16.BÖLÜM

1.7K 94 15
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim. (Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin)





Gözlerden düşen soluk gözyaşları mutsuzluğu acımasızca gösterirken yarım kalan mutluluklar vardı, bir taş misali boğaza takılan insanı yalnızlığa mahkum eden mutluluklar.

Yenilen yemeklerin ardından herkes sessizce odasına çekilmişti. Mihrimah elindeki battaniyeyi başına kadar çekip gözlerini sıkıca kapattı. İçinde bir şeylerin yıkıldığını hissediyordu, hiç inşa elimememiş ama yıkılmış bir şeyler vardı içinde.

Gözleri ağlamaktan acıyordu, uyku onu içine yavaşça çekiyordu lakin. Genç adamın Pınar’a karşı onu bu denli savunması aklının ücra köşelerini kurcalıyordu.

Cihangir banyodan çıkıp ağır adımlarla ilerleyerek odayı aydınlatan ışığı kapatarak yatağa doğru ilerledi. Kehribar gözleri genç kızın üzerinde dolaşırken, gözleri yine farkında olmadan onun asi siyah saçlarına esir düşmüştü. 

Ayağındaki terlikleri çıkarıp yatağa yattığında bakışları kendi yastığının üzerine serilen siyah saç tutamlarına tutunmuştu. Yavaşça yutkunarak elini genç kızın saçlarına uzatarak saçları yastığın kenarına doğru iterek başını koymak için yer açtı. Başını yorgunlukla yastığa koyduğunda gözleri yavaşça kapanmıştı. 

Sağ kolunu başının altına koyup bakışlarını genç kıza doğru çevirdi. Düzenli bir şekilde inip kalkan göğsü uyuduğunu gösterirken bedenini genç kıza doğru çevirdi usulca. 

Aklını saran düşünceler içini kemirirken sonu gelmez bir yola girdiklerini hissediyordu. En ağır şekilde sarsılan güven duygusu, onu bir adım geri çekiyordu. Tekrar aynı yerden darbe alma hissiyatı onu usul usul ele geçiriyordu. 

Elini yavaşça kaldırıp Mihrimah’ın, Cihangir’in yastığının kenarında duran saçlarının üzerine koydu. Parmak uçları usul usul genç kızın saç uçlarında dolaşırken, gözlerini ağır bir şekilde kapatıp açtı.

“Seni ağlattığım için özür dilerim.” Diye mırıldandı Cihangir kısık tuttuğu sesiyle gecenin karanlığına. Kalbi daha önce hissetmediği bir hisle acı içinde kıvranıyordu. “Ama yanlış hislere kapılmanı istemiyorum kiraz çiçeği.” Mihrimah derin bir uykunun içine düşerken Cihangir onun uyuduğunu bildiği hissiyle rahatlıkla konuşuyordu. Elini genç kızın saçlarından çekip, yastığın altına koydu elini. Burnuna dolan kiraz çiçeği usul usul onu uykunun kollarına çekip, onu uykuya esir etti.



#######



Genç kız başını yatağın yaslanma yerine yaslamış, saatlerdir kulakları tırmalayan sessizliği eşlik ediyordu. Kalbi tatmadığı duygularla gebe kalmıştı. Aklını saran mugayir düşünceler zemheri soğuğun ortasında kalmıştı. 

CİĞERPÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin