TANRI VE TANRIÇA

1.5K 139 271
                                    

Bu dünyada sadece birbirinin sevgisini hak ettiğini düşünen iki insan yaşadıkları şeyler yüzünden Tanrı'nın sevgisini göremiyorlardı. Ama Tanrı onlara hayatının sevgisini verecek kadar çok seviyordu.

Ayağımı altımda ki beyaz bulutlardan oluşmuş gibi olan zemine basarak yürürken oluştuğu hissiyatla gülümsemeden edemedim. Hafif gıdıklar gibi olan serinlik sanki uçuyormuşum gibi hissettirirken uzun saçlarım yüzüme doğru hafif esen rüzgarla geriye doğru savruluyordu. Burası çok güzeldi, ama yalnızdım.

Bakışlarımı görünmeyen ayaklarımdan çekip üzerime baktığımda boydan beyaz bir elbise giydiğimi fark etmiş olmam daha da gülümsememi sağladı. O kadar güzel bir hissiyattı ki sanki bedenim yokmuş ta sadece ruhumu taşıyormuş gibi hissettim.

Alen'in de burayı görmesi lazımdı. Eminim çok severdi.

Başımı kaldırdığımda uçsuz bucaksız beyaz bir alem gördüğümde yüzümde ki gülümseme aniden silindi. Burada yalnız başımaydım ve sonu görünmeyen bir yerdeydim. Etrafımda döndüğümde ayak bileklerime kadar gelen bulutumsu şeyler havalanarak uçuşan saçlarımın arasına girdiğinde endişeyle baktım bu sefer etrafıma.

"Alen!" Diyerek endişeyle koşuşturmaya başladığımda birkaç dakika önce saçlarımı nahifçe okşayan rüzgar yüzüme vurmaya başlamıştı.

Koşarak birini bulmak istercesine etrafıma bakındığımda uzaklardan gelen grimsi bir şey gördüm. Son hız bana doğru gelirken çığlık atıp ayaklarıma kadar uzanan beyaz elbisenin önlerini hafifçe kaldırarak o gri şeyden kaçmaya başladığım.

Onun arkadan estirdiği sert rüzgar hiddetle saçlarımı önüme doğru iterken arkama baktım. Geçtiği ve değdiği yerleri siyaha boyarcasına bana yaklaşırken daha da hızlandım ama aniden kalbimde bir ağrı oluşmasıyla yere düştüm.

Yere düşmemle karın boşluğumda bir ağrı hissettim. O gri bulut üzerime doğru gelirken karnımda ki ve kalbimde ki ağrıdan geriye bile gidemiyordum. O gri bulut sert rüzgârıyla bana yaklaştığında yere cenin pozisyonunda yattım ve gözlerimi sımsıkı kapatarak kollarımı bedenime sardım.

Şiddetli rüzgar geçtikten sonra gözlerimi açtığımda az önce beni serinleten, ayağımın dibinde ki beyaz bulutlar bu sefer ısıtırken elbisemin kan kırmızısına boyandığını gördüm. Üstümde ki elbise haricinde her yer siyaha boyanmış şekilde üzerime gelirken karın boşluğumda hissettiğim ağrıyla yere düştüm ve kollarımı karnıma dolayarak tekrardan cenin pozisyonunda yattım.

Kulaklarımda duyulan tiz ve can sıkıcı bir ses kulaklarımı kapatmaya beni iterken kalbime sanki biri yumruk vurmuş gibi hissettiğimde avazım çıktığı kadar çığlık attım.

"Bırakma beni kalp atışım." Diyen Alen'in sesini duymamla gözlerimden yaşlar süzüldü ve boğazımı yırtarcasına "Alen!" Diyerek bağırdım.

🖇

•Yazar'dan•

Liyan'ın sedyede yatan bedeni ve kalp makinasından gelen o tiz ses... Alen'e göre tüm bunların hepsi bir kabus gibi gelirken hareket etmek istedi; hareket etmek, gece kızına bizzat dokunarak onu hayata getirmek.

GECENİN AY MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin