Dinleyin,Selena Gomez-Good For You
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda kollarımda ve bacaklarımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Gözlerimi tamamen açtıktan sonra Zayn'i karşımda gördüm. "Z-zayn?" Diye mırıldandığımda Zayn'in telaşlı bir şekilde bana bakıyor olduğunu gördüm. "Şş iyisin iyisin." Deyip anlıma uzun bir öpücük kondurdu. Yanımdan çekildiğinde görüş alanıma bir duvar girdi. Zayn beni doğrulttuktan sonra etrafıma bakınma şansım olmuştu. 4 duvar. Ve eski küçük bir ışık. Sadece bundan ibaretti. Bir de büyük demir bir kapı vardı. Gözlerimi yeniden Zayn'e çevirdiğimde beni izliyor olduğunu gördüm. Ela gözlerini bir saniye bile ayırmadı üzerimden. Ne olduğunu anlayamıyordum son hatırladığım Luke'un beni bir arabaya bindirmesiydi ama gerisi yoktu.
Zayn'in ağzıdan;
Taşı bir kere daha cama fırlattıktan sonra beklemeye başladım. Yarım saatir burda Aria'nın çıkmasını bekliyordum. Arıyordum, mesaj atıyordum. Ama hiçbirine cevap vermiyor, hem de cama çıkmıyordu. Aria ne olursa olsun beni bu kadar meraklandırmazdı biliyordum. Belki uyuyordur diye düşünüp arabaya bindim ve beklemeye başladım.2 buçuk saat. 2 buçuk saatir arabada bekliyordum. Ama Aria hala mesajlarıma cevap vermemişti ve beni aramıyordu. Hava kararmıştı ama odasının ışığı açık bile değildi. En sonunda kapıyı çalmaya karar verdiğimde kendimi arabadan attım. Aria'nın ailesiyle birkaç kez görüşmüşlüğümüz vardı ama beni sevdikleri söylenemezdi. Ayrıca her görüştüğümüzde ortamı yumuşatan bir Aria olurdu ama şimdi yoktu.
Zile basmak için elimi götürdüğümde telefonumun çalmasıyla zile basmak üzere olan elimi cebime götürdüm. Telefona baktıktan sonra Aria'nın aradığını gördüm. Derin bir iç çekip evin kapısından uzaklaştım. Açıkcası artık korkmaya başlıyordum.
Telefonu açıp kulağıma götürdükten sonra, Aria'yı ve bahanesini dinlemek için beklemeye başladım. "Zayn" telefonun diğer ucundan bir erkek sesi geldiğinde yumruklarımı sıktım. Bu sesin sahibi Luke'dan başkası değildi. "Dostum sevgilin benim elimde bu yüzden endişelenmene gerek yok," Dedikten sonra uzun bir kahkah patlattı. "Ya da endişelenmelisin değil mi?" diye ekledi. Kalbimin sıkıştığını ve içimi yoğun endişe duygusunun kapladığını hissediyordum. Telefonu kapatıp cebime attıktan sonra hızlı adımlarla arabaya ilerledim. Kendimi arabaya atıp Harry'nin numarasını tuşladım. 4 kez çaldıktan sonra açtı. "Dostum neredesin sen-"
"Sikeyim Aria'yı kaçırmış." Deyip direksyona sert bir yumruk geçirdim. Gözlerimi Aria'nın odasına dikmiştim. Öylece bakıyordum ve düşünüyordum. O pislik şuanda Aria'ya herşeyi yapıyor olabilirdi. En son istediğim şey ona birşey olmasıydı. "Kim kaçırmış ne?" Harry'nin endişeli sesini duyduğumda düşüncelerimden ayrıldım. "Luke'un deposunda buluşalım." Demekle yetindikten sonra telefonu diğer koltuğa attım. Arabayı çalıştırdıktan sonra Aria'nın odasına bakarak fısıldadım. "Seni bulacağım sevgilim."Arabadan indiğimde bizim çocukların gelmemiş olduğunu gördüm. "Sikeyim." Diye homurdandıktan sonra Harry'nin numarasını tuşladım. Açmıyordu. Liam'ı da aradım ve o da açmadı. "Anlaşılan yine tek başımayım." Söylendikten sonra Luke'un deposuna girdim. İki güvenlik görevlisi kapıda duruyordu. İçeri girmek için adım attığımda beni durdurdular. "Sizin buraya girmeniz yasak." Dedi birisi. Yakasına yapıştım ve havaya kaldırdım. "Seni sikerim anlıyor musun? O sikik beyinli benim aşık olduğum kadını elinde tutuyor ve buraya girmek için sizden izin isteyecek değilim!" Dedikten sonra onu sertçe duvara yapıştırdım. Ellerimi yakasından çektikten sonra sert bakışlarımı attım ve zile bastım. Birkaç saniye sonra zili bir adam açtı ve onu da iterek içeri girdim. Karanlıktan pek birşey göremesem de zar zor yürümeye başladım ve Luke'un tutsak aldığı kişileri tuttuğu yere doğru ilerledim.
