4.9

2.2K 135 13
                                    

Bölüm 49

"Anlattığım gibi komutanım. Siz ne düşünüyorsunuz?"

"İyi yapmışsın kızım. Yürürlüğe girmesi için belgeleri bizzat ben hazırlayacağım. Böyle bir hareketi yapanın, bu karargahta yeri yok." bana destek çıkmasıyla gülümsedim. "Sağ olun komutanım. Validen haber var mı?"

"Evet, yola çıkmışlar. Genel kurmay da geliyor. Biliyorsun, benim emekli olmamla başa sen geçeceksin hayırlısıyla."

"Biliyorum komutanım, sağ olun. İzninizle ben gideyim, çocuklara bir bakayım eksik bir şey var mı diye. Ziyaretçileri de alalım içeriye, yirmi dakika kaldı."

"İyi bakalım güzel kızım. Hadi git." sıcak bir tebessüm etti. "Tekrar sağ ol baba." selam verdim ve odadan çıktım. Odadan çıkar çıkmaz emir yağdırmaya başlamıştım bile. "Hayri, alın oğlum içeriye misafirleri. Fehmi, sen de timi topla on dakikaya çardakta olun."

"Emredersiniz komutanım!" onlar toplanana kadar etrafa son bir göz attım. Her şeyin hazır olduğundan emin olunca hızlıca odama geçtim ve aynadan kendime son bir kere baktım. Tören üniformamı çok seviyordum. Ayrı bir havası vardı. Gülümseyip, masamın üzerine beremi aldım ve başıma taktım. İşte şimdi daha güzel olmuştu. Üzerime de bir çekidüzen verip, odadan çıkacaktım ki kapım çaldı. İçeriye beyaz, lacivert ve haki renkli üniformalarını giymiş kızlar girdi. "Kızlarım, çok güzel olmuşsunuz."

"Sen de öyle ablamm. Hayırlı olsun."

"Hayırlı olsun ablacım. Sonuna kadar hak ediyorsun."

"Sağ olun kızlarım. Ha bu arada her şey tamam mı?"

"Tamam abla, hiç merak etme sen. Biz kontrol ettik her şeyi."

"Teşekkür ederim, siz olmasanız ne yapardım valla. Her neyse, hadi çıkalım gelir başkanlar şimdi. Ondan önce timle konuşacağım." onlar beni onaylayınca, beraber odadan çıktık. Ben hızlıca çardağa geçtim. Kızlar da tören salonuna geçmişti. "Dikkat!"

"Rahat aslanlarım." tek sıra halinde karşıma dizilmiş timime baktım. Hepsi jilet gibi olmuşlardı. Ee tabii kimin timiydi yani. Her birine gururla baktım. Başlarındaki berenin hakkını veriyorlardı aslanlarım. "Sizi böyle görünce gururlanıyorum. Hepiniz jilet gibi olmuşsunuz. Bugün hepiniz rütbe atlayacaksınız, sizi tebrik ederim. Rütbelerinizin hakkını veriyorsunuz, bundan sonra da vereceğinize olan inancım tam. Tabii ki bu sırada ben yanınızda olurum, olamam orası belirsiz. Bu sırada Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ilerleyeceksiniz. Anlaşıldı mı?!"

"Emredersiniz komutanım!"

"Aslanlarım benim." hepsiyle teker teker sarıldık. Ardından onlar içeriye geçerken ben, albay ve bizden sonra en yüksek rütbeli olan Emre kapıda vali ve genelkurmay başkanını bekliyorduk. Girişte siyah askeri araçlar görününce merdivenlerden indik. Araba durdu ve şoför koltuğundan bir asker inip, kapıları açtı. İlk önce genelkurmay başkanı, ardından da vali indi. "Hakkari Yüksekova karargahı, alay komutanı Albay Mehmet Akif Yurdakul. Ziyaretiniz şeref vermiştir komutanım."

"Merhaba albay, o şeref bize aittir." başkan bize dönünce hızlıca tekmil verdik. "Hakkari Yüksekova karargahı, tabur komutanı Binbaşı Deniz Ateş. Hoş geldiniz komutanım."

"Hakkari Yüksekova karargahı, bölük komutanı Yüzbaşı Emre Acar. Hoş geldiniz komutanım."

"Hoş bulduk asker. Binbaşı namınızı çok duydum, tebrik ediyorum. Aynı zamanda Yüzbaşı sizin de görevde yaralandığınızı duydum. Geçmiş olsun."

"Sağ ol!" daha fazla konuşmadan konferans salonuna geçtik. Aileler ve askerler adeta bir inci gibi oturuyorlardı şu anda. Herkesin yüzü mutluluktan parlıyordu. Genelkurmay başkanı kürsüye çıkınca saygı duruşu ve ardından İstiklâl Marşı okundu.

''Ülkemizin farklı noktalarında görev yaptınız, bundan sonra da yapacaksınız. Taşıdığınız sorumluluk bilinci de, bunun yansıması da sizin sahip olduğunuz rütbelerdir. Ülkemizin ve milletimizin birliğini, dirliğini ve beraberliğini sağlama noktasında özveriyle hizmet ediyoruz ve bundan sonra da hizmet edeceğiz. Aldığınız rütbelerin çalışma şevkinizi, moral ve motivasyonunuzu artırmasını diliyorum.'' boğazını temizleyip, devam etti başkan.

''Kazanılan her rütbe, sarf edilen emek ve çabaların bir mükafatı olmakla birlikte aynı zamanda sorumlulukların ve beklentilerin de arttığını gösteren bir işarettir. Sorumluluğun bilincinde olarak, birliğinizi daha yüksek seviyelere taşıyacağınız olan inancım tamdır. Şüphesiz ki, kazanılan her rütbede Özel Kuvvetler ailesinin bir ferdi olarak sizlerin sabrı, desteği ve fedakarlığınızın büyük rolü ve önemi var. Tekrardan her birinizi canı gönülden tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum."

Sırasıyla albay, ben ve Emre sahneye çıktık. Yeminlerimizi ettikten sonra general rütbelerimizi taktı. Ardından diğer askerler çıktı ve sırasıyla vali, genelkurmay başkanı, albay ve ben rütbelerini taktık. "Tebrik ederim çocuklar." albayın sesi gururla yankılandı salonda. "Sağ ol." aslanlarım benim.

Tam kürsüden inecektim ki Genelkurmay başkanı beni yanına çağırdı. Oldukça şaşırarak yanına gittim. "Emredin komutanım!"

"Kelepçeleyin!"
...

Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir.

İlerleyen bölümlerde görüşmek dileğiyle.

Sağlıkla kalın.

EMRET KOMUTANIM! (KİTAP OLDU!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin