5.9

2K 122 20
                                    

Bölüm 59

"Ben yardım edeyim abla sana."

"Aaa olur mu öyle? Otur bakayım oturduğun yere. Hamile hamile iş mi yapacaksın?" Emel ablanın beni bir güzel fırçalamasıyla, hızlıca bahçeye geçtim. Salıncak gözüme çok güzel göründüğü için gidip, oturdum. Emre de bahçeye çıkınca, gözleri bahçede dolandı.

Beni görünce gülümsedi ve yanıma geldi. "Güzel karım benim." yanıma oturdu. Beni kendine çekip, sarıldı. Ben de kafamı omzuna yasladım.

"Abimler yola çıkmışlar."

"Biliyorum, babam söyledi. Mangalı yakmaya gitti." gülümsedim. "Annenler çok iyiler." kafasını salladı. "Öyleler." tam geriye uzanmıştım ki karnıma bir ağrı saplandı. Hızla elimi karnıma götürdüm. Bir yandan da Emre'nin kolunu tuttum. "Deniz, iyi misin?!" telaşla bana döndü. "Karnıma bir ağrı saplandı ama geçti. Şu an iyiyim." hızla ayağa kalktı. "Hastaneye gidelim." onu kolundan tutup, oturttum. "Doktor böyle şeylerin olabileceğini söyledi."

"Ne yapman gerektiğini söyledi mi?"

"Uzan ve ayaklarının altına yastık koy dedi." bunu söylemeye kalmadan, hızlıca kucağına aldı beni. Eve girip, üst kata çıktık. Burada Emre'nin odası vardı. Odaya girdik ve beni yatağa yatırdı. Hemen ayaklarımın altına yastık koydu. "Rahat mısın?" yatağa sinen kokusuyla anında mayıştım. "Hıhı. Biraz uyusam iyi olur." gülümsedi. "Uyu yavrum."

"Abimler gelince uyandır ama."

"Tamam." alnıma bir öpücük kondurup, odadan çıktı. Ben de onun kokusuyla uykuya daldım.
...

Uyandığımda hava kararmaya başlamıştı. Gözlerimi ovuşturup, yataktan kalktım. Karnımdaki ağrı gitmişti. Temkinli adımlarla aşağıya indim. Bahçeye çıktığımda herkes gelmişti. Beni ilk fark eden yengem oldu. Allah'ım bu kadın cin gibiydi maşallah. Kucağında Bulut ile beraber yanıma geldi. "Hayaa!" Bulut'un sesiyle bana döndüler. Emre hemen yanıma geldi. "Uyusaydın güzelim."

"Kendiliğinden uyandım, hani sen uyandıracaktın beni?" yengem atıldı hemen. "Daha yeni geldik bir tanem. Hemen şey yapma çocuğa." gülümsedim. "İyi öyle olsun madem." yere bıraktığı Bulut, hemen bacağıma sarıldı. Eğilip, ben de ona sarıldım. "Hanimiş halasının süper kahramanı?"

"Burdayımm! Haya ben seni çok özledim ya." konuşması düzelmişti ama hala bana 'haya' demekten vazgeçmemişti. "Ben de seni çok özledim bebeğim. Hem sana bir sır vereceğim, yaklaş bakayım." merakla yaklaşınca gülümsedim. Kulağına yaklaşıp, bir şeyler fısıldadım.

"Nasıl yani, iki tane arkadaşım mı olacak? Hem de onlar senin karnında mı?" kafamı salladım. Şaşkınlıkla elini ağzına kapattı.

"Hihh! Yaşasın! Canım halam benim için arkadaş almış. Hem de iki tane!" kahkaha attım. Hemen babasına koşup, kulağına fısıldadı. Gökhan abim de kahkaha atınca daha çok güldüm. Bu sırada Emre'nin yanına gittim. "Nasıl oldun sevgilim, ağrın var mı hala?"

Kafamı iki yana salladım. "Yok hayatım, teşekkür ederim." boynuma bir buse kondurdu. "Acıktın mı? Senin için tabak hazırlayabilirim."

"Biraz daha bekleyebilirim. Hep beraber yiyelim." beni onaylayınca, gülümsedim.

Yaklaşık yarım saatin sonunda Gökmen abi herkese hitaben konuştu. "Evett, yemekler hazır. Hadi herkes sofraya!" Hepimiz sırayla sofraya oturduk. Benim bir yanıma Toprak abim, bir yanıma da Emre oturdu.

Herkes oturunca Gökmen abi ve Emel abla yemek servisi yapmaya başladılar. Ne kadar onlara yardım edeyim desem de, daha konuşmadan Emel abla beni yerime oturtmuştu.

Bu sırada hazırladığı ilk tabağı benim önüme koyup, yemeğe başlamam için korkutucu bakışlar attı. İster komando ol, ister bordo bereli, karşında bir anne olunca fıs kalıyordun. Bunun en iyi örneğini annemden biliyordum.

Tabii o da bordo bereliydi ama, neyse.

Herkes yemeğini alınca, Emel abla "afiyet olsun" dedi ve hep birlikte yemek yemeğe başladık. Arada hoş sohbetler dönüyor, birlikte gülüyorduk.

Masadaki insanlarda bakışlarımı dolaştırdım ve anında gözlerim doldu. Kocaman bir aile olmuştuk biz. Ağladığımı ilk Emre fark etti. "Bebeğim, niye ağlıyorsun?" herkesin dikkati bana çekilmişti. "Duygulandım."

Toprak abim kahkaha atınca, ona dirsek attım. "Abi ya!"

"Kızım sen de hemen sulu göz oldun." omuz silktim. "Toprak, deme kızıma öyle! Üç can taşıyor bak o!" Emel abla, abimi fırçalayınca, abim teslim oldum der gibi, iki elini havaya kaldırdı. "Güzel kızım benim, kıyamam ben sana." Emel abla öpücük atınca gülümsedim. "Teşekkür ederim abla."

Ardından olaysız bir şekilde yemeğimizi yedik. Üç saatin sonunda artık kalkma vakti gelmişti. Herkesle vedalaşıp, yazlığa geçtik.

Çok güzel bir akşam olmuştu. Sevdiğim tüm herkesi yan yana görmek beni hem çok mutlu etmiş, hem de duygulandırmıştı.

Yazlığa girince, kapıda ayakkabılarımı çıkartmak için eğildim. "Sen eğilme, ben çıkartırım."

"Gerek yok bir tanem, sen yorulma. Ben çıkartırım."

"Ne yorulması, bir ayakkabı çıkarınca mı yorulacağım?" eğilip, ayakkabılarımı çıkartmamda yardımcı oldu. Sonra beni kucağına aldı. "Ay Emre!" güldü. "Söyle sevgilim."

"Kucağına almana gerek var mıydı? Belin ağrıyacak. Hadi indir beni." kafasını iki yana salladı ve beni salondaki koltuğa bıraktı. "Film izleyelim mi?" kafamı 'olur' anlamında salladım. Bana kumandayı uzattı. "Sen film seç, ben geliyorum."

"Tamam." filmi seçip, onu beklemeye başladım. Pijamalarımı giymek aklıma gelince, hızlıca üzerimi değiştirip geldim. Altıma bir şort, üzerime de bir tişört giydim. Aşağıya indiğimde Emre koltuğu oturmuş beni bekliyordu. "Üzerimi değiştireyim dedim."

"İyi yaptın bir tanem. Hadi gel." yanına gidip, uzandım. O da mısır patlatmış ve ikimize de meyve suyu koymuştu. "Gönül isterdi bira içelim ama hamile olunca bu kadar oluyor." kahkaha attım. "Sen içseydin ya hayatım. Benim yüzümden sevdiğin şeylerden alıkoyma kendini."

Yanağıma öpücük kondurdu. "Olmaz öyle. Karıma destek olmak için yapıyorum hem, istediğim için." gülümsedim. "Tamam öyle olsun." o da gülümsedi.

"Film seçtin mi?"

"Hıhı, Marvel'ın eski filmlerinden izleyelim mi?"

"Olur, hangisini istersen aç bebeğim." kumandayı alıp, 'Kahramanların Savaşı' filmini açtım. Yaklaşık yirmi kere izlenmişimdir bu filmi. En sevdiğim filmlerden olabilir.
...

"Ya sevgilim, Bucky'i mi kıskandın?" omuz silkince kahkaha attım. "Emre ya." yanağına öpücük kondurdum. Tepki vermeyince daha da gülme tuttu. "Sen istedin bunu." hızlıca kucağına oturdum. "Bence artık yatma vakti geldi." beni de kucaklayıp, ayağa kalktı. Üst kata çıktık, sırtım yatakla buluştuğunda konuştu. "Şimdi görürsün Bucky'i." kahkaha attığımda üzerime eğildi ve dudaklarıma kapandı.

Hızlıca pijamalarımdan kurtuldu. Ben de aynısını ona yaptım.
...

Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir.

İlerleyen bölümlerde görüşmek dileğiyle.

Sağlıkla kalın.

EMRET KOMUTANIM! (KİTAP OLDU!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin