- 39 -

244 15 15
                                    

Ahmetin odasına birden daldım.
Yanlıştı, ama şu an zerre umrumda değildi.
Ahmet duştan çıkmış olacak ki saçları ıslaktı.
Altında pijaması vardı ama üstü çıplaktı.
Aynanın önünde kaşını siliyordu.
Aynadan bana baktı.
Yanına gittim ve elindeki merhemli peçeteyi aldım.
Beyza: Otur, ben yaparım.
Ahmet: Gerek yo-
Beyza: İtiraz etme.

Ahmet yatağına oturdu ve bende ilk yardım çantasından yara bandı ve merhem aldım.
Yanına oturup hem kaşındaki hemde dudağındaki yarasına baktım.
Kaşını merhemlediği için direkt yara bandı yapıştırdım oraya.
Sonra dudağına hafif hareketlerle merhemli peçeteyi sürdüm.
Değdirdiğim an küçük bir inilti çıktı ağzından.
Beyza: Özür dilerim, niye yaptın bunu?
Ahmet hiç bir şey demiyordu.
Durup ona baktım.
Beyza: Bir cevap bekliyorum.
Ahmet: Yapmasaydım kim bilir neyapacaktı şerefsiz!
Beyza: Sakin ol ilk önce, beni korumak sana düşmez ama.
Ahmet: Neden?! Ben sevdiğim insanı koruyamazmıyım?
Beyza: Korursun ama-
Ahmet: Ama ne beyza? Ben sevgimi daha nekadar belli edebilirim?!
Beyza: Ahmet o öyle olmuyor. Kaç yıllık kardeşimsin, hemen seni sevmemi bekleyemezsin.
Ahmet: Anladım.
Tam dudağındaki işleme devam edecekken elimi ittirdi ve yüzünü çevirdi.
Beyza: Noldu?
Ahmet: Çıkarmısın?

Gözlerimi daha çok açıp ahmete baktım.
Ciddi olduğunu anlayınca kafamı sallayıp kalktım ve elimdekileri masanın üstüne bıraktım sonrada odadan çıktım.

Aralıkta İremi gördüm.
Belliki odasına çıkıyordu.
İrem: Ne diyor?
Beyza: Yaralarını temizlerken elimi itip yüzünü çevirdi sonrada odasından çıkmamı istedi.
İrem: Kırgın sana.
Beyza: Ben daha neyapabilirim irem? Gücüm kalmadı hiç bir şeye.
İrem: Biliyorum gülüm ama bence şimdi hepinize biraz zaman lazım.
Beyza: Haklısın.
İrem: Şimdi yatalım, yarın bir çözüm buluruz.
Beyza: İyi geceler canım.
İrem: Sanada bitanem.

Odama girip pijamalarımı giydim ve makyajımı silip yatağıma uzandım.
Telefonumu alıp snapchatte girdim.
Emirhanla olan eski anılarımız çıktı karşıma.
Her nekadar ona karşı nefret dolu olmamda, yıllarımı geçirmiştim onunla.
Ağlıyordum.
Ama o zamanlar çok mutlu olduğumu gördüğüm için.
Onu özlediğim için değil.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

Sabah olmuştu bile.
Yorgun bir şekilde yatağımdan kalktım ve soğuk bir duş aldım.
Üstümü giyindim ve aşağı indim.
Saçımı tarayacak gücüm bile yoktu.
Beyza: Günaydın.
İrem: Günaydın aşkım.
Reckol: Bana mı dedin?
Beyza: Yo, bana dedi!
Reckol: Hadi ordan.
Recoya orta parmağımı gösterip irem'e sarıldım.
Özbey abi: Günaydın prenses.
Beyza: Günaydın abim, şey biri saçımı tarayabilirmi lütfen.
İrem kahvaltı hazırladığı için müsait değildi.
İrem: Maalesef-
İrem merdivenlere bakıp lafına devam etti.
İrem: - ama Ahmet tarayabilir, dimi ahmet?
Reckol: Tabi ya!
Ahmet "ne" dermiş gibi bakıyordu.
Elimdeki tarağı ona gösterdim ve kedi gibi baktım.
Ahmet gözlerini devirip elimdeki tarağı aldı ve odama çıktık.
Yatağıma oturdum ve ahmetinde oturmasını bekledim.
Ahmet oturup yavaş yavaş saçlarımı taramaya başladı.
Bir kaç dakika sonra saçlarımın hepsini taramıştı.
Bu sürede bir kelime bile konuşmadık.
Ahmet: Örgü?
Beyza: Lütfen.
Ahmet çok nazikçe saçlarımı ördü.
Tokalayıp ahmete döndüm.
Kendisi tam kalkacakken elinden tutup ger oturmasını sağladım.
Beyza: Ahmet ben-
Ahmet: Şu an değil.
Kendisi kalktı ve odamdan çıktı.
İrem haklı, biraz zamana ihtiyacımız vardı galiba.
Ama ahmetin az önce yaptığı aklıma takılmıştı.

Aşağı indiğimde Emirhan dahil herkes sofraya oturmuştu.
Bende sofraya oturup çayımdan bir yudum aldım.
Beyza: Bugün bir şeyler mi yapsak.
İrem: Evet ya, yapalım.
Reckol: Olur.
Ahmet: Ben yokum.
Beyza: Hadi ya, bu masada oturan herkes gelmek zorunda!
Emirhan: İstemez.
Özbey abi: Lan sikerim bu sefer sizi! Kız şurda aranızı düzeltmek istiyor, siz ters yapıyorsunuz.
Özbey abinin dediklerinden sonra sustum ve bir şey demedim.
Deha: Doğru, iki inatçı keçi gibi davranıyorsunuz.
Reckol: Hayır yani, hem kızı seviyorsunuz hemde kırıyorsunuz.
Kuty: Haklı!
İrem: Biraz Beyzanın çaba gösterdiği gibi sizde gösterseniz ne olur acaba?
Kim Beyzanın yerinde olsa çoktan ümidi kesmişti, ama siz beyza'yı her nekadar kırsanızda kız hala ikinizin arasını düzeltmeye çalışıyor.
İkisinden hiç bir çıt çıkmayınca derin bir nefes alıp verdim.
Beyza: Afiyet olsun!

Masadan sinirli bir şekilde kalkıp odama çıktım.
Telefonuma mesaj gelince elime alıp baktım.
Efe yazmıştı.

Efe paşa

Beyza?
12:38

Efendim efe
12:45

Dün bir olay oldu,
iyimisin sen?
12:47

Yani
12:48

İstersen konuşabiliriz
12:49

Çok teşekkür ederim,
ama şu an gerçekten
yalnız kalkmak istiyorum
12:49

Sorun değil,
her zaman yazabilirsin
12:50

Efe, iyiki varsın
12:51

Sende iyiki varsın
prenses❤️
12:51

💕
12:52

Efeye yazdıktan sonra telefonumu bir kenarıya koyup çalışma masama oturdum.
Şarkı sözleri yazmaya başladım.
Kafamı anca böyle dağıtabilirdim.

Allah bilir kaç saat orda oturmuştum.
Kafamı kaldırınca havanın nerdeyse karanlık olduğunu gördüm.
Kapımı kilitlemiştim, rahatsız edilmemek için.
Aşağı indim ve kendime bir redbull çıkarttım.
İrem: Beyzoş? Napıyon gülüm.
Beyza: Hiç, ölmemek için direniyorum.
İremin boynuma attığı şaplak yüzümü buruşturmama sebep oldu.
İrem: Deme öyle, oyarım seni!
Beyza: Tamam lo sakin.
İrem: Napıyon sen sabahtan beri odanda.
Beyza: Hiç.
İrem: Tabii, neyse çıkar kokusu yakında.
Beyza: Hıhı.
Tam yukarıya çıkacakken Emirhan önüme dikildi.
Beyza: Ya sikerim, çekilsene önümden.
Emirhan: Çekilmezsem ne olur?
Beyza: Ezerim.
Emirhan: Ezsene Allah'ın aşkına.


____________________________________
Vote atmayı unutmayınn
Yorumlara düşüncelerinizi yazabilirsinizz<33

Imkansız Aşk- EMİRHAN ÇAKALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin