Telefonuma gelen mesaj sesi odada yankılanırken yayıldığım koltukta dikleştim. Mesaj Zayn'dendi. Dışarıda beni beklediği yazıyordu. Heyecanla koltuktan kalkıp dolabımdan siyah bir kot ve gri düz bir tişört çıkardım. Üzerimi giyinme işini bitirdikten sonra saçlarımı serbest bıraktım ve dalgalı oldukları için kendimi bir kere daha şanslı hissettim.
Annem ve babam evde olmadığı için kapının yanındaki vestiyerden anahtarımı alıp evden çıktım. Siyah Range Rover'a kendimi attığımda Zayn beni kendine çekip öpmeye başladı. Onu özlemiştim ve bende ona iştahla karşılık verdim. Dudaklarımız ayrıldığında elimi kirli sakallarına götürdüm. Yüzünü incelerken kaşının üzerinde bir şişlik farkettim ve parmağımı hafifçe dokundurunca kafasını çekti. "Noldu?" Dedim. Sesim beklediğimden daha telaşlı çıkmıştı. Ufak bir şişikti belki ama yine de endişelenmiştim. "Çarptım sadece önemli birşey değil" deyip arabayı çalıştırdı. "Önemli nereye çarptın mesela?" Biliyorum şimdi şu pimpirikli sevgililer gibi davranıp Zayn'i sıkıyordum. Fakat birbirimizden birşey saklamamalıydık. "Aria uzatma önemli birşey değil." Dedi kırmızı ışıkta dururken. Uzatmamaya karar verip başımı cama yasladım. Onu sıkmamı istemiyordu. Belki de daha sonra bana anlatır diye düşündüm.
"Nereye gidiyoruz?" Dedim ona bakmadan. "bir arkadaşımın doğum gününe" kafamı camdan kaldırıp gözlerimi irice açarak ona baktım. "Daha önceden söyleseydin ona göre giyinirdim." Dedim. Çarpık bir şekilde gülümseyip beni süzdü ve yola yeniden baktı. "Her halinle güzelsin." Kıkırdamama engel olamadım. "ah cidden işini biliyorsun." Beni mutlu etmeyi biliyordu. Nasıl ikna edeceğini biliyordu. Birkaç kelimesinin beni nasıl etkileyeceğini biliyordu. En önemlisi onu ne kadar sevdiğimi biliyordu. Çünkü o Zayn'di. İlişkimiz hep böyleydi. İkimizde gerçekleri biliyorduk. Birbirimizi seviyorduk. Onun için herşeyi verebileceğimi düşünüyordum. Hayatı onunla bulmuş gibi hissediyordum. "Tabiki bebeğim." Dedi arabayı durdurken. Etrafıma baktığımda lüks bir villanın önünde olduğumuzu gördüm. İki katlı beyaz ve büyük bir villaydı. Birsürü spor ve şık araba villanın önüne dizilmişti. Hatta belki de villa değil saray yavrusu demeliydim.
Arabadan inerken içimde buraya uygun olmadığıma dair bir his vardı. Spor giyinmiştim ve Zayn'da öyleydi. "Buraya böyle girmemiz gerektiğine emin misin?" Dedim göz ucuyla ona bakarak. "Ah merak etme. Sorun olmayacak." Bu kadar emin olmasına şaşırsam da birşey demedim. Saray yavrusunun kapısı açık olduğu için içeri girdik. İçeri girdiğimiz an yoğun sigara ve alkol kokusu başımı döndürdü. Ve her zamanki gibi Zayn Malik haklıydı.Herkes bizim gibi spor giyinmişti. Son ses müzik vardı. Erkekler kızları kucaklarını almışlardı. İğrenç manzaraları görmek istemediğim için Zayn'e iyice sokuldum ve Cassie'yi aramaya başladım. Parti varsa cassie de var demekti. "Hoşgeldiniz." Gözlerimle en yakın arkadaşımı armayı bırakarak karşımızda duran Harry'ye döndüm. "Senin mi doğum günün?" Dedim şaşırarak. Harry Zayn'ın çok yakın bir arkadaşıydı. Hatta bende Zayn sayesinde Harry'le yakındım.."evet doğum günü çocuğu benim bebeğim." dedi kıkırdarken.İlk Zayn sonra ben kısa bir şekilde sarıldıktan sonra doğum gününü kutladık. bize bir masa gösterdi ve bizimle birlikte masaya geldi. "Ee nasılsınız? Ah bu arada Zayn son mallar harika dostum. Çok satıldı." Harry'nin ne demek istediğini anlamayarak Zayn'e baktım. Gözleriyle beni işaret ediyordu. Sus der gibiydi. Harry'de Zayn'in bu hareketini görünce "ben gideyim diğer misafirlere bakayim iyi eğlenceler"dedi.Yanımızdan ayrılınca Zayn'e dönüp "ne demek istedi?" Dedim. "Bilmem zırvalıyor işte" dedi umursamaz tavırlarını takınarak. Cebinden sigarasını ve çakmağını çıkarıp sigarasını yaktı ve dudaklarına götürdü. Sigara içerken mükemmel oluyordu ama yinede sigarayı hiçbir zaman sevmezdim. Zararlı ve gereksiz buluyordum. Zayn'i içmemesi için hep uyarıyordum ama beni dinlemiyordu tabi.
"Aria!" arkamdan bir ses gelince sesin sahibine bakmak için arkamı döndüm. Cassie koşarak ve sarı saçlarını savurarak bize doğru geliyordu. "Burada olacağını bilmiyordum." dedi sırıtırken. "Bende bilmiyordum" derken Zayn'e bakıyordum. Elini belime koyup etrafına bakınmaya başladı. "Dışarıda havuz var herkes orada gelsenize" Cassie'nin daveti üzerine izin istercesine Zayn'e baktım. "Ben gelmem sen git bebeğim. Birşey olursa ararsın. Bende biraz doğum günü çocuğuyla ilgileneyim." Cassie Zayn'e cevap vermeme izin vermeden beni çekiştirip büyük bahçeye çıkardı.
Kızlar güzel fizikleriyle gösteriş yapıp güneşlenirken erkekler onları izliyordu. İçerisi ve burası çok farklıydı. İçerisi daha çok karanlıkken buranın daha ferah bir havası vardı. Kimse yiğişmiyordu. Herkes gülüyordu ve içiyordu. Burayı kesinlikle daha çok sevmiştim. Cassie beni kolumdan tutup bir şezlonga otutturdu. "Öyle çocuklar var ki, etrafına baksana." Erkeklere dikkat ettiğimde birçoğunun bana baktığını gördüm ve hepsi birbirinden yakışıklıydı. "Tamam ağzının suyunu akıtma. Sevgilin var senin." Klasik Cassie hareketini yaparak dikkatimi çekmiş olan Cassie'ye baktım. "Ah seninde bir sevgilin var unutmayalım." Dedim Luke'u hatırlatarak. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Luke'la birlikte çok mutluydu ve en yakın arkadaşımın mutlu olması benide mutlu ediyordu. "Doğru, içki ister misin?" Dedi yandaki garsonun elindeki tepsiden iki içki alırken. Evet anlamında başımı salladım ve şezlonga yeniden oturdu. İçkiyi bana uzatırken "Zayn'le kaçıncı gününüz?" Dedi. Ezberlediğim soruyu sormuştu yine. "406" dedim övünerek. Bununla övünüyordum. Sevdiğim adamla olmaktan övünüyordum ve bu suç değildi. "Harika" dedi gülerek. Bende ona karşılık verdim. Konu bulamayınca bu soruyu sorardı. Ve bende hergün saydığım için kolaylıkla cevap verirdim.
Etrafta göz gezdirirken bize doğru gelen Luke'u gördüm. Karşımızdaki şezlonga oturunca Cassie Luke'un kucağına atladı ve sarıldılar. Bu hallerini gülerek izledikten sonra "çifte kumrular ben sizi rahatsız etmeyim. Ve sevgilimi bulayim." Dedim. Ayağa kalkıp saray yavrusuna girince Zayn'ın birlikte durduğumuz masada olmadığını gördüm. Etrafta göz gezdirdim ama hiçbir yerde görünmüyordu.
Merdivenlerden yukarı baktığımda birkaç oda görünüyordu ve Harry'le birlikte orda olabileceklerini düşünüp yukarı çıktım. Odalara bakarken aynı zamanda Zayn'ın numarasını bulup aramaya başladım. Birkaç çalıştan sonra açınca olduğum yerde durup elimi saçımdan geçirdim. "Neredesin?" Dedim açar açmaz. "beni kapının önünde bekle yarım saate oradayım." "Yarım saate mi? Zayn neredesin sen?" Dedim sesim gergin çıkıyordu. "Geliyorum bebeğim" deyip telefonu suratıma kapattı. Zayn'ın bugünkü tuhaf hareketlerine anlam veremiyordum. Beni buraya getirip gitmişti ve açıklama bile yapmıyordu. Fakat bu sefer üsteleyecektim. Bu garip hareketlerinin sebebini öğrenene kadar peşini bırakmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fell the love
Fiksi PenggemarVe kız asla bu denli hayatının değişeceğini tahmin etmiyordu.