Alvin'in Macerası

Suçlama.

Gontier gizli eğitimden dönmüş yorgunluğunu üstünden atmak için kafasından aşağı bir kova su boşalttı. Buz gibi su onu harika hissettirmişti. Elleriyle ıslak saçlarını kavrayıp suyunu sıkarak arkaya attı. Ardından yere bıraktığı çantasını sırtlayıp Rose'u görmeye gitti.

Her yerde Rose'u aramasına rağmen ondan herhangi bir iz yoktu. Endişelenen Gontier çaresizce ufak bir tepenin üstünde oturup dört gözle o kızı bekledi.

"Bu tamamen saçmalık! Yer yarıldı içine girmedi ya! Yarına kadar bekleyeceğim, sonra eğitmene haber vereceğim. Acaba ona karşı içimde beslediğim değişik duyguları belli etmiş olabilir miyim? Hiç sanmıyorum!"

Kendi kendine konuşurken yerden bir avuç ot koparıp fırlattı. "Belli etsem bile benden uzaklaşması için bahane olamaz! Bu işin içinde Sâhen'in olduğuna yemin edebilirim!" Diye ekledi.

Dedi ve ayağa kalkıp Sâhen'i bulmak üzere yola koyuldu. Kafasında hiçbir plan kurmadan direkt olarak onunla konuşmak istiyordu. Tuzak olabileceğini düşündü, lakin buna emin olamazdı. Fakat tuzak olma ihtimalini şöyle bir gözden geçirince bir plan yapmanın iyi olacağına karar verdi.

Bu sırada Sâhen ve arkadaşları kendi aralarında kılıç eğitimi yapmaktaydı. Her biri elinde kılıç-kalkan tutmuş bir-birleriyle kapışıyordu. Bu özel dövüş aniden Gontier tarafından bölündü. Hepsi kafalarını ona doğru çevirip sinsi gözlerle gülmeye başladılar.

"Vay-vay! Gontier bizi görmeye gelmiş demek! Sörf dayak yemek için yanımıza gelmen bizi onurlandırdı!"

Diye dalga geçerek parmağıyla onu işaret ediyordu Sâhen. "Neyse, ne için geldin böcek?" Diye ekledi.

"Onur kazanmak için yanlış yerdesin Sâhen. Gelme nedenimi iyi biliyorsun, bilmiyormuş numarası yapma."

Dedi Gontier, ciddi bakışlarını Sâhen'in üstünde tutarken. "O nerede?" Diye ekledi.

"Ne hakkında konuşuyorsun bilmiyorum. Hadi git buradan bu gün cömert günümüzdeyiz gitmene izin veriyoruz."

"Buraya onun nerede olduğunu öğrenmek için geldim, sizin bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunuzu biliyorum. Gülüşünden belli bir şeyler bildiğin! Madem söylemiyorsun, seni bir düelloya davet ediyorum. Kazanırsam bilgi benim olur kaybedersem... Hayalimden vazgeçerim!"

Bunu duyan Sâhen'in yüzü değişti. Ciddi bir sıfat edindi.

"Ha? Düello mu yapmak istiyorsun? Hemde benimle! Hayalini ortaya koymak büyük cesaret ister küçük Gontier! Kabul ediyorum, hazırla kendini bu büyük bir karşılaşma olacak kimsenin bizi bölmesini istemiyorum."

Dedi kılıcını çekip bir gülümseme eşliğinde Gontier'e tutarken. "Al yerini göstereyim sana dersini!" Diye ekledi.

Sessizce ona verilen kılıcı götürüp yerine geçti ve duruş pozisyonuna geçti. Hayatı bu düelloya bağlıymışcasına dövüşecekti. Kılıcını sıkıca tuttu ve Sâhen'in ona doğru saldırmasını bekledi. 2 adım gerileyip daha geniş bir alanı kontrolüne kattı.

"Kolla kendini s#ktiğimin böceği!"

Diyerek ilk hücum Sâhen'den geldi. Hızla kılıcını rüzgara doğru uzattı ve sağlam bir darbe indirmek üzere rakibinin anlını hedef aldı. Tek bir göz kırpımıyla isteği başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Gontier Sâhen'in saldırısından sıyrılmış, geri adım atmaya devam etmişti. Düello başlamadan önce 2 adım geri gitmesinin sebebi Sâhen'in fazladan mesafe katetmesini sağlamaktı. Eğitim sırasındaki dövüşlerinde Sâhen'in saldırabileceği maksimum uzaklığı ölçmüştü ve bu şuan ona avantaj kazandırdı. Gontier bu fırsatı akıllıca kullanmayı seçti ve kılıcını Sâhen'in bacağına yöneltti. Son anda farketmesiyle bacağını ufak bir sıyrıkla kurtaran Sâhen, şaşkın bir ifadeyle Gontier'e bakıyordu. Şaşkınlığı bir kenara bırakıp hücuma devam etti. Fakat az önceki olaydan sonra hâlen kendine gelememişti. Rahatlıkla kazanabileceğini düşündüğü bir hâmlenin böyle kolay bir şekilde suya düşmesi onu derinden yaralamıştı. Ard-arda kılıcını sallamaya başladı. Gontier'e karşı üstünlük sağlamanın yolunu ona kaçacak fırsat vermemekte buldu. Her sallayışında rakibi Gontier'i zor durumda bıraktığını düşünüyordu. Son kez kılıcını savurdu, fakat Gontier yerine havayı kesince onu elinden kaçırdığını anladı. Arkasından yediği bir tekmeyle yüz-üstü yere yapışan Sâhen, arkasını döndüğü an ona doğru dönük bir kılıçla karşılaştı.