22-"He's hurt me."

333 17 1
                                    

Rachel Platten-Fight Song ile okuyun ve kesinlikle bittiğinde yenidan başlatın. Şiddetle öneriyorum yane kesklendpame neyse iyi okumalar

ZAYN;

Bu sikik herif Aria'nın yanında ne arıyordu? Aria'yı uzun bir süre önce onunla görüşmemesi için tembihlemiştim ve görüşmeyi kesmişti. Bir zamanlar bu piçe ne kadar aşık olduğunu biliyordum. İki dakikalığına yemek almaya gitmiştim ve hemen siktiğimin adamı gelmişti.

Adımlarımı hızlandırıp elimdeki içi tavuklarla dolu tepsiyi sertçe Aria'nın önüne koyduğumda irkildi ve kalın dudakları titredi. İlk Aria'ya sonra yanındaki Dylan denen orospu çocuğuna baktıktan sonra yumruklarımı sıktım. "Z-zayn" Aria kekeleyerek konuştuğunda sakin kalmaya çalışarak yanına oturdum ve Dylan denen şerefsizin onun bu kadar yakınında oturuyor oluşu beni biraz daha gerdi. Şuanda o ergen suratına kafamı geçirmemek için kendimi zor tutuyordum.

"D-dylan'a merhaba desene." Aria zar zor konuşup gülümsemeye çalıştığında bir birine bastırdığım dişlerimi mümkünmüş gibi biraz daha bastırdım. "Merhaba. Ve siktir git." Sert bir şekilde konuştuğumda Dylan affaladı. Onun da Aria'ya aşık olduğu apaçık ortadaydı. Fakat o balık avlanmıştı biraz geç kalmıştı. Ve benim balığımı benden başka kimse avlayamazdı. '' Sakin ol Zayn. '' Aria uyarıcı bir tonda konuştuğunda gözlerimi ona diktim. '' Sakin mi olayim? Bu piçin senin yanına ne işi var amına koyim? '' Sinirle kükrediğimde Aria oturduğu yere biraz daha sindi. '' Şey ben sanırım kalkmalıyım Aria. Teşekkürler, görüşmek üzere. '' Hareketlenen Dylan'ı Aria kolundan tutarak geri otutturdu ve gözlerim Dylan'ın kolundaki Aria'nın narin eline takıldı. Siktiğimin kızı ne yapıyordu? Eğer beni çileden çıkartmaya çalışıyorsa bunu başarıyordu.
'' Dylan, bizimle oturmamın hiçbir sakıncası yok. Bir arkadaşımsın ve bence bunun bir mahsuru yok. Neden bu kadar sert çıkışıyorsun Zayn? '' Aria masum bir şekilde konuştuğunda kaşlarımı çattım. O kadar masumdu ki Dylan denen pezevenkin onu düzmek istediğinden haberi yoktu. '' O bir arkadaş değil Aria. Siktirip giderse her şey daha iyi olacak. '' Sert bakışlarımı Dylan'ın gözlerine diktiğimide gözlerini kaçırdı. Büyük ihtimalle benim hatırladığım şeyleri hatırlıyor ve korkuyordu.

GEÇMİŞ

Duvara biraz daha yasladım ve boynundaki ellerimi sıkılaştırdım. '' Senin Aria'yı sevdiğini öğrenmeyeceğimi mi sanıyordun ulan? Aklından nasıl hayaller kurduğunu ve onu nasıl istediğini. Ama olmaz Dylan. Bundan sonra olmaz. O benim ve ona 1 metre bile yaklaşırsan seni öldürürüm. Bunda çok ciddiyim.'' Dylan'ın kızaran suratı ve çıkan damarları bana haz veriyordu. Benim kızıma, bu gün açılmayı düşünüyordu. Onu sevdiğini söylemeyi düşünüyordu. Piç kurusu hala Aria'nın bir sahibi olduğunu kavrayamamıştı ve en iyi anlatma şeklim buydu. Yoksa anlamayacaktı. "Anladın mı?" Bir kere daha kükrediğimde başını salladı. Son bir kez parmaklarımı sıkılaştırdım ve boynunu ezebilecekmişim gibi kavradım.

Elimi çektiğimde bedeni yere düştü. Ona acıdığımı belli eden bakışlarımı attıktan sonra yanından ayrıldım. Benim kızıma kimse dokunamazdı. Kimse sevemezdi, tanrıçalardan eşsiz güzelliğine sadece ben aşık olabilirdim. Ben etkilenebilir, ben dokunabilirdim. Ve o eşsiz gülüşünü sadece benimleyken ortaya çıkarabilirdi.

GÜNÜMÜZ
Dylan bir kere daha kalkmak için hareketlenirken Aria onu bir kere daha engelledi. Bu iş canımı sıkmaya başlamış ve Dylan'ı burada öldürmek istememi sağlıyordu. "Lütfen Dylan, tavuk ister misin?" Aria tepsiden bir tavuk parçası alıp Dylan'a uzattığında sıkmaktan kızarmış olan ellerimi biraz bile gevşetmedim. "Hayır Aria. Gerçekten g-gitsem iyi olacak." Aria gözlerini sıkıca yumdu ve Dylan'a özür dilediğini belirten bakışlarını attı.

"Özür dilerim Dylan." Dediğinde evde ona yapacağım işkenceleri şimdiden kafamda tasarlamaya başlamıştım. Dylan gülümseye çalıştıktan sonra ayağa kalktı ve son bir kez bana bakarak masadan uzaklaştı. Uzun saçlarımı geriye attım ve önümdeki tavuktan bir parça alarak ağzıma attım. Dylan sen öldün.

ARİA

"Zayn bırak lütfen." Bir kere daha kıvrandığımda Zayn ısrarla kollarımı tutup beni duvara dayamaya devam etti. "Ben sana o siktiğimin adamından uzak dur demedim mi?" Delirmiş gibiydi ve boynundan çıkan damarları, kasılmış çenesi, birbirine bastırdığı dudakları, kahveleşmiş elaları, çatılmış kaşları titretecek türden korkunçtu. 5 yaşındaki bir çocuk Zayn'in bu halini görseydi, kesinlikle arkasına bakmadan ağlayarak kaçardı.

Dylan sadece yanımıza gelmişti ve bizimle yemek yemek istemişti. Fakat Zayn bunu büyütmüştü. Dylan'ı korkutmuştu ve Dylan'a o gün beni pisliklerin elinden kurtardığı için borcunu ödemeye çalışırken daha çok borçlanmıştım.

"Zayn o sadece arkadaşım. Bunu büyütme!" Sesimi yükselttiğimde Zayn gözlerini devirdi. "Umrumda değil Aria. Arkadaşın değil onun senin hakkında nasıl şeyler düşündüğünü bilmiyorsun o seni düzmek istiy-" sözünü keserek onu ittim ve yanımdaki vazoyu Zayn'in tam kafasına isabet ederek attım. Zayn eğildiğinde vazo duvara çarpmış ve parçalanmıştı. "Sikeyim ne yapıyorsun sen?"
"Bıktım. Bu kıskanç hareketlerinden bıktım bir ibne gibi davranıyorsun. Ben senin esirin değilim köpeğin de değilim." Diğer vazoyu da attığımda kafasının tam dibinden geçmişti. Diğer vazoyu da elime aldığımda uzun parmakları bileğimi sertçe kavradı ve acıyla bağırdım.

Elleri ardından boğazımı kavradı ve sırtımı duvara yaptıştırdı. Boynumdaki elleri canımı acıtırken nefes almam zorlaşıyordu. "Bunu sakın bir daha yapmayı deneme Aria. Seni sikerim anladın mı? Gözünün yaşına bakmadan sikerim. Ardından da öldürürüm. Sakın. Birdaha bunu yapmayı aklından geçirme." Göz yaşlarım görüş alanımı bulanıklaştırırken boğazımdaki acı daha da şiddetleniyordu. Zayn sertçe boynumu bıraktığında yere yığıldım ve ellerim boynuma gitti. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Zayn bana acıyarak baktı.

"Biliyor musun bazen senin tek gecelik sürtüklerden farkın olmadığını düşünüyorum."

Söylediği şey vicudumun her yerine cam parçaları saplanıyormuş gibi hissettirirken kapıyı çarparak gitti. Hıçkırıklarım şiddetlenirken boğazım yırtılırcasına çığlık attım. Sürtük demişti bana. Bana sürtük deyip yattığı kadınlarla eş tutmuştu. Söylediği şeyler beynimde dolanırken elime geçen herşeyi yere atmaya başladım. Yastıkları da attım ve çarşafı da.

Herşeyi devirdim. Delirmiş gibiydim. Tüm vazoları, makyaj malzemelerimi, aynayı. Herşeye sinirle zarar veriyor ve bağırıyordum. Sinir krizi geçirdiğime emindim, canımı yakan beni bu hala getiren şiddet uygulamış olması değildi. Söyledikleriydi. Söyledikleri fiziksel olarak ne yaparsa yapsın bu kadar canımı yakmazdı.

Bu söyledikleri kalbimi söküp atmıştı. Beni derinden yaralamış ve ucu bucağı olmayan bir uçurumdan aşağı atmış hissi yaratmıştı. Makyaj aynasına elimdeki saç fırçasını sertçe attığımda ayna kırıldı ve parçalara ayrılarak dağıldı.

Deliriyordum. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Kesinlikle deliriyordum. Durgunlaştığımda etrafımda döndüm ve hıçkırıklarım arasında yere kapaklandım. Siktiğimin adamı beni ne hala getirmişti?

Fell the loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin