21-"What are you doing now?"

368 19 0
                                    

Selaam. 700 okunmaya ulaştık ve bu bile benim için çok büyük birşey kalswlaksl. Her neyse iyi okumalaar, lütfen vote verip yorum yapmayı unutmayın bebekleer.

"Hey Ari. Artık şu ergen atarlarını yapmaktan vazgeçsen diyorum?" Elimdeki Frozen'lı pijamayı incelerken Zayn'i ve yalvarışlarını duymamaya çalıştım. Pijamayı koluma koydum ve diğer pijamalara bakmaya başladım.

Dün olanlardan sonra Zayn'e atar yapıyordum. Tıpkı onun dediği gibi 'atarlı ergen' gibi davranıyordum. Fakat bana söz verip sözünü tutmadığı için biraz cezayı hak ediyordu. O lanet olası uyuşturucaları içmemesi için onunla defalarca kez kavga etmiştik fakat ısrarla devam ediyordu.

O lanet şeyin 'bırak' deyince bırakılmadığını biliyordum fakat Zayn çabalamıyordu bile. Ben tuvalete gittiğimde hemen içmitşi. Zaten tuvaletten sonra olanlar kesinlikle düşünmek istemediğim şeylerdi.

"Aria, bence bu harika!" Cassie'nin sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. Elindeki yeşil ve oldukça kısa olan geceliği sallıyordu. Zayn'e döndüğümde sırıtıyor olduğunu gördüm. "Bence de bebeğim, onunla çok ateşli görüneceksin." İnleyerek gözlerimi devirdim. Cassie omuz silkip yanındaki dün barda tanıştığı ve isminin Leo olduğunu bildiğim 'yeni sevgilisyle' gecelik bakmaya devam etti

Zayn'i o gün alışveriş merkezinde Mike'a yaptıklarından sonra alışveriş merkezine getirmek ne kadar doğruydu bilmiyordum, fakat zaten ben getirmek istememiştim. Peşime takılmıştı hayvan. Bir de benden özür diliyordu.

Zayn'in sesi kesilince ve etrafımda görmediğimde gülümsedim. En azından biraz da olsa rahatlayacaktım.

Geceliklere geçtiğimde açık mor ve kısa, üzerinde danteller olan geceleği elime aldım. Çok ateşli ve güzel görünüyordu. Etrafıma bakınıp Zayn'i göremediğimde geceliği de koluma koydum.

"Hey bebeğim." Zayn'in normalde eşsiz fakat bugün canımı sıkan sesi kulaklarıma doldu ve topuklarım üstünde döndüm. Elinde tuttuğu sütyen-kilot ikilisine baktım ve abartılı bir şekilde kaşlarımı çattım. Kilot bile diyemezdim çünkü ah lanet olsun ki, kilot gibi bile durmuyordu.

"Siktir git Zayn."
"Bunu alacağız."
"Almayacağız!"
"İste ya da isteme alacağım."
Sinirle gözlerimi devirdim ve kasaya doğru ilerledim. Zayn'in de arkamdan geldiğini biliyordum.

Elimizdekileri kasaya koyduk ve kadın geçirdiğinde poşetlere yerleştirdik. Zayn elindekileri kadına verirken kadının suratında beni utandıracak bir ifade vardı ve utanmamı sağlamıştı.

Cassie'ye mağzadan çıktığımızı haber verdiğimde çok sevdiği Leo'yu da peşine taktı. Mağzadan çıktıktan sonra Leo bir yerlerde oturup birşeyler yemeyi teklif ettiğinde itiraz etmedim çünkü karnımdan anlam veremediğim sesler çıkıyordu.

"Seni bunlarla görmek için sabırsızlanıyorum." Zayn kulağımın dibinde çekici bir şekilde konuştuğunda ona sert bir şekilde bakmakla yetindim.

Dün aklımdan çıkmıyordu, Dylan'da öyle. Bana neden okula gelmediğimi sorduğunda ister-istemez kendimi sorgulamıştım. Son sınıftım fakat okula bile gitmiyordum. Doğrusu gitmeyi de istemiyordum, bunca şeyin arasında okula gitmek benim için büyük bir yüktü. Bu yüzden en yakın zamanda okuldan kaydımı aldırmayı düşünüyordum. Ben kendime bir gelecek çizmiştim bile, her ne kadar pürüzlü olsa da Zayn'le kendimize bir gelecek çizmiştik. Onun yanında güvendeydim ve Dünya yıkılsa bile bunu pek umursamazım. Beni özgür ve güvende hissettiriyordu.

Bir ailem yoktu.

Okumuyordum.

Uyuşturucu kullanıp bazen adam öldüren birisiyle çıkıyordum ve her şeyim ona bağlıydı.

Buna rağmen mutlu olup gülümsemi sağlayan da o adamdı. O adam Zayn'den başkası değildi. Beni gülümseten kişi aynı zamanda ağlatıyordu da. Fakat buna göz yumuyordum. Zayn için bir çok şeye göz yumuyordum.

İnce uzun parmaklar elimi kavradığında gözlerimi elalarına diktim. İçimdeki ani sevgi patlamasıyla Zayn'e sıcak bir gülümseme yolladım. Uyuşturucu bırakması gerektiğini biliyordum. Fakat onu kötü yönleriyle de kabullenmem gerektiğinin farkındaydım. İçimdeki buzlar yavaş yavaş eriyordu.

KFC'ye geldiğimizde kendimize boş bir yer bulduk. Zayn ve Leo'ya ne istediğimizi söyledikten sonra yemek almak için kalktılar ve gözden kaybolduklarında Cassie bir saniye bile beklemeden heyecanla konuştu. "Leo gerçekten mükemmel biri. Bana aldığı şeylere baksana." Poşetten dantelli ve şeffaf bir sütyen çıkardığında homurdandım. "Pekala Cassie. Ateşli aşkınızı bana göstermen iyi bir şey fakat bunu bu kadar insanın içinde göstermezsen daha iyi olacak." Cassie acaleyle sütyeni poşetin içine koydu. Aslında Cassie için endişeleniyordum çünkü Leo denen adam pek tekin görünmüyordu ve Cassie'ye bir şey yapmasından korkuyordum. Onunla barda tanışmıştı. Ne kadar güvenebilirdi ki?

"Cassie Leo hoş birine benziyor ama ona güvenmem gerektiğine emin misin?" Tereddütle konuştuğumda Cassie'nin gülümseyen yüzü birden asıldı.

"Elbette eminim Aria. Bunu nereden çıkardın şimdi?"

"Bilmiyorum sadece barda tanıştınız ve hakkında ne biliyorsun ki?"

Cassie alaycı bir kahkaha atıp yeşil gözlerini gözlerime dikti. "Sen Zayn'i ne kadar tanıyorsun Aria? Üvey bir kardeşi olduğunu yeni öğrendin ve o benim eski pisikopat sevgilim Luke çıktı. Lütfen bana burada Leo'nun ne kadar güvenilir olduğundan veya olmadığından bahsetme."

Cassie'nin söyledikleri kalbime bir ok gibi saplanmıştı. Haklı olduğu gerçeği de içimi cayır cayır yakıyordu. Zayn'le uzun bir zamandır çıkıyorduk fakat yaşadığımız onca şeye rağmen üvey ailesinden önceki hayatını bilmiyordum. Öz babası kimdi? Annesi neden ondan boşanıp Luke'un babasıyla evlendi? Başka kardeşi var mı? Ya da teyzesi veya kuzeni? Hakkında hiçbir şey bilmiyordum fakat burada oturmuş Cassie'ye barda tanıştığı adamın ne kadar güvenilir olup olmadığını soruyordum. Zayn'in de barda tanıştığım gizemli adamdan farkı yoktu. Uzun ve girintili çıkıntılı bir geçmişimiz vardı. Fakat hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

Cassie sinirli bir şekilde bana bakarken susmakla yetindim. Arkama yaslanıp ellerimi çapraz bir şekilde birlteşirdikten sonra yürüyen insanları izlemeye başladım. Çok şey atlatıyordum ve bunlar artık bana öylesinle olaylar gibi geliyordu. Dün bana iki adam tecavüz etmek üzereydi, bense onu unutup ertesi gün alışveriş merkezine gelmiştim. Bu olanları Zayn'e anlatmamış olmam da cabası. Oh hayatım daha fazla batabilirmiş gibi batıyordu ve ben tutunmak için çırpındığımda aksine daha da batıyordum. İçimi bugünlerde sürekli hissettiğim o kötü duygu sarıyordu ve beni adeta kilitlenmiş gibi hareket ettirmyen duygu yeniden içimi kaplayarak beni bunaltmıştı. Zayn hakkında ne biliyordum? Beni sahiplenip sevdiği gerçeğinden başka ne biliyordum? Luke'la aralarında çok kötü bir şey geçmişti ve ben bunu bile Zayn değilde Luke'dan öğreniyordum. Neden bu kadar gizemliydi? Neden gerçek Zayn'i bana göstermekten çekiniyordu?

"Hey Aria beni duydun mu?" Duyduğum sesle kafamı kaldırırken karşımda Dylan'a görünce kaşlarımı kaldırdım. "Dylan? Ne işin var burada?" Dudaklarım kıvırılırken ayağa kalktım ve Dylan'ın sakalları çıkmaya yüz tutmuş yüzüne baktım. "Haftasonu ve yorucu bir okul haftasından sonra biraz kafa dağıtmak için arkadaşlarımla gelmiştik, seni görünce selam vermem gerektiğini düşündüm." Gülümseyerek konuştuğunda hala oturuyor ve sinir bozucu bir şekilde bizi izliyor olan Cassie'ye baktıktan sonra Dylan'a geri döndüm. Ben de aynı şekilde gülümsediğimde "iyi yapmışsın." Gibi saçma bir cümle kurdum. Kafasını salladığında ayakta kalkması sinirimi bozumuştu. "Hey istersen otur ve bir şeyler yiyelim?" Dylan ilk Cassie'ye sonra bana baktıktan sonra elini karnına götürdü. "Aslında bakarsan çok açım." Dediğinde kıkırdadım ve oturup yanımı işaret ettim.

Dylan yanıma oturduğunda karşımda oturan Cassie kaşlarını kaldırarak bize bakıyordu. Eskiden ondan hoşlandığımı bildiği için muhtemelen tuhafına gitmişti. Omuz silkmekle yetinimdim ve kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım.

Önüme bir tepsi koyulunca kafamı kaldırdım ve kaşlarını çatmış bir Dylan'a bir bana bakan Zayn ile karşılaştım. Dylan'ı davet ederken Zayn aklımdan tamamen çıkmıştı ve mantıklı tarafım adeta 'şimdi ne yapacaksın bakalım?' Diyerek benimle dalga geçiyordu.

Fell the loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin