Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.Kalp kırmak çoğu zaman çok kolay olsada o kalbi iyileştirmek bir hayli zordu. Mihrimah’ın kalbi kırıktı, öyle ki kırılacak bir yeri kalmamıştı, söylenen her kötü sözde, her aşağılayıcı sözlerde kalbine bir iğne gibi batan cam kırıntıları kalbini acımasızca kanatmıştı. Kanayan o yerleri bu zamana kadar kimse görmezken o görmüştü, Cihangir onun üzgün bakan gözlerini, yaralarla dolu kalbini görmüştü.
Usulca yutkundu genç kız, kalbi bir serçenin çırpınışı gibi çırpınarak atıyordu şimdi. Dolu dolu olan koyu kahverengi gözlerini saklamak istercesine önüne eğdi.
Cihangir kehribar rengi gözlerini dikkatli bir şekilde genç kızın üzerinde gezdiriyordu. Eğdiği başı dolan gözlerini saklamaya yememişti, yüzüne bir perde gibi dökülen siyah saçlarına baktı derin derin. Kaşlarını yukarıya kaldırarak kendisine gelmek istercesine derin bir nefes alarak yorgun bakışlarını genç kızdan ayırarak yere indirdi.
Mihrimah soğuktan üşüyen ayaklarını ısıtmak istercesine birbirine değdirdi. Bastonuyla etrafını kontrol ederek çıkardığı terliklerini bulmaya çalıştı. Bastonu terliklere değdiği esnada onun sert sesi kulaklarına dolmuştu.
“Ayağında neden çorap yok.?” Cihangir tek kaşını kaldırarak genç kıza bakarken genç kız şaşkınlıkla araladığı gözlerini sesin geldiği yöne çevirdi. Yüzüne dökülen saçları onu rahatsız ettiği için saçının sağ tarafını kulağının arkasına koydu. Kısa biran ne söylemesi gerektiğini düşündü, sabah aramasına rağmen bulamadığı çoraplar aklına geldiğinde bunu ona söylemek istemediğini fark etti.
“Ben çorap giymeyi sevmem.” Diye mırıldandı duru sesiyle. Cihangir bir kızın soğuktan kızaran ayaklarına birde ona baktı, kalbinin bir köşesi kızın söylediği şeye bağıra bağıra inanmıyordu. Kulaklarını tıkayıp gitmek istesede benliği buna izin vermiyordu.
“Bekle burada.” Diyerek genç kızı ardında bırakıp, sert adımlarıyla giyinme odasına girip genç kızın eşyalarının olduğu bölüme bakındı. Çekinerek açtığı çekmecelerin en alt katında çorapları görmesiyle eline siyah bir çorap alıp giyinme odasından çıkıp genç kızın yanına geri döndü.
“Al.”Elindeki çorabı genç kıza doğru uzattı. Mihrimah hafifçe çattığı kaşlarıyla başını genç adama doğru çevirdi.
“Nedir o.?” Diye sordu tedirgin sesiyle. Cihangir kızın sesindeki ince korkuyu yakaladığında gözlerini açıp kapattı sakince.
“Çorap. Alda giyin.” Genç kız şaşkınlıkla araladığı dudaklarının üzerinde kiraz çiçekler yeşerdi lakin Mihrimah yeşeren kiraz çiçeklerini bir bir soldurdu, eğer açarsalar kalbi açmalarına alışırdı. Onun kalbi böyle şeylere alışık değildi.
“Gerek yok.” Diyerek bastonuyla bulduğu terliklerini ayağına geçidi. Cihangir kızın bu haline kaşarını çatarak baktı. Elindeki çorabı genç kıza doğru uzatıp kaba sesiyle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPÂRE
General Fiction"Ciğerpâre'nin ne demek olduğunu biliyor musun.?" Diye sordu genç kız kırgın sesiyle. Kalbinin derinlerinde hissettiği acı artık sesine de yansıyordu lakin karşısındaki sarsılmaz yüz ifadesiyle duran adam bu duruma kulaklarını tıkıyor, ona sırtını d...