6.2

2.4K 119 7
                                    

Bölüm 62

"Emre! Suyum geldi."

"Ne!" hızlıca koşarak yanıma geldi. Beni kucakladığı gibi, aşağıya indik.

Hastaneye girdiğimizde en yakın hemşireye bağırdı. "Eşimin suyu geldi!" onlar hemen sedye getirirken, Emre'nin telefonu çaldı. "Binbaşı Emre, emredin komutanım." bir küfür savurdu. Anlamıştım işte. "Komutanım, Deniz doğuma girecek. Üzgünüm, gelemem." birkaç dakikanın ardından "tamam, geliyorum." dedi.

Gözlerimi yumdum, yanıma eğildi. "Görev çıkmış sevgilim. Gitmem gerekiyor." boğazım düğümlenmişti. Gözlerimden yaşlar süzülürken sessizce fısıldadım. "Git."

"Seni seviyorum." o sırada hemşireler hızlıca ameliyathaneye aldılar beni.

Ne güzel, yapayalnız doğuma giriyordum!

Doktor gelip, birkaç şey anlattı. Ben de dediklerinin aynısını yaptım. Ikındım elimden geldiğince, yarım saatin sonunda ilk bebeğim dünyaya gelmişti. Hissettiğim tüm acıyı unuttum bir anda. Doktor poposuna hafif vurup, ağlamasını sağladı. Çok şükürdü. Oğlumu hemşirelere verip, tekrar bana döndü.

"Dediklerimi bir kez daha tekrarlıyoruz. Derin nefes al." dediklerini yaptım ve son kez kızım için dayandım. Yedi dakikanın ardından o da dünyaya gelmişti.

Şükürler olsun.

Hemşireler bebekleri giydirip, yanıma koydular. "Çok güzel kokuyorlar."
...

Gözlerimi hastane odasında açtım. Odada kimse yoktu. Elimi karnıma götürdüğümde, gelen boşluğu garipsedim. Hızlıca hemşire çağırma butonuna bastım. İki dakikanın ardından bir hemşire girdi odama.

"Merhaba Deniz hanım, nasılsınız?"

"İyyim, çocuklarımı ne zaman görebilirim? Sağlıklılar mı?" Hızlıca sorduğum sorularla gülümsedi. "Evet ikisi de çok sağlıklı, merak etmeyin. Birazdan getireceğim onları. Ama ilk olarak, birkaç saat sonra sizinle yürüme çalışması yapmalıyız." Onu onayladım. İki saat sonra yürümeye çalışmamda yardımcı olmuş ve bana yemek getirmişti. "Şimdi gidiyorum. Bebeklerinizi getireceğim."

"Lütfen hızlı olun." başını sallayıp, odadan çıktı. Saydığım on beşinci dakikada odamın kapısı açıldı. İçeriye iki küçük sedye eşliğinde hemşire girdi. Nefesimi tuttum ve yatakta oturur pozisyona geçtim. "Allah'ım." hemşireye bebeklerimi içeriye getirince, içim huzur doldu. Küçücüklerdi. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı.

"İsterseniz sırtınızı başlığa dayayın, kucağınıza vereyim bebeklerinizi. Öyle daha rahat ve kolay olur sizin için de." onu onaylayıp, hızlıca başlığa yaslandım. İlk önce kızımı verdi kucağıma, sonra da oğlumu koydu diğer koluma. "Çok güzelsiniz siz ama." kendime çekip, kokladım ikisini de. Bu kadar güzel kokmaları normal miydi? Gözlerimden akan yaşları sildim omuzuma. "İsim için karar verdiniz mi?" başımı salladım.

"Evet, Ilgın ve Timur."

"İkisi de birbirinden güzel isimler. Tekrardan tebrik ederim. Bir şey olursa buralardayım." ona teşekkür ettim ve odadan çıktı. Çocuklarımla baş başa kalmıştım. "İyi ki geldiniz annem." hızlıca odamın kapısı açıldı. "Ben geldim!" Emre'nin heyecanla içeriye girmesiyle gülümsedim. Daha üzerinde üniforması duruyordu. Hızlıca içeriye girdi. Ardından da tim, ama içeriye girmeyip kapıda beklediler.

Emre'nin gözlerinin dolduğunu fark ettim. İster istemez benim de dolmuştu gözlerim. "Babamız geldi." yaşlı gözleriyle gülümsedi. "Yanıma otursana." hızlıca oturdu. Bebekleri kucağına bıraktım yavaşça. "Bir şey olmaz değil mi? Ben tutmayı bilmiyorum, al hadi, zarar gelmesin, minicikler baksana." sırayla söylediklerine güldüm. "Bir şey olmaz sevgilim."

Birkaç dakikanın ardından tim içeriye girdi. "Hayırlı olsun abla." teşekkür ettim hepsine teker teker. "İsim ne koydunuz?"

Gülümseyip, bebeklerime baktım. "Ilgın ve Timur." dedim gözyaşları içinde. Emre de nazikçe gözyaşlarımı sildi ve konuştu."Konuştuklarımızı koymuşsun."

"Evet, güzel olacağını düşündüm." gülümsedi. Bebekleri dikkatlice yataklarına yatırdı. "Sen nasıl hissediyorsun bir tanem?" omuz silktim. "Karnımdaki boşluk gidince biraz garipsedim." güldü. "Ayrıca, hala benim karnımdan çıktıklarında inanamıyorum."

"Güzelliklerini nereden aldılar sanıyorsun?" gülümsedim. Kulağıma yaklaşıp, bir şeyler fısıldadı. "Hih, Emre! Ayıp, ayıp!" koluna çok da hızlı olmayan bir dirsek attım. Tim arkadan sırıtınca, onlara da kötü bir bakış atmayı ihmal etmedim. "Operasyon nasıl geçti?"

"Güzeldi. Yakaladık elebaşını. Ha bu arada abinler ve annemler yolda. Haber verdim onlara da." kafamla onayladım. Aslında kimseyi istemiyordum ama işte. "Yalnız olsaydık daha iyi değil miydi?"

"Ben de öyle söyledim ama senin için daha iyi olur dedim. Göreve başlayacaksın, bebekleri nasıl idare edeceğiz?"

"Ne yani işini mi bırak diyorsun?" şiddetle sordum. "Sakin ol, sadece daha mı iyi olur diyecektim." sesimi yükselterek konuştum. "Çok istersen sen kır dizini, otur evde, bak çocuklarına Emre."

Ardından ayağa kalktım ve odanın kapısını açtım. "Herkes dışarıya, bu bir emirdir. İkiletmeyin." hepsi mecburen hızlıca odadan çıktı. Bu burada konuşulacak şey miydi yani?

Üç saat geçince sıkıldım ve ilk önce kızımı kucağıma aldım.

Hemşire önceden nasıl emzirmem gerektiğini göstermişti. Onun dediklerini yaparak kızımı emzirmeye çalıştım. O kadar güzeldi ki anlatamam. Onun karnının doyduğundan emin olunca, gazını çıkardım ve onu bırakıp, oğlumu aldım kucağıma. Onu da emzirip, gazını çıkarınca yatağına geri yatırdım.

Küçükken komşuların bebeklerime baka baka bir şeyler öğrenmiştim, iyi ki de öğrenmişim.

Butona basarak hemşireyi çağırdım. Beş dakika içerisinde gelmişti. "Merhaba, ben bebeklerimi emzirdim, gazlarını da çıkarttım. Yani tahmini ne zaman taburcu olabiliriz?" şaşkınlıkla gülümsedi.

"Deneyimli annesiniz o zaman." güldü, ben de başımı salladım. "Sayılır." gülümsedi.

"Doktor ile konuşayım, eğer uygun görürse bugün çıkabilirsiniz." onu onayladığımda odadan çıktı. Ben de telefonumu alıp, kızlarla olan grubu görüntülü aradım. Sırasıyla açtılar telefonu. "Ablaaa! Çok özledim ya! Ne yapıyorsun?"

"Kızlar size bir şey göstereceğim ama sakin olun."

"Tamam abla da, ne oldu?" telefon kamerasını bebeklerime çevirdim. "Hihh! Abla! Hayal mi görüyorum?"

"Doğum mu yaptın?!" kafamı salladım. "Evet."

"İsimlerini ne koydunuz?"

"Ilgın ve Timur."

"Ayy ne kadar güzeller!"

"Buraya gelmeniz gereken konular var."

"Hemen bilet bakıyorum." beş dakikanın ardından, hemşire geri gelince kızlara döndüm. "Kızlar öpüyorum sizi, hemşire geldi. Sonra konuşuruz."

"Görüşürüz abla, dikkat et yeğenlerime." gülüp, aramayı sonlandırdım. Ben telefonu kapatınca, hemşire konuşmaya başladı.

"Doktor ile konuştum. Gün içersinde çıkış yapabileceğinizi söyledi." ben de gülümsedim. "Çok sevindim şu an, teşekkürler."

Bana bebekler hakkında birkaç şey anlattıktan sonra, çıkış işlemlerimi halletmek için odadan ayrıldı. Ben de Serdar'dan, arabadan getirmesini istediğim pusetleri alıp, bebeklerimi dikkatlice içlerine yerleştirdim. Tabii bu sırada bol bol koklayıp, öpmeyi de ihmal etmedim.
...

Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir.

İlerleyen bölümlerde görüşmek dileğiyle.

Sağlıkla kalın.

EMRET KOMUTANIM! (KİTAP OLDU!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin