Alvin'in Macerası

Luan Jury.

"Merak etme, yakalanmayacağız."

Koridorlarda sessizce ilerliyor, Tana'dan herhangi bir iz var mı, yok mu, öğrenmeye çalışıyorduk.

Bir yandan, kimseye gözükmemek için elimizden geleni yapıyorduk.

Yol ayrımına gelince, birimiz sağa, birimiz sola ayrıldı. Böylece daha hızlı olabilirdik.

Tam iler atılıp, koridordan kurtuluyordum ki, Kral ve Kraliçeyi gördüm.

Beni görmemeleri için bir şeyler yapmalıydım, hemeb solumda kapısı açık olan odaya girdim.

Sırtımı duvara yaslayıp, gitmelerini bekledim.

"Komşu krallıklardan gelecek soylu aileler için bir Balo demek, aramızdaki ilişkileri güçlendirmek için hiç fena olmayan bir seçim. Ayrıca, kızımız Emily için ideal bir eş bulma konusunda da, sorun yaşayacağımızı hiç sanmıyorum."

"Robin'in bundan hoşnut kalacağından emin değilim, kız kardeşi için en iyisini istiyor, sevmediği biriyle evlenmesiz hele ki, bu yaşında... İlk itiraz edecek kişi o olur."

"Biliyorum. Fakat bu zor zamanlarımızda, bir sürü destekçiye ihtiyacımız olacak. Aksi taktirde, Büyük İmparatorluk tarafından, ya yok edileceğiz, ya da onların emri altına geçeceğiz."

"Sen ne dersen o hayatım."

Diye konuşmaya devam edip, uzaklaştılar.

"Ne? Emily'ye eş bulmak mı? Buna göz yumamam. İzin vermem böyle bir şeye! Ne kadar ülkenizi düşünüyorsanız düşünün, Emily'nin başkasıyla evlenmesine izin veremem! Asla!"

Derin bir nefes aldıktan sonra, rdadan çıkıp devriye gezmeye devam ettim.

[ Bu sırada Rajin ve Sam... ]

Ay ışığı eşliğinde etrafa bakıyor, hiçbir yerin gözlerinden kaçmadığından emin oluyordular.

Şehirdeki çoğu sakin uyumuştu bile. Sayılı evlerin penceresinden dışarı yansıyan ışıklar, karanlığı bi' nebze de olsa aydınlatıyor, bizimkilerin işlerini kolaylaştırıyordu.

"Kendilerini "Geleceğin Tanrısı" ilan eden bir grubun, üyesini neden buralarda arıyoruz ki?"

Diye sordu Rajin, Sam'e bakarak.

"Her ihtimale karşı, her yere bakmamız gerekiyor, kaçmaya çalışma."

"Kaçmak mı? Senden daha fazla iş yapıyorum! Tek yaptığın yanımda dolaşmak."

"Ben mi dolaşıyorum? Sen kendine baksana!"

"Kendime bakıyorum ve senden daha iyi iş çıkarttığımı düşünüyorum."

"Hı, anca düşüncelerinde böyle, az gerçekçi ol. Hep hayal dünyanda yaşarsan, asla büyüyemezsin."

"Ne? Bunun şuan yaptığımız şeyle ne alakası var? Kafanı bir yerlere mi çarptın?"

"Biraz daha böyle devam edersen, kafamın çarpacağı yer, suratın olacak."

"Heh! Denesene! Bunu yapmana izin vereceğimi mi sanıyorsun? Seni bi' güzel pataklarım-"

*Sam, Rajin'e sıkı bir kafa atar.*

"Hani atamazdım? Hani izin vermeyecektin?"

"Aptal, konuşmam daha bitmemişti bile!"

Rajin, Sam'in ona attığı kafaya karşın, kuvvetle bir tekme savurur.

Tekmesi, Sam'in kulağını bulur ve şiddetle çarpar.