GECENİN AY MAVİSİ

4.7K 286 92
                                    

"Günaydın minik hanım!" kapımı çalmadan içeri girişinden ve ses tonundan hemen anlamıştım gelenim Afra doktor olduğunun. Kendisi benim kişisel doktorumdu, buraya geldiğim andan beri benimle bir anne gibi ilgilenirdi.

"Günaydın Afra doktor!" dedim neşeli sesimle. Dün akşamdan haberi yoktu belli ki ya da daha öğrenmemişti, öğrense bu hastanede taş üstünde taş bırakmazdı.

Dün odamda çok daraldığım için dışarı çıkıp bahçenin bir sürü çiçek türü içeren bölümüne gittim. Çiçekleri her zaman sevmişimdir çok bilgim olmasa da bana huzur verirlerdi. Daha doğrusu gül hariç diğer çiçekler bana huzur verirdi. Güllere önyargım yoktu ama yaşadığım şeyler beni buna itiyordu.

Bahçede kendi halimde çiçeklerle ilgilenirken üç tane erkek gelmişti ve beni sözleriyle rahatsız etmeye çalışmışlardı. Sonrasında ise tensel temasa geçmeye çalıştıklarında red etmeme rağmen itirazda bulunmuşlardı. Benim bu konuda ki durumumu bilmiyorlardı belli ki. Aralarından birinin kasıklarına tekme atıp kaçtığımda beni kovalamaya başladılar. En üst kata kadar çıktığımda nefesimin koşmaktan artık kesildiğini hissedip bana en yakın odaya girmiştim. Ama orası da yeni gelen Alen Barça'nın odasıymış.

Herkes o adamın katil olduğunu, hapishaneye gidecekken buraya getirildiğini söylüyordu. Onun hakkında bir sürü şey duymuştum, televizyonlarda ve internette de bir sürü kez görmüştüm ama ilk defa dün akşam canlı bir şekilde görmüştüm. Herkesin katil diye adlandırdığı kişi bana o an o yatakta savunmasız gelmişti. Herkes katil olduğunu öğrendikten sonra bakış açıları değişmişti tabi bazı takıntılı âşıkların ki hariç.

Evet yakışıklı adamdı ama ben insanlara dış görünüşüne göre bağlanmam. Alen Barça'nın içini merak ediyordum ben; nasıl biri, nelerden hoşlanır, nelerden hoşlanmaz, en sevdiği renk ne, nasıl bir kişiliği var?

"Kahvaltını yaptın mı?" Afra'nın sorusuyla bir anda irkilip gözlerimi kırpıştırdım.

Başımı hızlıca iki yana salladığımda o da gülerek başını salladı. "Odanda mı yemek istersin, yemekhanede mi?" Yalnız kalmayı sevmiyordum, korkuyordum. Yalnız kalsam bile kafamı dağıtacak birşeyler yapmam lazımdı yoksa kriz geçiriyordum ve bunun sonuçları pek hoş olmuyordu bu yüzden odamda yapalım desem bile Afra doktor bana her zaman eşlik ederdi ama bu biraz da sıkıcı oluyordu.

"Yemekhaneye inelim." Afra başını salladı ve kapıya yöneldi, bende peşinden gidip odadan çıktım. Birlikte yemekhane katına indik. Beni yalnız bırakmamaya özen gösteriyordu, her anımda yanımda olup herşeyi kontrol altında tutmak istiyordu.

Birlikte yemekhaneye indiğimizde kahvaltılık birkaç yemek alıp boş bir masaya oturduk. Afra benim raporların ve tedavi sürecim hakkında konuşurken bende onu dinliyordum. Son bir hafta, travmamı geçireceğini öne sürerek bana yeni bir ilaç vermişti ve kullanmamı istemişti, bende kullanmıştım ama pek etkisini görmemiştim ya da ben hissetmemiştim.

Hâlâ rüyalarıma giriyordu yaşadığım her an. Bazen travmalarım zihnimde o kadar büyük yer kaplıyor ki anılarının bir kaçını yok edebiliyor. Afra ve diğer doktorlarımın da korktuğu şeylerin içinde bu var; travmam nedeniyle hafızamda ki anılarımın hepsinin silinmesi.

"Liyan dinliyor musun kuzum?" Afra elini elimin üstüne koyup sorduğu sorudan ziyade beni daldığım yerden kurtaran yemekhaneye bir kızın "O geliyor!" Diyerek girmesi olmuştu.

Burda ki hiç kimse biri ya da birilerinin gelmesine bu kadar çok şaşırıp heyecanlanmazdı. Kızın bahsettiği ve buraya gelen kişi umarım aklımda ki kişi değildir.

Etrafta birkaç konuşma duyuyordum, onun hakkında ama duymak istemiyordum çünkü bana onu hatırlatmak dışında bir de beni kovalayan üç adamı hatırlatıyordu.

GECENİN AY MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin