16-Bird Necklace-

520 25 6
                                    

Dinleyin, Ed Sheeran- Thinking Out Loud biterse yeniden başlatın.

Küçük bordo çantamı ve anahtarlarımı sertçe sehpaya koyduğumda dış kapının sesini duydum. İnce topuklu ayakkabılarımı çıkartıp çıplak ayaklarımla içeri girmeden önce çantamı ve anahtarımı almıştım. Sinirle ve sert adımlarla yukarı çıkıp Zayn'in odasına girdikten sonra henüz dolaba yerleştirmediğim ve valimizde duran kıyafetlerimi dağılmış olduğu için katlamaya başladım.

Kapının sesi geldiğinde kimin gelmiş olduğunu bildiğim için arkamı dönme zahmetine girmedim. "Ne yapıyorsun?" Zayn'in şaşkın sesi kulaklarıma dolduğunda "sence? Gidiyorum Zayn." Dedim sertçe. "Hey hey dur bakalım." Deyip pantolonumu katlayan elimi tuttu. Pantolon valizin içine düşerken doğruldum. "Bu sefer beni burda hiçbir güç tutamaz Zayn." Sertçe konuştuğumda Zayn beklemeden beni duvara sürükledi. Sırtım duvara çarptığında kurtulmak için çırpındım fakat buna izin vermeyerek ellerimi kafamın iki yanına sabitledi.

"Ben istemediğim sürece," deyip yüzünü yüzüme yaklaştırdığında seslice yutkundum. "Gidemezsin." Etkileyici bir sesle konuşup dudaklarını çıplak omzuma indirdiğinde, kendime beni aldattığını ve az önce alışveriş merkezindeki saçmalıklarını hatırlatıp ondan uzaklaşmaya çalıştım. Ama başarısız oldum. "Bana böyle bir baskı uygulama hakkın yok! Çalışan çocuk kesinlikle masumdu. Bu kadar kıskanç olmana ve hayatımı kısıtlamana hakkın yok."

"Hayatını istediğim kadar kısıtayabilirim, hatta istersem seni bu odaya kilitlerim Aria. Bana böyle cümleler kurma. Tahmin ettiğinden daha kötüsünü yaparım, hayatını cehenneme çeviririm." Sert bir şekilde konuştuğunda içimdeki korku duygusu açığa çıkmaya başlamıştı. Yapacağını biliyordum,yapabilirdi ve bunda kararlıydı. Hala Zayn'in yanında kalmayı istiyordum ve buna anlam veremiyordum. Şuan beni açık bir dille tehdit etmiş, ve günümü zehir etmişti. Fakat ben hala ondan ve yakınlığından etkileniyordum.

"Bırak gideyim..." Zor çıkan sesimle konuştuğumda Zayn ela gözlerini gözlerime dikti. "Gerçekten gitmeyi istemediğini biliyorum." Şimdi de akıl okumaya mı başlamıştı? Ah, lanet olsun ki beni çok iyi tanıyordu. "Şunu aklına sok Ari. Ben hariç kimse sana dokunamaz. Hatta hiç bir erkek sana 1 metre bile yaklaşamaz," ela gözlerini sertçe gözlerime diktiğinde bakışları altında ezildiğimi hissetim. "Eğer iyiliğini istiyorsan sen de bir erkeğe yaklaşmaz ve bir erkeğin sana yaklaşmasına izin vermezsin," deyip bir kolumu bıraktığında kolum sallandı ve düz bir konum aldı. Kolumu bıraktığı elini yüzüme götürdüğünde ve okşamaya başladığında dokunduğu her yeri yaktığını hissettim. Şuanda rahatsız mı oluyordum? Hayır. Lanet olsunki dokunuşları hoşuma gidiyordu. Dudağını yaladıktan sonra konuştu. "Ve benden izinsiz dışarı çıkmazsın." Emir verici konuşmaları sinirimi bozmaya başladığında gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

Üzerimdeki baskısı gidince burada kalmamın daha doğru olacağını Zayn sayesinde(!) anlamış oldum.

Tek bir kelime etmeden odadan çıktığında üzerimdeki elbiseden kurtulmak için hareketlendim. Elbise de üzerimde kalmıştı ve parasını ödeyememiştik. Zayn güvenlik görevlilerine her ne dediyse kimse de bizi durdurup parasını ödememiz gerektiğini söylememişti. Ve o an Zayn'in kucağında olduğum için ben de parayı verememiştim.

Pudra rengi elbiseden kurtulduktan sonra yanıma pek pijama almadığımı fark ettim ve lanet ettim. Valizimi Zayn'in hazırladığını hatırlayınca elimi saçlarımdan geçirdim. Şimdi ne giyecektim? Belki bir pijama çıkar diye valizimi didiklemeye başladığımda hiç bir şeyin olmadığını gördüm. Ah siktir.

Tek seçeneğim Zayn'in tişörtleriden birini giymekti. Oflayarak Zayn'in kıyafetlerime elimi attım ve en çok beğendiğim koyu yeşil düz tişörtü üzerime geçirdim. Altıma bir şey giyme gereği duymadan saçımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra aynaya ilerledim ve yansımama baktım. Tişört üzerime olması gerekenden fazla bol olmuştu. Kalçalarımı örtüyordu. Ve omuz kısmı kolumun yarısına geliyordu. Kendimi incelemeyi bırakıp odadan çıktım.

Uyuşuk adımlarla aşağı indikten sonra evin sessiz oluşu dikkatimi çekti. Salona girdiğimde boş olduğunu gördüm. Tüm odaları aradım fakat Zayn yoktu. Dışarıya çıksaydı kapı sesini duyardım.

Aşağı yani bar katına inmeye karar verdiğimde hızla indim ve Zayn'in bar sandalyesine oturmuş başını ellerinin arasına koymuş ve dirseklerini bar tezgahına yaslamış bir şekilde düşünüyor olduğunu gördüm. Aynı zamanda yanında koca bir şişe Jack Daniels vardı.

İçimdeki rahatlama duygusuyla yanına ilerledim. Beni henüz fark etmemişti. Karşısına geçip oturduğumda gözlerinin içinin parladığını gördüm. "Geldin." Dedi sırıtırken. "Hıhı" mırıldandığımda Zayn yüzümü incelemeye başladı. Merak ediyordum, benim hakkımda ne düşünüyordu? Beni güzel buluyor muydu? Veya ilgi çekici? Değildim. İlgi çekici değildim. Sadece tatlıydım ve bundan nefret ediyordum. Dolgun yanaklarım, kahverengi gözlerim ve dolgun dudaklarımla kendimi sadece 'tatlı' olarak nitelendirebiliyordum.

Fakat her erkeğin hoşuna giden kız tipi uzun boylu seksi kızlardı. Bense 1.65 boyunda çıtı-pıtı bir kızdım. Zayn tezgahın üzerindeki elimi kavradı ve elini kuş dövmemde gezdirdi. "Aria. Seninle birşey konuşmalıyım." Ciddi bir şekilde konuştuğunda yutkundum. "Ben seni çok seviyorum," çakır keyif olduğu için konuşurken ara-sıra sesi dağılıyordu. Ne diyeceğini merakla dinlerken dudağımı ısırdım. "Ben bir pisliğin tekiyim bunun farkındayım. Ama bu pislik sana deli gibi aşık. Bundan emin olabilirsin, bu pislik senin için yanıp tutuşuyor bebeğim," dediğinde istemsizce gülümsedim. Söyledikleri üzerimde adlandıramadığım bir duygu yaratırken bininci kez yutkundum. "Biz ilk tanıştığımızda, seni ilk gördüğümde bu kız benim olacak dedim. Bu kız çok güzel ve benim olmalı... Ve biliyorsun ben istediğim her şeyi alırım," dediğinde kıkırdadım. Derin bir iç çekip devam etti. "İyi veya kötü günümde yanımda olduğun için her şey için sana minettarım bebeğim. Beni Dünya'nın en şanslı insanı yaptın." Bar tezgahından destek alarak kalktıktan sonra yanıma geldi. Küçük ellerimi büyük elleri kavradığında beni de bar sandalyesinden kaldırdı, bense şaşkınlıkla ve parlayan gözlerimle onu izliyordum. Cebinden bir kutu çıkardığında ağzım o şeklini aldı. O bir yüzük müydü? Hazır hissetmiyordum. Daha okulum bitmemişti. Zayn için herşeyi yapmaya hazırdım. Ama evlenmek için erkendi.

Kutuyu açıp içinden bir kolye çıkardığında derin bir iç çektim. Kolyenim ucunda Zayn ve benim elimdeki kuş dövmesinin aynısından vardı. Sadece kuşun içi kaplıydı ve içinde Z-A yazıyordu. Kalbim ritmini değiştirirken Zayn arkama geçti ve saçlarımı sol tarafıma attı.

Ellerini üzerimden geçirdikten sonra kolyeyi boynuma yerleştirdi. İnce parmaklarımı kolyeye götürdüğümde Zayn kolyeyi taktı ve yeniden görüş alanıma girdi. Az önce bana bağıran adama ne olmuştu? İçtiği için mi böyleydi? Zayn'in ruh hali değişiklikleri beni hala şaşırtıyordu ve sanırım hiçbir zaman alışamayacaktım.

Uzun parmaklarını kolyenin üzerindeki elimin üstüne koyduktan sonra gözleri kahverengi gözlerimi buldu. "Bu harika Zayn." Mırıldandığımda Zayn'in gözleri dudaklarıma kaydı. Benim gözlerim de onun dolgun dudaklarına kaydığında dudakları dudaklarımı kavradı. Ben de ona karşılık verirken özlediğim tadı tekrar yaşamanın verdiği mutlulukta kontrolü ele aldım.

Ellerim boynuna giderken ve yuvarlak darieler oluştururken Zayn'in elleri kalçamın altındaki bacaklarıma kaydı ve beni kaldırarak bar tezgahına otutturdu. Bacaklarımı iki yana açıp bar tezgahına yaslandığında öpüşmemize iştahla devam ediyorduk. Elleri tişörtümün, -yani onun tişörtünün- üzerinde gezintiye çıkarken dudaklarımızı ayırmak zorunda kaldım. Nefesimi düzene soktuğumda hızla inip-kalkan göğüslerimiz aynı anda hareket ediyordu.

"Evleneceğim kadını bulduğum için çok şanslıyım." Deyip saçlarımı arkaya attığında kıkırdadım. Bunu ilk söyleyişi olmamasına rağmen karnıma kelebekler uçuşmaya başladı. Beni gerçekten deli ediyordu. "Ben de evleneceğim adamı bulduğum için." Deyip dişlerimi gösterek gülümsediğimde Zayn'de çarpık bir şekilde gülümsedi ve ela gözlerinin içinin parladığını gördüm.

Kızamıyordum ona,ne yaparsa yapsın aşkım bir gram azalmıyor aksine artıyordu. Ondan vazgeçemezdim. Aşkımızdan vazgeçemezdim. O olmazsa benim olmamın bir anlamı olmazdı. O benim geleceğimi. Zayn Malik beni mutlu eden tek şeydi ve ben asla ondan vazgeçmeyecektim. Ne yaparsa yapsın onsuz bir hayat düşünemiyordum. Beni bir gün bırakırsa onu öldürürdüm. Bizim aşkımız bitemezdi biliyordum. Tek gecelik bir ilişki yaşadığı için ona kızgındım. Aynısını tekrarlamasını da istemezdim tabi. Ama o tek gecelikti. Bizim aşkımız ölene kadar sürecek tüm zaman dilimlerinden ibaretti.

Fell the loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin