10.BÖLÜM

2.1K 96 4
                                    

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.


Kalbindeki küçük serçe asi deniz dalgalarının ortasında kalmış acımasızca savruluyordu. Islanan kanatları, korkuyla çarpan küçük kalbi onu yerle yeksan ediyordu. Tıpkı genç kızın yerle yeksan olduğu gibi.

Kalbi nazlı nazlı atarken usulca yutkunup boğazına takılan şeyden kurtulmaya çalıştı lakin olmadı, her nefes aldığında boğazında hissettiği acıma hissi gitmiyordu.

Genç kız dolan koyu kahverengi gözlerini yavaşça kapatıp dolan gözlerini ona bakan adamdan saklamaya çalıştı. İliklerine kadar hissettiği bu acının adını henüz bilmiyordu.

"İstemiyorum." Diye mırıldandı titreyen sesiyle genç kız. Titreyen dudaklarını birbirine bastırıp derin bir nefes alarak dudaklarını araladı. "O zaman izin vermezken şimdi neden izin veriyorsun.? Ne değişti senin için.?"

Cihangir durgun kehribar gözleriyle yanında oturan kıza bakıyordu. İçinde hüzün yağmurlarına tutulan bir şeyler vardı. Ağır ağır yutkunarak gözlerini genç kızdan ayırdı.

"Birşey değişmedi, ben senin için söylemiştim." Diye konuştu sert sesiyle genç adam. Oturduğu yerden kalkıp camın önüne doğru ilerledi yavaş adımlarla. Eline cebine koyup yorgun gözlerle camdan dışarıya baktı.

"Bazen... bana öyle naif davranıyorsun ki korkularla dolu bu gönlümün sana güvenmesini sağlıyorun ama bazen... öyle birşey söylüyor, öyle birşey yapıyorsun ki herşeyin bir tokat gibi yüzüme çarpmasını sağlıyorsun." Genç adam başını yavaşça çevirip konuşan genç kıza baktı yorgun gözleriyle.

"Herşey derken.?" Diye konuştu Cihangir elinde olmadan çıkan sert sesiyle..

"Hala onu sevdiğin için.." Genç adam tek kaşını kaldırıp öfkeyle harmanlanan sesi odanın içine yayıldı.

"Kimden bahsediyorsun sen.?" Mihrimah korkudan titreyen dudaklarını birbirine bastırıp dolan gözlerini usulca kapatıp açtı. İçindeki amansız korkuya engel olamıyordu.

"Yusuf'un annesi." Cihangir duyduğu kelimelerle sinirle gülüp kaşlarını kaldırıp başını tekrardan cama çevirdi.

"Onu hala sevseyim, seninle evlenmezdim." Dudaklarının arasından fütursuzca dökülen kelimeler acımasızca yüzüne vurmuştu. Kalbinde Ölen karısına karşı en ufak bir sevgi kırıntısı yoktu, kalbindeki sevgiyi kendisi yok edip korkakça gitmeyi seçmişti o.

Mihrimah duyduğu kelimelerle kalbi nazlı nazlı atmaya başlarken dudaklarının üzerinde buruk bir tebessüm gün yüzüne çıkmıştı. Kalbindeki küçük serçe düştüğü denizin ortasından ıslak kanatlarına rağan kanatlarını çırpmaya devam ediyor, içindeki umut tohumları onu bırakmıyordu.

Cihangir bedenini genç kıza doğru çevirip sırtını arkasındaki cama yaslayıp cebindeki elini çıkardı. Tek kaşını kaldırıp sorgularcasına genç kıza baktı. Neden böyle bir soru sorgulgunu sorguluyordu beyninin içinde.

CİĞERPÂREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin