BENİ İNCİTTİN

236 24 15
                                    

Yibo sürü evine gelince, Wang An ve He Di'nin yüzlerinde ciddi bir ifadeyle evi koruduğunu gördü. Ev ürkütücü bir şekilde sessizdi ve Yibo, yüzlerinde endişeli ifadeler olan sürü arkadaşlarına baktı.

Yine de bu endişe onun için değildi, Yibo biliyordu ki Xiao Zhan içindi. Havai fişeğinin nereye gittiğini ve ne yapmayı planladığını öğrenmesine şaşırmıyordu.

Zhan-Zhan'ı akıllı bir adamdı ve bir Alfa olarak o,Yibo'nun meseleyi asla bu kadar kolay bırakmayacağını ilk elden biliyordu. Xuan, Yibo'ya bu konuyu daha önce Zhan ile görüşmesi gerektiğini söylemişti ama ne yazık ki Yibo o kadar çok kızmıştı mı aklına gelen ilk şey saldırmak ve düşmanını avlamaktı.

Yibo'nun şu anda pişman olduğu tek şey ise ellerinin Huang YiFeng'in kanıyla kaplı olmamasıydı. Gerçek eşinin öldüğünü bilmek havai fişeği için iyi bir sürpriz olurdu. Karanlık düşünce birdenbire ortaya çıkarken Yibo, Xuan'ın diğer kurtlara sürü evink terk etmelerini
söylediğini duydu.

Yibo, bugün Huang YiFeng'i öldürmeyerek doğru kararı verdiğini biliyordu. O bir Alfa'ydı ve sürüsüne göz kulak olmak onun sorumluluğundaydı ama YiFeng'in bugün pençelerinden kaçmasına kızmaktan kendini alamadı.

İçinden "Zhan onun yasını tutardı" diye bir ses geldi ve bu düşünce o kadar sinir bozucuydu ki Yibo dişlerini çok sıktığından dolayı çenesi ağrıyordu.

Eve girdi ve Zhan'ı çalışma odasındaki
kanepede oturmuş elinde telefonunu çevirirken buldu. Uygulayıcıları sessiz mesajı anladılar ve sorunu çözmek için Alfalarını yalnız bırakarak odadan ayrıldılar.

"Seni aradım", Zhan kaba bir sesle söze başlarken Yibo içlerindeki öfkeyi sezmişti.Havai fişeği ona gerçekten çok öfkelenmişti.

Yibo soğuk bir sesle "Meşguldüm" dedi ve kaşlarını kaldırdı.

Zhan telefonunu elinde tutarak dirseklerinin üzerinde öne doğru eğildi ardından Yibo'ya sert bir bakış attı,
"O kadar meşgulsün ki on dört aramamı reddettin ve gönderdiğim hiçbir mesaja cevap vermedin? Ne yapıyordun Wang Yibo?"

Yibo soruyu cevaplamadan önce eşinin büzülmüş dudaklarını,sıktığı yumruğunu ve kısılmış gözlerini inceledi.

"Ne yaptığımı zaten biliyorsun. Yubin veya HeDi sana söylemiş olmalı."

"Onu öldürdün mü?" diye sordu Zhan düz bir sesle ve havai fişeğinin sesindeki değişiklikle Yibo'nun gözleri kurt gibi parladı.

"Neden? Üzgün müsün?" diye karşılık verdi.Sözleriyle Zhan'ın gözlerinin öfkeyle karardığını gördü.

"O adamı öldürebilmek adına sana meydan okumasını sağlamak amacıyla oraya gittin. Bana tek kelime bile etmedin ve tek başına oraya gidip ölümüne savaşmaya karar verdin.
Ya o kazanmış olsaydı ha? ya gerçekten kazansaydı? Ben, tıpkı iyi ,küçük bir Omega gibi senin işaretini kendisininkiyle değiştirebilmesi için ona boynumu açmam gerekirdi. Bu doğru mu?" diye sordu Zhan ve Yibo aklıma gelen bu düşünceye öfkelendi.

"Kazanırsan Huanglar Lan sürüsüyle savaşırdı ve kaybedersen, Huang YiFeng'in aldığı ödül ben olurdum. Bu doğru mu?"

"Onun adını anma!"

" Wang Yibo? Becerilerinize o kadar güveniyordunuz ki kendi lanet eşiniz üzerine bahse mi girdiniz? Ya senin ölü,
parçalanmış bedenini bana doğru sürükleselerdi? Ya Huang YiFeng, artık onun olduğumu iddia ederek kapıyı çalsaydı? Senin istediğini yapıp kendimi ona mı sunacaktım? İstediğin bu muydu?"

Yibo,
"Onu öldürmedim" diye savundu ama bu sözler Zhan'ı daha da kızdırdı.

"AMA ÖYLE BİR NİYETİN VARDI!!! Oraya onu öldürme düşüncesiyle gittin ve bu gerçeği inkar etmeye cüret etme Wang Yibo."

Her Zaman Sen -YİZHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin