MUHTAÇLIK

228 32 26
                                    


Şarkı:
Olafur Arnalds-Only the winds, So Close

14 Mart 2024

Alen sırt üstü yattığı yerde kendini zorlayarak gözlerini açtı ve kısık olan sol gözünden bir yaş süzüldü. Bulunduğu odanın içinde insanın içini ürperten bir melodi yankılanıyor arkadan da bir adam konuşuyordu ama tüm bunlar Alen'in kulaklarında sadece bir uğultuydu. Yutkundu.

Vücudunda ki ağrıları ruhu hissetmese bile bedeni en acı şekilde hissediyordu. Ona verdikleri uyuşturucu ağırlıklı maddeler bedeninin çeşitli yerlerine de zarar veriyordu: kaşlarının bir kısmı dökülmüştü, vücudunda morluklar oluşmuştu ve çok sevdiği saçları neredeyse çıkmaz olmuştu.

"Bana," dedi ve tekrardan yutkundu ağrıyan boğazına rağmen. "Masal anlatır mısın?" Dedikten sonra bir göz yaşı daha süzüldü gözünden. Göz yaşı Alen'in kirli sakalının içine girip boynuna doğru kayarken odanın soğukluğu Alen'in bedenini titretmişti.

"Baba." Dedi tekrardan kısık sesle. Boğazı o kadar çok ağrıyordu ki her bir harfi söylerken susmayı düşünüyor ve bekliyordu sanki.

Gözlerini tavandan çekip bulunduğu odaya baktı yaş dolu gözlerinin izin verdiği kadarıyla. Oda o kadar çok soğuktu ki çenesi titiriyordu burnu ise küçük bir çocuğu andırır gibi kızarmıştı.

Bedenini ve başını hareket ettirmeden önce sağına sonra soluna baktı. Olduğu oda geçmiş zamanda girdiği ameliyathaneleri andırıyordu ona ama tek fark tepesinde bir ışık ve camın arkasında izleyen insanlar yoktu.

Ellerini hareket ettirmeye çalıştı ama hissetmiyordu bile. Ne zaman buraya geldiğini hatırlamıyordu hatta hatırlamayı denememişti bile. Afra'nın, Borga'nın veya Duhan'ın nerede olduğunu bilmiyordu. Tek hissedip bildiği şey el ve ayak bileklerinde onu bulunduğu yatağa bağlayan iplerdi.

Sabretmenin ötesindeydi şuan bulunduğu durum. Boyun eğiyordu yaşadığı şeylere ve bunları ona yaşatan kişi veya kişilere. Çaresizlik içindeydi, tıpkı savunmasız küçük bir çocuk gibi. "Baba." Dedi tekrardan çaresizce ve zarzor açık tuttuğu ama açık olduğuna bin şahit gerektiren gözlerini kırptı.

O anda kulağına annesinin çığlıkları doldu. Haykırıyordu, ağlıyordu, sesini duyurmak istermiş gibi canını yerinden söküyordu sanki.

Alen gözlerini tekrardan tavana çevirdiğinde göğsü nefes almasına rağmen yükselmedi ve bir anda öksürmeye başladı. Ama bedeni bile o kadar halsizdi ki öksürükleri bile kesik kesikti. Annesinin çığlıkları daha da yükseldi, oğlunun adını haykırıyordu ama Alen tüm bunları hayal sanıyordu.

Annesinin çığlıkları kesildiğinde Alen'in öksürükleri de dindi ama hareket ettiğinden dolayı uzuvları o kadar çok ağrıyordu ki bedeninden söküp atmak istiyordu. "Baba." Dedi tekrardan ve bulunduğu odanın kapısı açıldı.

İçeriye yine siyahlara bürünmüş Borga ve Duhan, Mayıs Barça ve Kayhan Barça girmişti. Borga ve Duhan Mayıs Barça'nın kollarından tutuyorlardı, Kayhan Barça ise sedyede yatan oğluna doğru ilerledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GECENİN AY MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin