23. BÖLÜM

2K 105 10
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.



Korkuya tutsak edilen divane kalpler acıyla kıvranıyordu. Korku zehirli bir sarmaşık gibi tüm çaresiz bedenleri ele geçiriyordu.

Genç adam kalbinde tattığı bu acı dolu serzenişi daha evvel tatmamıştı. Kehribar gözlerini yavaşça kapatıp, içine titrek bir soluk doldurdu. Başını yavaşça geriye doğru yaslayıp, yorgun kehribar gözlerini karşısındaki kapıya çevirdi.

Dakikalar ona düşmanmış gibi ilerlemiyor, kalbinde hissettiği ağırlığın anbean artmasına sebep oluyordu. Taner elindeki su şişesini abisine doğru uzatıp gözlerini abisinin bertaraf olan yüzünde gezdirdi ağır aksak.

“Abi, su içmek ister misin.?” Diye sordu genç adam sakin sesiyle. Cihangir bakışlarını kısa biran karşısındaki kapıdan ayırıp kardeşine çevirdi. Yorgun gözleri kardeşinin yüzünde dolaşırken başını ağır ağır sallayarak önüne çevirdi.

“İstemem.” Diye konuştu kuru sesiyle. Genç kızın kalbinde hissettiği o amansız korkuyu ona tekrar yaşatan o kıza olan öfkesi gecen her saniye artıyordu. Elleri sıkıca birbirne kenetlenirken sert bir şekilde yutkundu. 

Taner, elindeki su şişesini kenara bırakıp dirseklerini dizlerine yaslayarak bedenini hafifçe öne doğru eğdi.

“İçindeki öfkeyi bastıramıyorsun değil mi.? Onu bir şey olacak korkusu sardı dört bir yanını.” Cihangir boğazına yaslanan kızgın bir demirin acısından konuşamazken kehribar gözleri kardeşinin üzerinde dolaşıyordu.

Zihnini amansızca kuşatan düşünceler onu soluksuz bırakıp, çıkmaz sokağın ortasına bir başına bırakmıştı. Kuruyan dudaklarını ağır aksak ıslatıp bakışlarını kardeşinden ayırdı.

“Ama kendine itiraf etmelisin.” Diye konuştu Taner yerdeki bakışlarını abisine çeviriken. Cihangir tek kaşını kaldırarak sorgulayan gözlerle kardeşine baktı. 

“Neyi.?” Sert sesi boş koridorda yayılırken hafifçe çattığı kaşlarıyla kardeşine baktı.

“Onu sevdiğini. İçinde verdiğin savaşa bir son ver artık abi, ona aşık olduğunu kabul et.” Cihangir kendi içinde dile getiremediği kelamları bir başkasından duymasıyla adeta dumara uğramıştı. Günlerdir, haftalardır, belkide aylardır içinde verdiği savaşı büyük bir yenilgiyle kaybetmişti genç adam. 

Kalbindeki sızı ona tüm gerçeği acımasızca haykırken kendini avutacak bir şey kalmamıştı artık ellerinde, gerçek tüm çıplaklığıyla önünde duruyordu.

Kalbi çoktan genç kızın kalbine tutsak olmuştu.

Sert bir şekilde yutkunarak başını kaldırdığında odanın kapısı açılmasıyla hızla oturduğu yerden kalkarak odadan çıkan doktora doğru ilerledi.

CİĞERPÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin