"Yibo...Yiiiiiiboooo! WANG YIBO!"
Yibo merdivenlerden inerken arkasından gelen aralıksız çağrıları duymazdanngeldi ve diğerleriyle birlikte kahvaltı masasına oturdu. Sürünün bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu, kaşlaları çattıklarını görsede hepsini görmezden geldi.
"Yibo", diye sızlandı Zhan tekrardan ama Yibo eşine bir bakış atmadan tabağına odaklanmaya devam etti.
"Daha ne kadar surat asacaksın bebeğim Üzgünüm dedim, değil mi?" Zhan, Yibo'nun yanına oturarak, çenesini elinin avuçlarına dayamış, yüzünde mutsuz bir ifadeyle bu eşiyle konuşmaya çalışıyordu.
Yibo aşırı tepki verdiğini biliyordu. Pekala, tamamen aşırı tepki vermiyordu ama tam bir pislik gibi davranıyordu şuan. Zhan dün sabah olan her şey için tekrar tekrar özür dilemişti ondan ama Zhan'ın Yili ile yüzleştiği o görüntü Yibo'nun aklından bir türlü çıkmıyordu.
Sadece kafasındaki görüntüler, gerçekte olanlardan çok daha kötüydü. Kafasında neyin yanlış gidebileceğini, havai fişeğinin ne kadar kolay incindiğini ve bu senaryoların ona pek uymadığını fark etti. Bu yüzden dünden beri Zhan ile hiç bir şekilde konuşmamıştı.
Zhan başlangıçta ona zaman vermişti ama Yibo'nun onunla hiçbir şekilde konuşmayacağını anlayınca Zhan, Yibo'yu her yerde takip ederek meseleyi kendi eline almıştı.
Yibo, Zhan'ı içindeki duygulardan dolayı fevri bir hareketle incitmemek için yanında tutmamaya çalışıyor hemde öfkesini bastırmaya çalışıyordu. Havai fişeğine zarar verebilecek kişilerden biride kendisiydi.
Yibo, ağzına yemek için çubuklarını aldı ama henüz yiyemeden çubukları elinden alınınca çenesi kasıldı.
"Yibo, üzgünüm. Bir daha yapmayacağım. Söz veriyorum. Lütfen konuş benimle. Lütfen bebeğim?"
Yibo, ona cevap vermek yerine bir dilim elma alarak yanıt vermeyi reddetti.Herkes Alfa çiftine bakıyorken Yibo'nun rahatsızlığı açıkça görülüyordu ama yanındaki somurtkan bebeği kabul etmeyi reddediyordu.
Bu işi bırakıp Zhan'a istediğini vermeyi umsada, sürüsünün ona baktığının gayet iyi farkındaydı. Sadece Wang Yibo değil, tüm Lan sürüsü Zhan'ın üzgün olduğunu görmekten nefret ediyordu.
Yanında bir iç çekiş sesi duyunca, Yibo eşine
uzanmamak için ellerini masanın altında yumruk yaptı. Zhan'ın suçluluk, kızgınlık ve üzüntüsünü çift bağlarından hissedebiliyordu.Yibo uzanıp Zhan'ı kendisine çekmek istesede kızgınlığı buna engeldi. Zhan'ın kendisini bu şekilde tehlikeye atmasına sorun yokmuş gibi davranamazdı. Artık eşinin ona seslenen sesini duymadığında , Yibo yemeğini neredeyse bitirmişti.Eşinin burnunu çektiğini duyduğunda gözleri masaya dikilmiş olan Yibo'nun tüm vücudu dondu.
"Zhan!"
Lan kurtları panikle seslenince bu hemen Yibo'yu endişelendirmişti. Anında Zhan'ın yanına gitti.Yibo eşine dönüp Zhan'ı kendisine doğru kaydırmaya çalıştı ama yarı Omega direndi. Yibo yüzüne baktığında eşinin gözlerinin ıslak olduğunu ve mükemmel yanaklarından aşağı yaşların aktığını gördü.
"Ne oldu? İyi misin?" diye sordu Yibo, elini Zhan'ın karnına bastırarak. Eşi elini tokatlarken bir yandan da ağlamaları yoğunlaşmıştı.
"Özür dilerim dedim. Kaç defa özür diledim senden.Neden hala benimle konuşmuyorsun?"
"Şimdi tatmin oldun mu?" Yubin sert bir tonda Yibo'ya tısladı ve gözleri büyüdü.
"Sonunda onu ağlattın. Cidden Yibo. Şu anda Zhan'a karşı nasıl bu kadar pislik olabiliyorsun?" diye tartıştı Xuan ve çok geçmeden tüm Lan kurtları ona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Zaman Sen -YİZHAN
Fantasíaİkinci kitap. Acımasız. Soğuk kalpli. Çılgın. Bunlar, Lan Sürüsünün Alfa'sı ile ilgili bilinen şeylerden sadece birkaçıydı. Wang Yibo, istediğini elde etmek için ne yapması gerektiğini asla umursamamıştı. Yibo onun ne olduğunu bildiği için kendisine...