiç beklemediği bir anda hayatına giren adam söylediği kelamlarla kırılan bir kalpten habersizdi.
Mihrimah acı bir şekilde yutkunup bastonunu koltuğun olduğu yöne çevirdi. Titrek bir şekilde attığı adımları geriye dönmek istiyordu. Gözlerinden süzülen bir damla yaş yanağını süslediğinde bunu umursamamıştı. Bastonun ucu koltuğa vurmasıyla titrek adımları durmuştu, eliyle yoklayarak koltuğu bularak koltuğun üzerine oturdu usulca. Elini uzatıp koltuğun üzerindeki kırlenti aradı, elinin bir şeye değmesiyle kırlenti düzeltip ayağındaki terlikleri çıkarttı. Elindeki bastonu koltuğun kenarına bırakıp yavaşça koltuğa yattı, dizlerini kendisine çekip koltuğun üzerinde küçüldü.
Cihangir kapattığı gözlerini aralayarak bakışlarını odanın içerisinde gezdirdi. Bakışları koltuğun üzerinde sırtı ona dönük bir şekilde yatan kızı bulduğunda biçimli kaşlarını yavaşça çatılmıştı. Koltuğun üzerinde üşüdüğü için bacaklarını kendisine çekerek yatan kıza baktı, siyah saçları bir perde gibi dökülmüştü koltuğun üzerine. Genç adam gözlerini kapatarak sırtını genç kıza döndü.
Yumuşak kalbi o kıza böyle davranmasına izin vermezken öfkesi kalbinin önüne geçiyordu. Annesine olan öfkesini ona acımasız sözler söyleyerek alıyordu.
Derin bir nefes alarak gözlerini araladı Cihangir. Üzerindeki yorganı geriye doğru atıp yataktan kalktı. Adımları ondan bağımsızca giyinme odasında bulunan dolaptaki battaniyelerin önünde durdu, kararsız bir şekilde elini battaniye uzattı. Battaniyeyi eline alıp hızlı adımlarla koltukta yatan genç kızın yanına ilerledi.
Adımları koltuğun kenarında durduğunda bakışları genç kıza düşmüştü usulca. genç kızın simsiyah kirpiklerinin üzerini süsleyen gözyaşları usulca yutkunmasına sebep olmuştu. Düzenli alıp verdiği nefesler uyuduğunu gösterse de ağlamış olmasını saklayamamıştı genç kız.
Cihangir elindeki battaniyeyi açıp yavaşça Mihrimah’ın üzerine örttü. Bakışlarını ağır ağır genç kızın üzerinden çekerek yatağına geri dönüştü. Gözleri yorgunlukla kapanırken onlara engel olmamıştı genç adam.
#########
Soğuk havaya rağmen ışık saçan güneş odanın içerisini aydınlatıyordu. Mihrimah yavaşça gözlerini araladığında üzerindeki ağır şeyin yeni yeni farkına varıyordu. Elini usulca kaldırıp üzerindeki şeye dokundu, parmakları battaniyenin üzerinde dolaşırken bir kaç saniye sonra anlamıştı bu şeyin bir battaniye olduğunu.
Kalbi tüm yaralarına rağmen umutla çarpmaya başladı o an. Dudaklarının üzerinde kuru bir tebessüm yeşerdi. Yattığı yerden kalkıp üzerindeki battaniyeyi geriye doğru iterek bakışlarını odanın içerisinde gezdirdi göremesede. Onun odada olup olmadığını anlamaya çalışıyordu, duyduğu soluk alıp vermeyle onun odada olduğunu anlamıştı. Başını önüne çevirip bastonunu akşam bıraktığı yerden aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPÂRE
General Fiction"Ciğerpâre'nin ne demek olduğunu biliyor musun.?" Diye sordu genç kız kırgın sesiyle. Kalbinin derinlerinde hissettiği acı artık sesine de yansıyordu lakin karşısındaki sarsılmaz yüz ifadesiyle duran adam bu duruma kulaklarını tıkıyor, ona sırtını d...