- 46 -

121 9 5
                                    

İrem: Hellou- lan, sen ağlıyon mu?
Beyza: İrem-
Daha sözümü bitirmeden yine ağlamaya başlamıştım.
İrem: Kuzum benim noldu, anlat.
Beyza: İrem kendimden nefret ediyorum.
İrem: Malmısın kızım ne alaka, anlat niye ağlıyorsun, ahmet mi bir bok yaptı?
Beyza: Hayır hayır, ahmet her şeyi doğru yapıyor, ben her şeyi mahvettim, her şey benim yüzümden!
İrem: Beyza ne olduğunu anlatırmısın.
Beyza: İrem, her şey çok iyi gidiyordu, ahmet'le baya yakınlaşmıştık.
İrem: Eeee?
Beyza: Dün gece emirhan aradı beni.
İrem: Ne??
Beyza: Bende lavaboya gittim ve açıp açmamakla kararsız kaldım ama sonra önemli bir şey olmuştur diye düşündüm ve açtım telefonu.
İrem: Sonra?
Beyza: Emirhan beni çok özlediğini, beraber olmamızı istediğini söyledi, sesi baya kötü geliyordu.
İrem: İnanamıyorum.
Beyza: Bensiz yaşayamadığını, asla kendinde olmadığını, her gün içtiğini, yapamadığını, yaşamak istemediğini, bana ihtiyacı olduğunu, bana hasret kaldığını ve bunlar gibi bir çok şey söyledi.
Ben kararsız olduğumu söyleyince lafımı bölüp bizi rahatsız ettiği için özür diledi ve kapattı telefonu.
Ben biraz daha kaldım orda çünkü şok olmuştum.
Çıktığımda ahmet bıraktığım gibi uyuyordu.
İrem: Anladım da, sen neden ağlıyorsun?
Beyza: Ona gelcem şimdi, bugün ki attığım posta emirhan bana yavaşmış.
İrem: Yavşak emirhan.
Beyza: Ahmet'te bunu gördü ve bana hesap sormaya başladı.
Bende konuyu geçiştirmeye çalıştım, çünkü olay büyüsün istemiyordum.
Ahmet üsteledi sileceğine beğenmişsin diye, e haliyle benimde inatçılığım tuttu.
Sonra ahmet'e abarttığını söyledim.
Ahmette " Abarttığım falan yok, eğer gerçekten umrunda olsaydım, tek başımıza geçirdiğimiz tatilde gece emirhanla konuşmazdın!"
Dedi ve odadan çıktı.
İrem: Oha beyza, çok kötü olmuş. Böyle olmasını istemezdim.
Kıyamam sana ağlama canım benim, her şey yoluna girecek.
Emirhanı gerçekten tebrik ediyorum çocuk sanki reglmış gibi hisslerini değiştiriyor.
Ve ahmet'e gelirsek, çok geçmeden gelecek aşkım dert etme, ahmet asla seni yalnız bırakmaz güven bana.
Ayrıca ağlama artık elbet bir gün doğru yolu gösterecek zaman.
Beyza: İyiki varsın irem.
İrem: Sende iyiki varsın canım benim, şimdi kapatalım telefonu sen biraz kafana dinle.
Bişey olursa ara beni.
Beyza: Teşekkür ederim her şey için.
İrem: Çokça öptüm.

Telefonu kapattıktan sonra yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.
Derin nefes alıp veriyordum.

Telefonun çalmasıyla sıçradım.
Uykuya dalmışım.
Ahmetin aradığını ummuştum ama ekrana bakınca Özbey abinin aradığını gördüm.
Ayrıca Reckolden 13 , İrem'den 44 ve Özbey abiden 9 arama daha olduğunu gördüm.
Biraz korkarak telefonu açtım.
Özbey: Beyza?!!
Beyza: Özbey abi? Noldu?
Özbey: Kızım, ahmeti arıyoruz telefonu kapalı, seni arıyoruz cevap vermiyorsun!
Beyza: Abi, ahmet dışarda, bende uyuya kalmışım da, senin sesin neden tedirgin geliyor? Bir şey mi oldu?
Özbey: Beyza, ahmet'le hemen bi uçağa binip gelmeniz lazım. Acil!
Beyza: Ne? Neden abi ne oldu?!
Özbey: Beyza, dediğimi yap. Hemen ilk uçakla buraya gelin! Buraya gelince öğrenmeniz sizin için daha iyi olacaktır!
Beyza: Abi-

Tam bir şey diyecekken özbey abi kapatmıştı telefonu. Neler oluyordu?
Hemen iremi aradım.
İrem: Alo?
Beyza: İrem, neler oluyor?!
İrem: Beyza, bunu böyle söylemek pek iyi olmayacak.
Beyza: Olum taşşak mı geçiyonuz? Ne olduğunu söylesene?!
İrem: Buraya gelip öyle öğrenmen daha doğru. Ahmet geldimi?
Beyza: Off, hayır gelmedi ama hemen onu bulup özbey abinin dediği gibi ilk uçakla geleceğiz.
İrem: Tamam, dikkat edin.
Beyza: İrem, lütfen, bari kötü bir şey olmadığını söyle. İçim içimi yiyor.
İrem: Beyza, söylememek en iyisi çünkü eğer söylersek yıkılırsın ve inan bunu kimse istemiyor. İyi bakın kendinize ve dikkat edin.

Bu ne demekti?
Ne olmuştu?
Umarım kötü bir şey olmamıştı.
Deha, reckol hatta emirhanı bile arayacaktım ama onlarında neler olduğunu söylemeyeceklerini çok iyi biliyordum.
Hemen ayağa kalkıp ahmeti aramaya çıktım.
Otelin lobbysine indim.
Eyfel kulesine bakan balkona gittim ve ahmeti gördüm.
Oturmuştu ve manzarayı seyrediyordu.
Yavaş yavaş yaklaştım.
Beyza: Ahmet?
Ahmet: Ne var?
Beyza: Biliyorum kızgınsın bana ama lütfen dinle beni.
Ahmet bana döndükten sonra devam ettim.
Beyza: Özbey abi aradı, sana ulaşamamış. Sesi baya tedirgin geliyordu. Hemen ilk uçakla onların yanına gitmemizi söyledi.
Israr ettim ne olduğunu söylemesi için ama nafile.
Sonra iremi aradım.
Oda aynısını dedi, ama kötü bir şey olduğundan adım kadar eminim çünkü irem oraya gidip öğrenmemizin daha iyi olduğunu söyledi, yoksa bu haber beni yıkarmış ve bunun kimsenin istemediğini söyledi.
Ahmet kaşlarını çatıp hemen ayağa kalktı.
Telefonuna baktı ve şarjının bittiğimi gördü.
Ahmet: Kahretsin! Eşyalarımızı toparlayıp hemen gidelim.
Onun arkasından gittim.
Hemen odaya girip eşyalarımızı toparladım.
Ahmet telefonu şarja takıp hemen bilet aldı.
1 saate kalkacaktı uçağımız.
Hemen toparlanıp çıktık otelden.
Havaalanına gittik ve hemen uçağımıza bindik.
Ahmet o sırada herkesi arayıp konuşmuştu ama ahmetede dememişlerdi neler olduğunu.
Uçak kalkacaktı ve benim korkma perilerim gelmişti.
Ahmet'le hiç konuşmamıştık şimdiye kadar.
Uçak kalkarken onun koluna sarıldım, ama ahmet kılını bile kıpırdatmadı.
Yol boyu içimde bir korku vardı.
Acaba birine mi bişey olmuştu?
Bunları düşünürken ahmetin omuzunda uyuya kalmışım.


_______________________________
Sizce ne oldu?
Diğer bölümde görüşmek üzere
💞💞

Imkansız Aşk- EMİRHAN ÇAKALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin