Media: Alen ve Aldakar'ın
küçüklüğü14 Şubat 2006
Aldakar evin içini sarmış taze krep ve çikolata kokusunun verdiği hissiyatla yatağında hareket edip doğruldu. Kardeşininkinin aksine onun uykusu çocukluğundan beri oldukça hafifti.
Üzerinde lacivert renginde bir pijama vardı. Pijamanın üzerinde ise bir tane uzay gemisi ve her renkte gezegenler vardı.
Yattığı yatağından çıplak ve küçük ayaklarını sarkıtıp dikkatlice zıplayarak indi ve çapaklı gözlerini ovaladı. Odasında ki banyoya gidip lavabosunun önünde ki desenli tabureye çıktı ve aynadan kendine baktı. Açık kahverengi saçları dağılmış, sağ yanağında yastığının bıraktığı bir iz vardı.
Pijamasının kollarını dirseklerine kadar sıvazlayıp elini ve yüzünü yıkadıktan sonra dişlerini güzelce fırçaladı. On yaşında ki bir oğlana göre fazla usluydu Aldakar ve bu dışarıda ki gözler tarafından da dikkat çekiyordu.
Banyodan çıkıp odasına gittiğinde annesinin ona yeni aldığı çoraplardan bir tane giydi ve odasından çıktı. Tahmin ettiği gibi bugün annesi her sene olduğu gibi yine kardeşini ve onu okula göndermemişti. Mayıs Barça Aldakar'ın anlayamadığı bir şekilde bu güne ayrı bir önem veriyordu; çocuklarını okula göndermiyor, eve ise hizmetli almıyordu. Yemeklerin hepsini kendi yapıyor, oğullarının odasını bizzat kendi topluyor ve onlarla vakit geçiriyordu.
Aldakar merdivenlerden koşarak indi ve mutfağa, annesinin yanına indi. Mayıs Barça merdivenlerden gelen ayak seslerinden Aldakar'ın geldiğini anladığında sırtı kapıya dönük bir şekilde gülümsedi ve sanki hiçbir şey anlamamış gibi ilgilendiği şeyle uğraşmaya devam etti.
Aldakar mutfak kapısının önüne geldiğinde annesini görünce yüzünde saf bir gülümseme oldu ve "Anne!" Diyip koşarak annesine sarıldı. Mayıs Barça'nın yüzünde ki gülümseme büyüdüğünde o da yönünü Aldakar'a çevirdi ve kendine sarılan oğlunun saçlarını karıştıp büyük bir öpücük bıraktı.
"Oğlum benim." Diyerek dizlerinin üzerine çöken Mayıs Barça da Aldakar'a sıkı bir şekilde sarıldı ve oğlunun hasret kaldığı kokusunu içine çekti. Mayıs Barça yılda belirli günlerde oğullarıyla beraber olabiliyordu işi yüzünden. Ya sürekli yurt dışında oluyor ya da evden erken çıkıyordu. Eve geldiğinde ise her iki oğlu da çoktan uyumuş oluyordu.
"Seni çok özledim anne." Mayıs Barça dayanamayıp bir kere de oğlunun boyununu öptüğünde derin bir nefes aldı. "Bende seni özledim gecem." Aldakar annesinden ayrılıp yanağına bir öpücük konudurduğunda utana sıkıla gözlerini kaçırdı. Bunu fark eden Mayıs Barça zarif bir kahkaha atıp oğlunun yanağını sıktı ve ayağa kalktı.
Mutfak adasının üzerinde duran mandalinalardan bir tane oğluna soyup verdi. Aldakar sevinçle mandalinayı ikiye böldüğünde Mayıs Barça tekrardan tezgaha yöneldi.
"Hadi git te kardeşini kaldır. Kahvaltı neredeyse hazır olacak ama o hâlâ uyuyor."
"O hep böyle ki," dedi Aldakar ağzında ki mandalinayla "Aida abla onu okula gönderirken de çok zorlanıyor." Mayıs Barça kıkırdadı ve Aldakar'a baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AY MAVİSİ
Novela Juvenilİşlediği bir cinayetinde yakalanan Alen Barça'nın hapishaneye girmesi beklenirken akıl sağlığı yerinde olmadığı ortaya çıkar. Bunun üzerine hapishane yerine akıl hastanesine kaldırılır ve orda tedavi görmeye başlar. Herşeyden habersiz gittiği akıl...