0.8

7.9K 320 30
                                    

BÖLÜM 8

Gözlerimi gün ışığıyla birlikte açtığımda bana sımsıkı sarılmış, beni izleyen Emre ile karşılaştım. Ona biraz daha yaklaştım ve gözlerinin dolu olduğunu fark ettim. Ben gözlerine baktığımda hemen kafasını çevirmişti ama anlamıştım işte ağladığını. "Sevgilim, neden gözlerin dolu dolu?" o an bütün olaylar aklıma doldu. Bugün onunla geçirdiğimiz son gündü. Derin bir nefes aldım, dolan gözlerimi umursamadan konuşmaya başladım: "Üzülmeyelim ama şimdi, hem son saatlerimizi gülerek geçirmemiz gerekiyor." yataktan hızla kalktım ve onun elini tutup onu da kaldırdım. "Şimdi gidip, en sevdiğimiz yerde bir kahvaltı yapalım..."

...

Beraber deniz kenarında sevdiğimiz bir yere gelip, kahvaltı yaptık. Daha sonra akşam karanlığı çökene kadar oyalandık. Şimdi ise harekât merkezindeydik. Merkezde yalnızca albay, istihbaratçılar ve gidecek olan tim vardı. Albay görev hakkında son bir kez bilgi verip hazırlanmaları için emir verdi.

Onlar çıktıktan sonra albay tekrar konuşmaya başladı: "Öncelikle bunun gizli tutulması gereken bir görev olduğunu biliyorsunuz." hepimiz baş salladık. "Görevlerini başarı ile tamamlayıp dönerlerse, hâlâ bir timleri var ise timlerine geri dönecekler ama siz şimdiden kendinizi en kötüsüne hazırlayın. Gidip askerleriniz ile vedalaşabilirsiniz."

Hep bir ağızdan 'Emredersiniz komutanım' diyerek, çıkmak için izin aldık. Albay onaylayınca hızlı adımlar ile merkezden çıktık. Çıkar çıkmaz Emre'nin yanına gittim. Altına ona fazlasıyla bol olan bir şalvar, üstüne ise bir kısmı yırtılmış bir tişört giymişti. Ben onu süzerken göz göze geldik. Yanıma gelip, sıkıca sarıldı bana. Geriye çekildiğimde, eğilip alnıma bir öpücük kondurdu. "Sevgilim, şimdi beni iyi dinle ve sözümü kesme olur mu?"

Başımı onaylarcasına salladım. "Bak güzelim, eğer Allah nasip eder de şehit olursam, hayatına devam etmeni istiyorum. Kendini dışarıya kapatma. Ben, bana ihtiyacın olduğun her vakitte yanında olacağım. Sadece gözlerini kapat ve kalbini dinle, orada olacağım." yutkundu ve devam etti. "Eğer sana iyi geldiğine, sana değer verdiğine, en önemlisi seni sevdiğine emin olursan... başka bir adamı sev." dediği şey ile boğazımda bir düğüm oluştu.

Gözlerimi kapattım ve ona sıkıca sarıldım. O da isteyerek söylememişti bunu. "Ha yine, Allah sağ salim dönmemi nasip ederse, seninle bir yuva kurmak için adım atmak istiyorum." bu dediğine güldüm, çünkü her zaman bunun hayalini kurardı. Hatta çocuklarımıza vereceğimiz adları düşünürken 'annenler bütün tabiat isimlerini abilerine vermiş, bizim çocuklara isim kalmadı!' diye isyan ederdi. "O zaman, döndüğünüz gün benimle nikâh tarihi alacağınıza söz veriyor musunuz?" sırıttı. "Teklifinizi düşünmem gerekiyor, ajandama bakmalıyım."

"Pekâlâ, öyle olsun. Ben bir yedi sene daha beklerim." kahkaha attı ve konuşmaya devam etti. "Şaka yaptım, şaka. Tabii ki kabul ediyorum. Aksini söylemek haddime değ-" o sırada yanımıza gelen albay postası ile sözümüz kesildi: "Komutanım, albay 'on dakika içerisinde helikopter pistinde olsunlar.' dedi." Emre onu başı ile onayladığında selam verip, gitti.

"Ben aldım sözü, unutmam bak." onun bu hâlin tebessüm ettim. O da bir kolunu omzuma attı ve beraber piste yürümeye başladık. Piste yaklaştığımız zaman son bir kez sıkıca sarıldık. Yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Zamanın geldiğini anlayınca saçlarıma bir buse kondurdu ve piste çıktı. Albay geldiğinde hepsi sıralanıp, selam verdiler. "Evlatlarım, hepiniz buraya sağ salim döneceksiniz. Döndüğünüzde eksik görmek istemiyorum. Kahramanlık yapmaya çalışmayacaksınız. Kendinizi riske atmadan görevinizi yapın. Gereken bilgileri aldınız zaten. Size çok güveniyorum. Güvenimi boşa çıkartmayın. Anlaşıldı mı?"

Hep bir ağzından 'emredersiniz komutanım' dediler. "Allah yar ve yardımcınız olsun aslanlarım. Döndüğünüz zaman, Allah nasip ederse görüşürüz. Alaca timi, helikopter bin!" komutu aldıkları zaman beşi sırayla helikoptere bindiler. Kapı kapanmadan önce Emre ile son bir kez göz göze geldik. Bana gülümsediği zaman, karşılık olarak zor da olsa gülümsedim. Ardından kapı kapandı ve helikopter bir süre sonra havalandı.

O an içimde bir fırtına koptu. Elimi kalbime götürdüm. O kadar hızlı çarpıyordu ki, isyan ediyordu sanki. Nefes almaya çalıştım ama bu bile şu an çok zordu benim için. Vücudum, kalbim için dar gelmeye başlamıştı. Daha hızlı atmaya başladı, çıkmak istercesine. Omzuma dokunan el ile aniden geriye sıçradım. Karşımda albayı görmeyi beklemiyordum. "Deniz, kızım biliyorum çok zor ama lütfen dayanmaya çalış. Onun için güçlü ol." derin bir nefes aldı ve devam etti:

"Ben her zaman buradayım. Sadece bir üssün olarak değil. Bir amcan, abin, baban olarak... Beni nasıl görüyorsan o olarak buradayım, yanındayım. Bir ihtiyacın olduğu zaman maddi veya manevi hiç fark etmeksizin, ilk önce benim yanıma geleceksin. Anlaşıldı mı?" gözlerimden yaşlar firar ederken başımı salladım ve ona sarıldım. O da saçlarımı okşadı.

Geri çekildiğimde yüzünde destekleyici bir gülümseme vardı. Ben de ona gülümsedim. Yanımdan ayrıldığında elimi cebime attım ve telefonumu çıkardım. Hemen Serdar'ın numarasını bulup aradım. İlk çalışta açtı: "Efendim komutanım."

"Serdar müsait misin?"

"Müsaitim komutanım, timle evdeyiz de sizin sesiniz niye bu kadar kötü geliyor? Acil bir durum mu var?"

"Yok, az önce Emre gitti..."

"Sen karargâhın kapısına doğru gel, ben seni almaya geliyorum. Bu gece bizim evde kalırsın, biraz otururuz."

"Teşekkür ederim..." sesim o kadar güçsüz ve sessiz çıkmıştı ki ben bile duymakta güçlük çektim. Telefonu kapatıp, karargâhın giriş kapısına doğru yürümeye başladım. Yaklaşık on beş dakika sonra Serdar geldi. Beni gördüğünde gelip sıkıca sarıldı ama hiçbir şey demedi. Ardından arabaya bindik ve yol boyunca hiç konuşmadık, sadece kafamı cama yaslayıp, benim için sonsuzmuş gibi gelen yolu izledim.

.

.

.
Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Ülkece yaşadığımız bu zorlu günlerde hepimize sabırlı, sağlıklı ve daha çok güzel haberler aldığımız günler diliyorum. Vefat eden canlara ilk önce Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Umarım böyle bir felaketi bir daha yaşamayız. Eğer yardım konusunda yapabileceğim bir şey olursa, lütfen çekinmeden benimle paylaşın. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Tekrardan herkese geçmiş olsun diliyorum.

İlerleyen bölümlerde görüşmek üzere.

Sağlıkla kalın.

EMRET KOMUTANIM! (KİTAP OLDU!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin