HAYAL KIRIKLIĞI

1.3K 114 246
                                    

Sevmek mi, âşık olmak mı, bağlanmak mı? Saf olan güçlü olmuyor, temiz olan uzun süreli olmuyor, güçlü olan tehlikeli oluyor. Peki üçü aynı anda olursa?

Çatıdan indiğimizde Borga hemen merdivenlerden çıkıp çatının kapısına kilit ve şifre koymuştu.

Alen beni kucağından ve kollarının arasından bir saniye bile ayırmazken diğerleri evin güvenliğiyle ilgili çalışmalar yapıyorlardı. Benle Alen ise koltuklarda oturmuş, doğrusu yatmıştık.

Alen'in başı benim göğsümün üzerindeyken o baş parmaklarıyla sırtımı okşuyordu. Bunu yapmayı bir an bile olsun bırakmıyordu, sanki kollarının arasında ki varlığımı hissettiğinde içi daha da rahatlıyor ve sakinleşiyordu.

Saçlarını okşayan elim yavaşça sırtına gitti. İki kere elimle hafifçe vurduğumda hiçbir ses vermemişti. "Alen," diyerek tekrardan vurduğumda yine tepki vermemesi kaşlarımı çatmama sebep olurken tam kalkacaktım ki görüş alanıma giren Lodos elini kaldırarak beni durdurdu.

İşaret parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmamı söyledikten sonra o da yanımızda ki koltuğa oturdu ve konuştu.

"Uyumuş." Çatılan kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken hareket etmeden göğsümde düzenli bir şekilde nefes alan Alen'e baktım. Cidden de uyumuştu, ama sırtımda hafifçe hareket eden baş parmaklarını hissediyordum. Uykuda yapıyordu bunu.

"Ama burada rahat uyuyamaz ki."  dediğimde tekrardan uyanması için seslendim ama bir milim bile hareket etmedi, hareket etmeyi bırak tepki bile vermedi.

"Alen'in uykusu çok derindir. Ama düşündüğün gibi değil, çok fazla derindir. Hatta sırf bu yüzden uyumayı hiç sevmez, sürekli kendini uyanık tutmaya çalışır. Çünkü uyuduğunda uyanması çok güç oluyor." Başımı anlıyormuş gibi salladım. "Uyuduğunda güçsüz ve savunmasız olduğunu düşündüğü için sahipliklerinin ya da değer verdiği kişilerin gideceğinden endişeleniyor. Biz gitmeyiz, duydun mu bilmiyorum ama bir anlaşma sayesinde de artık güvendeyiz. Ama sen Liyan sen şuan güvende değilsin ayrıca az önce gitmeye kalkıştın. Ama şuan kollarının arasındasın. O yüzden güvenle uyuyabiliyor."

"Önceden böyle bir şey olmuş ki tedbirli davranıyor. Yanılıyor muyum?" Lodos güldü ve başını eğerek iki yana salladı.

"Vücudun ve bünyenin aksine zekan oldukça kuvvetli. Ama bunu söylemek bana düşmez."

Ben tam bir şey daha söyleyecektim ki Duhan ve Borga'nın odaya konuşarak girmesi buna engel oldu. Bakışları önce bana sonra göğsümde uyuyan Alen'e gittiğinde ikisi de güldü ve Lodos'un yanına oturdular.

"Hayret, nasıl oldu da uyudu bu?" Borga'nın alayla söylediği şeyle üçüne baktım. Hepsi de hem mutlu hem de inanamayan gözlerle Alen'e bakıyordu.

"Kaybedeceği tek şey kollarının arasında ya, rahat şuan." Duhan'ın bu sözüyle Borga başını salladı ve arkasına iyice yaslanarak bana baktı. Normal ses tonuyla konuşuyorlardı, Alen'in uyanmasını hiç düşünmüyorlardı sanırım.

"Aldakar eve gelmiş." Alen'in saçlarının arasında dolaşan elim aniden duraksadığında bakışlarım Alen'in sırtında takılı kaldı. Aslında bunu bilmemeleri imkânsızdı, evin her yerinde sese ve ısıya duyarlı kameralar vardı.

Bakışlarımı tekrardan üçüne çevirdiğimde bana kızgın olmayan ama aynı zamanda onaylamayan bakışlar atan gözleriyle bakıyorlardı.

"Ne öyle bakıyorsunuz ya?! Sanki ben dedim, gel birlikte oturalım diye." Duhan başını onaylamaz şekilde eğip salladığında bu sefer o konuştu.

GECENİN AY MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin