Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.Ömürler bitiyordu. Kimi zaman duyduğumuz bir çift kötü kelama kırılarak bitiyor, kimi zaman kalbimizde sakladığımız buruk bir sevgiyle bitiyordu. Dudaklarımızın arasından çıkan her ah, gözümüzden düşen her gözyaşı içimizdeki acının sadece buruk bir gösterimiydi.
Mihrimah duyduğu kelamlarla kahverengi gözleri dolmuştu, kuruyan toprakları ıslatmak ister gibi.
Uzun kirpiklerini birbirine değdirdi usulca. Hayat ona tüm acımasızlığıyla sevgisizliğin ortasında boğulup gideceğini bağıra bağıra söylüyordu sanki. Mihrimah buna kulaklarını kapatmak istediğinde acımasız eller, ellerine yapışıp acı dolu lafları duymasını sağlıyordu. Onu bu hayatta sadece annesi ve babası sevmişti.
Titreyen dudaklarını birbirine bastırıp eğdiği başını kaldırdı, elinin tersiyle yanağından akan gözyaşını sildi.
"Ben sizden sevgi dilenmedim." Naif sesi arabanın içinde yayıldığında Cihangir duyduğu ince sesle başını kaldırıp aynadan öylece karşısında bakan genç kıza baktı. Biçimli kaşları hafifçe çatık dururken uzun kirpikleri hafif nemliydi.
Cihangir bir şey söylemeyerek sessiz kalmayı seçmişti. Çatlayacak gibi ağrıyan başı tek bir sesi daha kabul etmeyecekti sanki.
Yoğun kar yağışından dolayı bir saatlik yolu iki saatte gelmişlerdi. Araba sonunda Arslanoğlu evinin önünde durduğunda Cihangir arabayı gelişigüzel evin önüne park etmişti.
Arabanın kapısını açıp kendinden emin adımlarıyla arabadan inip arabanın kapısını kapattı. Mihrimah sert bir şekilde kapatılan kapıyla korkuyla yerinde sıçramıştı, kalbi yaralı bir kuşun kalbi gibi ürkek ve korkuyla atıyordu.
Cihangir sert adımlarıyla evin kapısına ulaştığında adımları sekteye uğramıştı. Derin bir nefes alıp başını geriye çevirip arabaya baktı.
"Bu yaşımdan sonra birde çocuk bakıcılığı yapacağım." Yüzünü memnuniyetsiz bir şekilde buruşturup adımlarını geriye çevirdi. Attığı her adımda annesine olan öfkesi artıyordu, bu kızı başına bela ettiği için.
Adımları arabanın yanında durduğunda sert bir şekilde arabanın kapısını açtı. Mihrimah irkilerek başını sesin geldiği yöne çevirdi yavaşça.
"İn!" Diye konuştu katı sesiyle. Yağan karın soğuğu yüreğini dondurmuştu sanki. Karşısındaki kişinin ayazda kalmış hibi üşümesine sebep oluyordu.
Mihrimah usulca yutkunup elindeki bastonunu sıkıca kavrayıp adım atacağı yeri kontrol etti. Cihangir bastonu basması gerken yere getirip sert sesiyle konuştu.
"Buraya basacaksın sonra yere." Mihrimah başını sallayarak Cihangiri onayladı. Bastonunun olduğu yere ayağını koyup ardından dikkatli bir şekilde arabadan indi genç kız, inerken başını vurmasıyla dudaklarının arasından bir 'Ah' nidası dökülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPÂRE
General Fiction"Ciğerpâre'nin ne demek olduğunu biliyor musun.?" Diye sordu genç kız kırgın sesiyle. Kalbinin derinlerinde hissettiği acı artık sesine de yansıyordu lakin karşısındaki sarsılmaz yüz ifadesiyle duran adam bu duruma kulaklarını tıkıyor, ona sırtını d...