- 47 -

149 10 15
                                    

Varmıştık.
Uçaktan inip bavullarımızı aldık.
Reckol ve İrem bizi alacaklardı.
Ahmet'le hala konuşmamıştık.
Çıkış kapısının ardından irem'le reckolü görmüştük.
İkisininde yüzü asıktı.
Hemen irem'e koşup birbirimize sarıldık.
Ahmetle Reckolda tokalaştıktan sonra yürümeye başladık.
Beyza: Ne olduğunu anlatırmısınız artık?
Reckol: Anlatacağız birazdan.
Arabaya bindik ve yol aldık.
Kimse konuşmuyordu.
Ortada gergin bi vibe vardı.
Yaklaşık bi 10dk sonra eve değilde hastaneye gittiğimizi anladım.
Tam soracakken ahmet sordu.
Hay ağzını öpim.
Ahmet: Hastane ne alaka?
Ne irem nede reckol bu soruya yanıt vermişti.
Beyza: Olm malmısınız bişey desenize!
Reckol arabayı park ettikten sonra bize döndüler.
Reckol: Beyza şimdi her şeyi açıklayacağız ama sakin ol tamam mı?
Herkese bok bakışı attıktan sonra kafamı onaylarcasına salladım.
Reckol: Şimdi dün gece herkes normal evdeydi.
Emirhan ortalıkta yoktu bitek.
Aslında odasındaydı ama çıkmamıştı son bir kaç saattir.
Bakmak için odasına çıktığımda, emirhan yatağında yatıyordu.
İlk önce seslendim kalkmadı, sonra komidinin üstüne baktığımda bir sürü ilaç olduğunu gördüm.
O an zaten her şeyi anlamıştım.
Ne yaparsam yapayım uyanmadı.
Sonra zaten diğerlerini çağırıp hastaneye geldik.
İrem: Durumu pek iyi sayılmaz, doktor kendinizi her şeye hazırlayın dedi, şuan komada yani elimizden hiç bir şey gelmiyor-

Her şey durmuş gibiydi.
Recep ve irem konuşmaya devam ediyorlardı ama ben onları asla algılayamıyordum.
Gözlerim dolmuştu ve vücudum kasılmıştı ama bi yandanda tir tir titriyordum.
Beyza: Hangi oda?!
Ağzımdan zorda olsan çıkan kelimeyle reckole bakıyordum.
İrem: İyimisin beyza?
Beyza: Hangi oda olum söylesenize?!
Reckol: Oda numarası 95, B katınd-
Reckol lafını bitirmeden hemen arabadan indim ve hastaneye koştum.
Koşarken göz yaşlarımı tutamıyorum.
İçeriye girdim ve B katına çıktım hemen.
Teker teker oda numaralarına bakıyordum.
Bakarken göz yaşlarım sel gibi akıyordu.
Emirhanın odasının önünde bizimkiler toplanmıştı.
Hepsi oturuyordu ve kimse konuşmuyordu.
Beni görünce hemen ayağa kalktılar.
Özbey abi: Beyza?
Özbey abi yanıma geldi.
Ben emirhan'ın odasının camından emirhan'a baktım.
Orda nasıl yattığını görünce vurulmuş gibiydim.
Ayaklarım tutmuyordu.
Boşluğa düşmüş gibiydim.
Bacaklarım kendini bırakmıştı ve saniyesinde yere "düşmüştüm" .
Arkamdan gelen ahmet beni yakalamıştı yere düşmeden.
Reckol, İrem, özbey abi, ahmet, deha, kuty başımda toplanmışlardı.
İrem: BEYZA!
Özbey: Deha koş hemşire çağır!
Deha hemşire çağırırken herkes beni uyandırma peşindeydi.
Ahmet: Beyza! Kalk hadi!
Hemşire geldikten sonra beni bi odaya götürüp serum taktılar.

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda kafama bi ağrı girmişti ve hemen geri kapattım.
Biraz kendime geldikten sonra gözlerimi yine açıp etrafa baktım.
İrem, Reckol, Özbey abi, Ahmet, kuty, deha oturarak uyuya kalmışlardı.
Önce neden burda olduğumuzu anlamaya çalıştım yada daha doğrusu bana neden serum taktıklarını.
Sonradan jeton düştü.
Gözlerim hemen dolmaya başladı.
Masada duran telefona baktım.
Kimin olduğunu zerre bilmiyordum ama dehanın olabilirdi çünkü ana ekranda nisa vardı.
Saate baktığımda saat 2:35 gösteriyordu.
Hala Emirhanı görmemiştim ve canım o kadar çok yanıyordu ki emirhanı görmek tek isteğimdi.
Yavaş yavaş kimseyi uyandırmadan ayağa kalktım.
Ahmet'e baktığımda mışıl mışıl uyuyordu.
Çok şey vardı kafamda ahmet'le ilgili olan ama şuan gerçekten sadece emirhanı görmek istiyordum.
Kapıdan çıktım ve emirhanın oda numarasını hatırlamaya çalıştım.
Koridorun sonundaydı.
Hemen oraya yürüdüm ve camdan baktım.
Emirhan çok masum "uyuyordu".
Kapıyı açtım ve yavaş adımlarla yanına gittim.
Yatağının yanında ki sandalyeye oturdum.
Sadece oturuyordum.
Emirhanla olan anılarımız bi film gibi gözümün önünden geçiyordu.
Biraz Emirhanı izledikten sonra ona yaklaştım sandalyeyle.
Soğuk ve bembeyaz olan elini tuttum.
Elini aldım ve öptüm.
Aynı zamanda göz yaşlarımı tutamıyordum.
Beyza: Çok özür dilerim.
Sessizce ağlıyordum ve aynı zamanda emirhandan özür diliyordum, uyanması için yalvarıyordum.
Emirhanın soğuk göğüsüne yaslanıp onu acıtmayacak şekilde sıkıca sarıldım.
Beyza: Neden böyle yaptın? Neden bunu bize yaptın? Hiç mi düşünmedin bizi? Beni?!
Hala ağlıyordum.
Aynı zamanda emirhanın o güzel kokusunu içime çekiyordum.
Yavaş yavaş geri yerime oturdum.
Emirhanın Telefonuna mesaj geldiği için gözüm yatağın yanında komidinin üzerindeki telefona kaydı.
Bildirim bankadandı ama benim asıl ilgimi çeken ana ekrandı.
Emirhan küçükken çekildiğimiz bir fotoğrafı ana ekranına koymuştu.

Emirhan küçükken çekildiğimiz bir fotoğrafı ana ekranına koymuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bunu görünce daha şiddetli ağlamaya başladım.
Eski anılarımız, mutlu olduğumuz zamanları düşünmeye başladım.
Emirhanın elini hala tutuyordum.
Buz gibi olan elini kendi elimle ısıtıyordum ve aynı zamanda ona bakıp iç çekiyordum.
Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.
Kafamı emirhanın koluna acıtmayacak şekilde koyup kendimi uykuya bıraktım.


_______________________________
🎀🎀

Imkansız Aşk- EMİRHAN ÇAKALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin