KARANLIĞIN AYDINLIĞI

3.9K 235 168
                                    

"Liyan iyi misin sen güzelim bir haftadır yataktan çıktığın yok?"

Bu sözlerden bıkmıştım artık. Psikoloğum geliyor aynı şeyi söylüyor, Afra geliyor aynı şeyi söylüyor, ilaçlarımı kontrol amaçlı gönderdikleri hemşire geliyor aynı şeyi söylüyor. İyiyim ben anlayın artık!

Yorganı göz devirerek başımın üstüne kadar çekitğimde bu hareketlerim Afrayı üzüyordu, görebiliyordum ama bende böyle davranmak istiyordum. Hayatımda bir kez olsun başkalarını mutlu edecek şekilde değil de kendi istediğim şekilde hareket ediyordum ve bu bana iyi hissettiriyordu. İçimde ki boşluk haricinde herşey iyiydi.

"Bütün günü yatakta geçiriyorsun tuvalete bile çok az çıkıyorsun. Depresyona mı girdin? Psikoloğuna da birşey anlatmıyormuşsun."

Örtünün altında nefessiz kalmıştım ama büyük bir nefes verip örtünün altından Afraya cevap verdim. "İyiyim Afra sadece yatağımın konforunu keşfetmiş bulunuyorum. Tuvaletim çok yok. Hayır depresyona girmedim ve anlatacak bir şeyim de yok."

Bir süre ses gelmediğinde meraklanmıştım. Afra genelde sessiz kalmazdı ama şimdi hiç ses çıkartmamıştı. Örtünün altından sadece burnum ve gözlerim görünecek derecede çıkartıp baktığımda dümdüz şekilde ilaçlarıma baktığını gördüm. Söylediğim şeyleri duymamıştı, ilaçlarıma odaklanmıştı.

"İlaçlarını da mı aksatıyorsun?!" Benim bu hale gelmeme ilaçlarımın sebep olduğunu düşünüyordu. Evet aksatıyordum ama bu halimin ilaçlarla bir ilgisi yoktu. Artık onları içmeme gerek te yoktu zaten. İyileşmek istemiyordum.

Göz devirip geri örtünün içine girdiğimde Afra üstümden örtüyü sertçe çekti, sanırım bu durum onu cidden kızdırmıştı.

"Kalk! Zaten sende değişiklik olduğunu anlamalıydım bir haftadır Alen'in yanına hiç gitmedin de sormadın da!" Evet sormamıştım çünkü Afra bana söylüyordu. Her gece benim uyuduğumu sanıp baş ucuna gelerek konuşuyordu benimle. Bu halime üzüldüğünü dile getiriyordu, bir haftada neyin bu kadar değiştiğini anlamadığını ve bunun için endişelendiğini söylüyordu. Alen'in durumunu ise söylemeden gitmiyordu.

"Ne istiyorsun Afra? Ben ne zaman çok neşeli biri oldum ya da ne zaman sürekli gülen ve etrafına neşe saçan bir kız oldum?! Yine kendi halimdeydim tek fark dışarı çıkıyordum, şimdi ise odamdayım. Kimseyle konuşmuyordum, çünkü kimse benimle konuşmuyordu peki bu durum değişti mi? Hayır!"

Söylediğim şeyler karşısında hayrete düşen Afra bana ilk defa acıyormuş gibi bakıyordu.

"Sen neşeliydin, kendi neşen kendine yetiyordu ama şuan o yok," diyerek tüm bu söylediklerime inanamayan sesiyle konuşmaya başladı.

"Senin kendi neşen etrafındakileri de mutlu ediyordu. Yani evet, sen etrafa neşe saçıyordun ama şimdi o da yok." Yutkundum.

"Evet kendi halindeydin ama yine de  mutlu olabilecek şeyler bulabiliyordun. Çiçeklerle ilgileniyordun, benimle konuşuyordun, kendi kendine şarkılar söylüyordun ve bunların hepsini yine odanda yapıyordun. Değişen şey yer değil, sensin." Sözleri çok ağırdı ama doğruydu.

"Kimseyle konuşmuyordun çünkü hiçbirine güvenmiyordun evet ama benimle konuşuyordun, Alenle konuşuyordun onu geçtim odanda ki lavantalarla konuşuyordun ama bir haftadır onlarla bile ilgilenmiyorsun."

Söyleyeceği herşeyi söylemişti ve hepsi de doğruydu. Gerçekleri yüzüme tokattan bile daha sert çarparken bu durumun onu cidden üzdüğünü şimdi anlayabiliyordum. Belki ben kendimi görmüyordum ama o beni görüp ilgileniyordu ve tüm bunları fark edebiliyordu.

GECENİN AY MAVİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin