- 18 -

279 15 12
                                    

Akşam olmuştu ve ben hazırlanmıştım bile.

Akşam olmuştu ve ben hazırlanmıştım bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İrem odaya girince kapıya doğru baktım.
İrem: Çıkıyoruz!
Beyza: Tamam geldim!
Hemen kalkıp çantamı aldım ve aşağı indim.
Ahmet: Ooo beyza hanım, çok güzel olmuşsunuz.
Ahmet yanıma gelip Kolunu omuzuma attı.
Beyza: Çok teşekkür ederim, Ahmet bey.
Emirhan: Çek patilerini!
Emirhan Ahmetin kolunu omuzumdan aşağı indirip kendi kolunu attı omuzuma.
Babamın geldiğini görünce hemen kendimi Emirhanın kollarından ayırıp, biraz arkasına geçtim.
B.B:. Hazırsanız çıkalım o zaman.
Beyza: Hazırız babam.
Babamın koluna girip evden çıktık ve araba ile rezerve ettiğimiz restoranda gittik.

Varmıştık ve resmen koskocaman restorantta sadece biz vardık.
Masamız upuzunda ve herkes eşiyle ve sevgilisiyle karşı karşıya oturuyorlardı.
Ve bilin bakalım kim benim karşımda oturuyor.
Tabiki Emir.
Başka kim olacaktı.
Sadece dikkatimi çeken Emirhanın elindeki telefondu.
Sabahtan beri birileriyle mesajlaşıyordu ve arada gülüyordu.
Karın ağrım bir kız olduğunu söylüyordu ama ben buna aldırış etmedim.
Kesin arkadaşı ile saçma sapan şeyler yazıyordu.
Ayrıca aramız çok iyi, neden başka bir kızla yazışsın ki?
O beni seviyor!
Masanın altından ayağım ile Emirhanı  tekmeledim.
Emirhan: Napıyon aq?
Beyza: İyiyim sen napıyon?
Emirhan: Hiç, seni düşünüyorum.
Beyza: Yalan atma! Kiminle mesajlaşıyorsun?
Emirhan: Şey ya, benim eski bir arkadaş.
Beyza: Anladım. Emirhan, sana bir şey söyleyeyim mi?
Emirhan: Söyle.
Beyza: Bir şey.
Ben kıkırdarken Emirhan ağzını yamultup benim hareketimi yaptı.
Beyza: Çarpılcan şimdi.
Kıkırdamam artmıştı.
Emirhan'da gülmeye başladı.
Garson gelince ciddileştim.
Garson bizim yaşlarımızda çok yakışıklı biriydi.
Garson: Buda galiba senin için.
Önüme koyduğu tabağa bakıp çok memnun bir şekilde kafamı onaylarcasına salladım.
Garson:,,Damak tadını biliyorsun." dedi.
Ben ise sadece gülümsedim.
Garson gittikten sonra Emirhan bana mimiksiz bir şekilde bakıyordu.
Emirhan: Döverim ben bunu!
Beyza: Boş ver, çok açım!
Emirhan: Ben ne diyorum, sen ne diyorsun.
Beyza: Drama çekecek modumda değilim!
Hemen yemeğe başladım.
Emirhan bana "inanamıyorum" dercesine baktı.
Hoşuma gitmişti kıskanması ama çok açtım.
Belkide az önceki karın ağrım aç olduğum içindi. hehe.

Yemeğimizi bitirip tatlıda söylemiştik.
Yine aynı garson gelip bana künefemi verdi.
Garson: Prenses yine doğru bir seçim yapmış.
Garson bunu dedikten sonra göz kırpıp gitti.
Emirhan sandalyesinden kalkıp arkasından bağırdı ama duymamıştı.
Emirhan: Lan!
Bizimkiler Emirhan'a bakınca Reckol hemen olaya bir el attı.
Reckol: Hadi kardeşim, dışarıya çıkalım.
İrem ve ben hemen onların arkasından çıktık.
Bizim arkamızdanda Ahmet ve Deha çıktı.
Beyza: Noluyor?
Emirhan: Ne noluyor? Piç sana yavşıyor ve sen bunu önemsemiyorsun!
Beyza: Neyini önemseyeyim? Adı üstünde Garson, bugünden sonra zaten görmeyeceğim! Neyin kafası bu?
Emirhan: Lan, yavşıyor diyorum yavşak adam! Sende görmezden geliyorsun!
Emirhan sinirle restoranda girecekken ben durdum, hedefi tabiki belliydi.
Garsonu dövecekti.
Kendimi onun yerine koymaya çalıştım.
Tepkisi normal di, sonuçta Ankara'da bende böyle bir tepki göstermiştim o kız Emirhan ile flörtleşmeye çalıştığında.
Beyza: Emirhan, bu akşamı lütfen batırma! Benim hatırım için.
Emirhan dişlerini sıkarak yukarıya baktı.
Onun şu an ihtiyacı olan bendim.
Ona sarıldım.
Oda bana tabiki.
Emirhanın boynunu öptükten sonra gözlerine baktım.
Beyza: Sakinleştiysen içeriye girelim.
Emirhan kafasını sallayınca içeriye girdik.

Masaya oturduk ve keyfimiz zaten hemen yerine gelmişti.
Masada gülme kesilmiyordu.
Çok özlemiştim.
Aynı eski günlerdeki gibiydi.
Özbey abi şaka yapıyordu ve bizde gülüyorduk.
Ve tabi babamızın en klasik konusu "Ekonomi" .
Onları tartışırken izlemek çok keyif vericiydi.
Bizim genç gurubu zaten ayrı bir kafadaydı.

Annelerimiz bizim kızların çeyizini yapma peşindeydiler.
Emirhan: B.A. hani böyle lifler örüyorsunuz ya, böyle karı ve kocamın adlarını üstüne dikiyorsunuz.
B.A.: Nasılda iyi biliyor oğlum, evet nolmuş o liflere.
Emirhan: He işte o liflerden eğer beyza için yaparsanız lütfen Beyza ve Emirhan dikin üstüne.
Annem ve Emirhanın Annesi gülerken, Emirhanın ayağına masanın altından basıyordum.
Kıpkırmızı olduğumdan çok emindim.
Emirhan ise sadece bana bakarak gülüyordu ve piç bakışları atıyordu.
Bu sefer İrem ve Reckolde gülmeye başladılar.
Beyza: İ.A. İreminkinide İrem ve Reçel dikin nolur.
Bu sefer herkes daha sesli gülmeye başlamıştı.
İrem kıpkırmızı olmuştu ve ellerini yüzüne koymuştu.
Tabi arada bir dirseği ile koluma vuruyordu.
Reckolde İrem'e bakıyordu gülümseyerek.

Akşamımız böyle keyifli geçmişti.
Tatlılarımızı bitirip eve gitmeye karar verdik.


____________________________________
Aslında şuan ki durumda yeni bölüm yazmak hiç içimden gelmiyor ama isteyenler olduğu için, onları kırmak istemedim.
Türkiye'deki olay yüreğimi sızlatıyor.
Almanya'da yaşadığım için bağışdan hariç hiç bir şey yapamıyorum maalesef.
Pazartesi günü 9 yardım poşeti Türkiyeye gönderdik ve umarım ihtiyacı olanların eline hemen ulaşır.
Keşke elimden daha fazlası gelse ama olmuyor.
Kalbim ve dualarım onlarla.
Umarım ölü sayısı çıkmadan herkes en kısa zamanda enkaz altından sağ salim çıkar.
Ölenlere Allahtan rahmet, yaralılarada acil şifa diliyorum.❤️🙏🏼

Imkansız Aşk- EMİRHAN ÇAKALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin