Düşünmekten beynim yanıyordu sanki. Luke ve sert yüz hatları aynı zamanda tüylerimi diken-diken eden konuşması aklımdan çıkmıyordu. İntikam alacağını söylemişti. Fakat bunun öyle kolay bir intikam olmayacağını biliyordum. Luke'u daha önce hiç böyle görmemiştim. Bu hali insanda kaçma isteği yaratıyordu. Zayn, ve klasik hareketleri. Luke'u döveceğini tahmin etmezdim. Ama şaşırmamıştım. Onu sinirlendiren bir şey olduğunu biliyordum. Bu konuda fazla agresifti ve bunu barda da dile getirmişti. Sorunun sadece Luke'un Cassie ve beni o bara getirdiğinden oluşmadığını anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Başka bir şey vardı. Ve ben bunu Zayn'e ilk fırsatta soracaktım. Fakat Luke'la buluştuğumu söylememeliydim. Bu hem Luke için hem benim için kötü olurdu.
Kapım çalınmadan açılınca yatağımda sıçradım. Zayn hızla içeri girdi ve dolabıma ilerledi. ''Zayn?'' diye mırıldandım. ''Gidiyoruz.'' Dedi. Hızlıya ayağa kalktım. ''Nereye gidiyoruz?'' dediğimde ''Burada güvende değilsin bana geliyorsun.'' Demekle yetindi. Hızlıca tüm kıyafetlerimi yatağa atarken ben de onu izliyordum. ''Bavulun nerde?'' dediğinde yatağımın altından bavulumu çıkarıp ona verdim. Tüm kıyafetleri düzensiz bir şekilde bavuluma attıktan sonra fermuarını çekti. Önüne gelen uzun saçlarını geri atı. Elimi kavrayıp beni odamdan çıkartırken elindeki bavulu düşürmemek için çaba harcamıyordu. Aksine rahatlıkla bavulu taşıyor aynı zamanda beni sürüklüyordu. ''Sen eve nasıl girdin? Annemler nerde?'' Peş-peşe sorular sorarken Zayn dışarı kapısını açtı. Vestiyerin üzerindeki yeşil notu görünce elime aldım ve Zayn beni arabaya doğru sürüklemesine izin verdim. ''Biz markete gidiyoruz bebeğim seni rahatsız etmek istemedik. Yemek dolapta. Isıtrsın.'' Notu okuduktan sonra gözlerimi devirdim. Zaten ne zaman evdelerdi ki?
Arabaya ulaştığımızda Zayn elimi bırakıp arabanın kapısını açarak binmemi sağladı. Arabaya bindiğimde valizi bagaja koydum ve Zayn'de sürücü koltuğuna geçti. ''Ne oluyor? Neden burada güvende değilim?''
''Luke'la ilgili bir şeyler öğrendim.'' Direksiyonu kırarken konuştuğunda gözlerimi ellerine diktim. Ne öğrenmiş olabilirdi? Buluştuğumuzu öğrenmemişdi değil mi? Öğrenseydi bu kadar sakin olmazdı. ''Öğrendin mi? Yoksa aranızda geçen bir şeyin devamı mı?'' dediğimde Zayn bir saniyeliğine bana baktı. ''Ne gibi bir şey?'' kuruntu yapıyordum belki de. Luke cidden Zayn onu dövdüğü için bu kadar pisikopat bir hal almış olabilirdi. Elimi havada salladım. ''Hiç hiçbir şey.'' Deyip yağmur nedeniyle koşuşturan insanları izlemeye başladım.Zayn arabayı durdurduğunda ilk kendi indi. Yağmur damlaları saçına düştükçe uzun saçları yapışıyor ve onu daha seksi yapıyordu. Kapımı açıp büyük elleriyle belimden tutarak beni indirdi. Kapımı geri kapadı ve sağanak yağmur hemen beni de sırılsıklam yaptı. Zayn cebinden anahtarını çıkardı ve anahtarı deliğine sokup çevirdikten sonra içeri kapıyı itti ve içeri geçtim. Zayn'de içeri geçtiğinde kapıyı kapadı. ''Ah çok üşüyorum.'' Saçımdan düşen damlalar tişörtümü ve yeri ıslatırken Zayn benden daha çok ıslandığı için tamamen sırılsıklamdı. Zayn ıslaklığımızı umursamadan bana sarıldığında ben de ona sarıldım. Fazla sıkıyordu. ''Seni ısıtırım.'' Diye mırıldandığında dudaklarım kıvrıldı. ''Aria bundan sonra dışarı çıkmak yok tamam mı?'' mırıldandığında kafamı salladım. ''Güzel'' nasıl ıslanıp da mükemmel kokusunu hala kaybetmiyordu? ''Hey hasta olacaksınız.'' Tanıdık bir ses olduğunu duyduğumda kollarımı Zayn'den ayırmak için hareketlendim ama izin vermedi. ''şş bebeğimi ısıtıyorum Liam. Siktir.'' Dediğinde kafamı Zayn'in omzuna biraz daha gömdüm. ''Pekala.'' Liam'ın gittiğini anladığımda kafamı kaldırdım. Boyum Zayn'in çenesine denk geldiği için gözlerim şişmiş dudaklarına kaydı. Onun da gözleri benim dudaklarıma kayarken dudağını dudağıma sürttü. ''Beni çıldırtıyorsun.'' Kıkırdadım ve dayanamayıp dudaklarımızı birleştirdim. Zayn beni kendine biraz daha bastırdığında ellerimle kömür karası saçlarında gezdirdim. Dudağını ısırdım ve inlediğinde dudaklarım kıvrıldı. Dudaklarımız ayırdığında hızla inip-kalkan göğüsümün aksine onun nefes alış-verişi normaldi. ''Beni cenneteymiş gibi hissediyorsun. Cehennemde yaşıyorum. Ama sen cehennemimin içindeki cennetsin.''
''Bu iyi bir şey değil mi?'' nefeslerim arasında konuştuğumda ''başıma gelen iyi şey'' dedi. Yanaklarımın kızardığını hissettiğimde Zayn uzun ince parmaklarını yanaklarımda gezdirdi. ''Utandığında kızarman hoşuma gidiyor.''
''benim gitmiyor. Utandırma beni.'' Dedim mızmızlanarak. ''Gitmeli.'' Deyip kıkırdadığında ben de kıkırdadım. ''Hadi içeri geçelim.'' Deyip onu sürüklemeye başladığımda peşimden geldi. ''Bence odamıza gitmeliyiz.'' Dediğinde gözlerimi devirdim. ''Çok yaramazsın.'' Salona girdiğimde Liam,Louis,Niall, ve Harry dediklerimizi duymuş olmalılar ki kıkırdıyorlardı. Dudaklarımı bir birine bastırdığımda Niall karnını tutmuş bizi işaret ederek kahkah atıyordu. ''Hey komik değil.'' Diye mızmızlandım. Utandığımdan ellerimi yüzümle kapadığımda Zayn omzumdan tutup beni kendine çekti. ''Gülmeyin.'' Çocuklar etkilenmeyerek yine kahkahlarla gülmeye devam ettiklerinde Zayn söylendi. ''Hadi gel bebeğim. '' Diyerek beni çekiştirmeye başladığında çocuklara dilimi çıkardım. Zayn merdivenlerden çıkarken ben de arkasından çıkıyordum. Hala ıslak olduğumuz için yürüdüğümüz her yeri ıslatıyorduk.
Odaya geldiğimizde Zayn kapıyı açtı ve içeri girdik. ''Zayn sana bir şey soracağım.'' Dediğimde kapıyı kapadı ve dolabına ilerledi. ''hım?'' mırıldandığında yutkundum. ''Cassie bu durumda tehlikede değil değil mi?'' tereddütle sorduğumda Zayn yere baktı ve kaşını kaşıdı. ''Ona yakın olan herkes tehlikede.'' Diye mırıldandığında dudaklarımı birbirine bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fell the love
FanfictionVe kız asla bu denli hayatının değişeceğini tahmin etmiyordu.